"KANALTÜRK " Kalesi düştü mü, düşürüldü mü?

İngiliz Şairi John Donne “Her ölenle bizden de bir parça kopar” demiş. Ben de siyaseti, felsefesi ne olursa olsun  bir gazete, dergi veya televizyon kanalı kapanınca, benden bir şeyler kopmuş gibi  hissederim... Hatta o kapanan medya aracından ve yöneticilerinden nefret etsem de çalışanlarına acırım! Ve bu halleri, belki ben de gazete dergi kapatmaya mecbur olduğum için daha iyi anlarım. Fakat mesela YENİÇAĞ Televizyonu kapandığı zaman gerçekten de içimden bir şey kopmuş gibi olmuştum! O boşluk dolmadı!
Bunun için de Tuncay Özkan’ın KANALTÜRK’ü, siyasi meşrebinin ne olduğunu bilmediğim bir holdinge satmasına üzüldüm. İnşallah yanılıyorumdur: Kanaltürk yeni yönetiminde, eski milliyetçi, vatansever çizgisinde devam eder!

Biz kaç kişi idik?

Tuncay Özkan ateşli konuşmalarıyla Cumhuriyet Mitinglerinde de öne çıkmış ve Kanaltürk’le “Bizkaçkişiyiz?” hareketini de başlatmıştı... Bu hareket ve Kanaltürk, iktidarın korkulu rüyası olmuştu!  Susturmak için çeşitli yolları denediler. Ve sonunda da muvaffak oldular! 
Bu “harekete” şimdi ne olacak? Havada balon gibi kalacak ve sonra patlayacak mı? Asıl üzüntüm bu direnişe katılanların ve umut bağlayanların, sukutu hayale uğramaları ve gelecekte bu gibi hareketlerden umut kesmeleri ihtimali! Zaten galiba asıl istenen de bu! İster istemez,  “Kanaltürk” kalesinin “düşürülmesinde”  de ince bir komplo mu var diye düşünüyorum!  KANALTÜRK’ü Kanaltürk yapanların başında gelen Hulki Cevizoğlu, belli ki  çok üzüntülü; yazısında, “Yaklaşık 3 yıllık Kanaltürk süreci artık yeni ve çok önemli bir sürece girdi... Mücadele bitmemiştir” diyor... Bu “mücadele” bitmez de keşke başka kaleler de düşmese, düşürülmese!

Yazarın Diğer Yazıları