Kanka’ya bomba!.

“Derinliklerde dolaşma konusunda”  müthiş sezgi ve değerlendirmeleri olan Genel Yayın Müdürümüz Hayri Bey’e  “Bu Libya konusunda Türkiye’nin durumu hakkında”  ne düşündüğünü sordum..
“-Su verme yetime, döner oyar gözüne!..” dedi..
“-Niye ki ne!!?” dedim..
“-Bu Libya, Kıbrıs çıkarmasında bize benzin verdi mi?..”
“-??!”
“-Binlerce Türk işçisi ve müteahhidi Kaddafi’den para kazanıyor mu?!.”
“-Türkiye’den gidecek gemi, Libya sularına yardım girmesini önleyecek ve ambargoyu denetleyecek mi?!”
Böylece  “Yetim” den maksadı anladım şıp diye.. Utandım!!
Buyurunuz efendim NATO’nun iliğinden kemiğinden yararlanıp ayak işlerinde kullandığı ülkemizi sallamadığının son yıllardaki ikinci resmi.(Birinci resim Rasmussen’in attığı kazık, PKK konusunda Türkiye’nin hançerlenmesi yalnız bırakılması vs..)
Hani bizim  “reis”  kükrüyordu da  “NATO’nun orada ne işi var!?”  diye “Halifeliğe”  soyunuyordu ya!!.
NATO,  “izahat”  bile yapmadı ya!!
ABD ve İngiltere, Libya üzerine NATO’yu sürecek, Türkiye’nin itirazlarının etrafından dolanan bir formül ile!..
Dahası;  “Haçlı” , Libya-Arap petrolü üzerine yürürken kararlarını Katar, BAE gibi işbirlikçi Arap petrol krallıklarına onaylatacak..
Türkiye’nin  “getirildiği” noktayı da bir ABD’li diplomat şöyle özetlemiş..
“Başbakan Tayyip Erdoğan ve Obama arasında yapılan telefon görüşmesinden sonra Türkiye, son bir-iki günde daha esnek bir hale geldi” .
Hayırlara vesile olsun bu Haçlı Seferi!..
Tayyip’te bir de eline verilmiş ödül var, bu yüzden  “Kardeşim Kaddafi” ye paça kasnak dalamıyor!..
Ama Fransız’ın aniden  “fransız”  olması ile İtalyan’ın atası Brütüs’ün hançeri ile yırtık çamaşırdan zuhur etmesi, bu Avrupa yanardönerliğini tam yansıtır cinstendir!..
Sarko ile Berlusconi tam yavşak çıktılar!..
Kaddafi, tam bir petrol zamparası edası ile Fransa’ya pavyon kapısına dayanır gibi dayandığında, Sarko bacaklarını havaya kaldırmış onu karşılamıştı..
Parayı kapmak için, Louvre Sarayı Müzesi avlusuna çadır kurmuştu Kaddafi!.. Pavyona düşen zengin (hıyar) ağa, öyle bir keselenir ki, o zamparalık yaptığını zannederken, bir güzel öpülen kendisidir aslında..
Louvre’a çadır kurmanın faturasını ödüyor şaşkın diktatör!..
Çağdaş Brütüs Berlusconi de çevresinin bütün görkemiyle Roma’ya ayak bastığında, Kaddafi’nin elini öpmüştü..
Arpayı esirgemesin diye!..
Şimdi Libya’ya saldıran savaş uçakları İtalya’dan havalanıyor..

***


Hatırlıyorum da; küffar  “Biz bu Kaddafi’nin defterini dürmek için NATO’yu devreye sokalım!!”  dediğinde Tayyip celallenmişti..
“Ne işi varmış NATO’nun orada?”   dediğini duyunca,  “Helal olsun”  demiştim “Gene çaktı one minute” yi..
Anaaa!.. Baktım aynı Tayyip şimdi;
“Şu anda NATO’nun devreye girmesi söz konusudur. NATO devreye girecekse bizim bazı şartlarımız vardır!..”  diye bağlama ile oyun havaları çalıyor!..
“Ne işi var NATO’nun orada?!” dan..
“Valla girebilir ama şartımız var!!” a.. (Tercümesi: ’Ulan bu NATO bizi sallamıyor ama âleme ayıp olmasın zevahiri kurtaralım çabası..)
Bu yüzden, değerli büyüğümüz şartları sıralıyor..
1- NATO, Libya’nın, Libyalılara ait olduğunu tespit ve tescil için oraya girmelidir.
2- Yeraltı kaynaklarının birilerine dağıtımı için değil.
3- Libyalı kardeşlerimiz her türlü imkana sahipler, Libya halkına bu fırsat tanınmalı, operasyon işgale dönüşmeden Libyalıların kendi kararını vermeleri için fırsat tesis edilmelidir...
Kendileri, Irak katliamına başladığında da ABD askerini  “özgürleştirme çabaları için”  kutsamıştı!.. Şimdi de Libya’yı  “özgürleştirme!!”  çabalarına Türkiye’nin (kendisinin) nasıl destek olabileceğini açıklıyor..

***


Yalnız, değerli Başbakanımızın bu tavrı  “Kardeşim Kaddafi” yi Berlusconi’den de Sarko’dan da fazla yaralıyor!..
Zira, eliyle ödülünü sunarken Tayyip kendisine gözlerinin içine bakarak şöyle demişti..
“Libya Lideri Muammer Kaddafi’ye şükran ve takdirlerimi ifade etmek isterim.
Biz, birbirimizin sorunlarına bigâne kalamayız değerli kardeşlerim. Biz birbirimize sırtımızı dönemeyiz, birbirimizden habersiz, birbirimizden ilgisiz, alakasız yaşayamayız. Bizim medeniyetimiz bize şunu emrediyor, ’Komşusu aç iken tok yatan, bizden değildir’. Biz Ankara’da, İstanbul’da, İzmir’de, Adana’da, Konya’da bu emre ne kadar muhatap isek hiç kuşkusuz sizler de burada, Trablus’ta, Bingazi’de, Tobruk’ta, Sirte’de aynı emre muhatapsınız. Biz, Türkçe olarak, ’ev alma komşu al’derken sizler, Arapça olarak ’el caarr, kabled daar’diyorsunuz ve aslında aynı şeyi söylüyoruz. Bizler, bir vücudun azaları gibiyiz. Vücudumuzun bir parçasında sorun olduğunda bütün bir vücudumuz sorun yaşıyor.”
Rusya’nın Lideri Putin bile,  “Birleşmiş Milletler’in Libya kararını Ortaçağ’daki Haçlı Seferleri çağrılarına” benzetti.
Saldırı,  “Kaddafi diktatörünü yok etme, özgürleştirme”  değil petrole Haçlı hücumudur..
Sarko-Berlusconi bu konuda her tavrı üstlenebilir..
Tayyip’in daha düne kadar diklendiği  “NATO”  kartının oynanması için masaya çuha döşemesi hoş değil..

Yazarın Diğer Yazıları