Kahvenin Türk halkının sosyal hayatındaki yeri

                Kahvenin Türk halkının sosyal hayatındaki yeri çok önemlidir. "Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır" sözü bu önemi belirtmeye yetmektedir. Gelinin sözünün kesilmesine "Kahvesi içildi." denmesi de gelenektendir. Anadolu, Kıbrıs ve Balkan Türkleri arasnda söylenen mânilere de kahve kültürümüz bütün inceliğiyle girmiştir.  Anadolu''da:

Kahve piştiği yerde / Pişip taştığı yerde                 

Güzel çirkin aranmaz  / Gönül düştüğü yerde                    

biçiminde yaygın olarak söylenen mânilerin hemen hemen aynısına Kıbrıs''ta, Batı Trakya''da, Makedonya''da da hemen hemen aynı ya da az farklılıklarla rastlanmaktadır

Anadolu''da ve hemen hemen bütün Türk yurtlarında kadın-erkek derdini, neşesini daima mânilerle dile getirmiştir. İletişim araçlarının bugünki gibi yaygın ve ileri düzeyde olmadığı dönemlerde gurbetteki sevgililere mektup yazılırken, mektup içine:

Mektup yazdım okuna / Vara yâre dokuna         

                               Yâr Mevlâyı seversen / Gül yerine kokula                             

gibi, hepsi de bir birinden güzel, içli mâniler yazılırdı. Bu mâniler tek başına bir mektup, bir haber alma görevi de görürlerdi.

                Pek çok Türk yurdunda gurbetteki erkeğin karısına mektup yazıp yollaması, hatta mektubunda selam söyleyip hatır sorması bile pek hoş karşılanmazdı. Bu durumda karısının durumunu merak eden delikanlı eve yazdığı mektubun bir köşesine:

                               Hey mektubum var da gel / Haberini al da gel

                               Bir idik iki olduk / Üç olduk mu sor da gel

biçiminde bir mâni sıkıştırır; karısı da kocasına ev halkı tarafından birlikte yazılan mektubun içine uygun bir mâni yerleştirerek durumu hakkında bilgileri kocasına ulaştırırdı. Bu geleneğe

bağlı olarak yazılan mektuplarda bir mektup mânisi geleneği gelişmiştir. Türk yurtlarında pek çoğu önemli benzerlikler gösteren mektup mânilerinin benzerleri Dobruca Türkleri arasında, Kıbrıs''ta, Makedonya''da, Kosova''da                 BulgaristanTürkleri arasında da söylenegelmiştir.

                Mendil folklorumuzun vazgeçilmez bir parçası olup yazıldığı bezin cinsine ve üzerindeki şekillere göre ipek mendil. oyalı mendil, turalı mendil, meddah mendili gibi adlar alıp hissi hayatımızda da önemli bir yer tutmaktadır. Anadolu''da:

                               Yere kilim sererler / Oturmuş erik yerler                

                               Mendil vermem sevgilim / Mendil ayrılık derler                 

gibi pek çok örneğine rastladığımız mendil mânilerine Kıbrıs''ta gördüğümüz:

Mendilimin yeşili / Ben kaybettim eşimi

Al mendil sende dursu / Sil gözünün yaşını

Biçimindeki örneklere  Balkan Türkleri arasında da ince bir Türk zevkinin içtenlikle yansıması olarak rastlanmaktadır.     

Mânilerin Anadolu, Kıbrıs ve Balkan Türkleri arasında:

                               Karşıda kara meşe / Kolun açmış güneşe

                               Beni yardan ayıran / Onulmaz derde düşe

biçiminde örneklerine rastladığımız beddua mânilerinin Makedonya''da:

                               Taşı attım gümlesin / Aşık olan dinlesin

                               Bizi yardan ayıran / Düşeklerde inlesin

biçimindeki benzerlerini Kıbrıs''ta ve Tüm Balkan Türkleri arasında görmekteyiz.

                Hemen her konuda rastlanan mânilerin gelin-kaynana çekişmelerini belirten:

Sini üstünde şekerim / Üstüne bal dökerim                         

Kaynanamın kahrını /    Oğlu için çekerim

biçiminde gelinlerin söylediği manilerle;

                               Kız gelin dırdır etme / Uykumu murtat etme                                      

                               Vakitsiz horoz gibi / Gece yarısı ötme

biçimindeki kaynanaların söyledikleri manilerin  benzer varyantlarına da Kıbrıs ve Balkan ülkelerinde rastlanmaktadır.

                Tüm Türk yurtlarında olduğu gibi Anadolu, Kıbrıs ve Balkan Türkleri arasında Hıdırellez mânileri dediğimiz niyet mânilerinin yaygın olarak söylendiği bilinmektedir.

                Türk yurtlarının bitmez tükenmez kaynakları ve eşsiz güzellikleri yanında her kentin kendine özgü bir güzelliği de bulunmaktadır. Bu nedenle kentlerimiz mânilerde sık sık yer almıştır. Anadolu''da:

Bursa''dan aldım ipek      / Seviyorum seni pek     

Yalıncı deme bana / Sözüm vallahi gerçek           

gibi söyleyişlerde anılan kentlerimiz Kıbrıs''ta:

                                Mağusa''nın kızları / Siyah sürme kaşları

                               Al yanağa yol yapmış /Ela gözün yaşları

biçiminde dile gelirken, Makedonya''da, Üsküp, Ohri, Kosova''da Prizren vb. dile gelmektedir.

                Aileleri ve sevgilileri yakından ilgilendiren konulardan biri de askerlik olduğu için bu  kutsal görevle ilgili duygular Anadolu''da:

                                Al giydim alsın diye / Mor giydim sevsin diye

                               Kimseleri istemedim / Askerden gelsin diye

biçiminde dile gelirken, Makedonya''da, Kıbrıs''ta ve Balkan ülkelerinin hemen hemen hepsinde duygulu ifadelerle yüklü asker mânilerine rastlanmaktadır.

Bütün Türk yurtları mânilerinde en fazla işlenen konu ise sevgidir.

                               A benim bahtı yârim / Gönülde tahtı yârim                                         

                               Yüzünde göz izi var / Sana kim baktı yârim                                         

biçiminde ince duygular halinde dile gelirken, bazen de:

                               Karşıda kara yonca / Yaşatılmaz doyunca                                           

                               Nidem kuru cilveyi / Sarılıp yatmayınca

biçiminde açık saçık anlatımlarda, bazen de son derece kaba cinsel istekleri dile getiren biçimde gözükmektedir. Her ne kadar Kıbrıs''ta:

                               Bir gün sabah olacak / Güneş gene doğacak                      

                               Unudmayın kâfirler / Ada Türk''ün olacak

gibi siyasi içerikli olanları görülse de yapısı gereği toplum olaylarına ve siyasi konulara değinilmeyen mâniler tüm Türk topluluklarının kültür birliğini işaretleyen bir söyleyiş biçimidir.

Yazarın Diğer Yazıları