Kanser riskini artıran beş şaşırtıcı alışkanlık! Ölüm kapınızı bu sürprizlerle çalabilir

Kanser riskini artıran beş şaşırtıcı alışkanlık! Ölüm kapınızı bu sürprizlerle çalabilir

Bilimsel araştırmalar, kanser riskini artıran beş beklenmedik faktörü ortaya koydu. Gündelik alışkanlıklardan çevresel etkilere kadar bu unsurlar, uzmanları harekete geçirdi. İşte kanserle bağlantılı şaşırtıcı gerçekler...

Kanser, modern çağın en büyük sağlık tehditlerinden biri olmaya devam ediyor. Ancak bilim dünyası, kanser riskini artıran faktörlerin yalnızca sigara ya da kötü beslenme gibi bilinen nedenlerle sınırlı olmadığını gösterdi.

Günlük yaşamda sıkça karşılaştığımız beş şaşırtıcı faktör, kanser riskini artırdı. Uzmanlar, bu faktörlerin farkında olmanın ve yaşam tarzında yapılacak küçük değişikliklerin kanserle mücadelede büyük fark oluşturabileceğini vurguladı.

İşte bilimsel araştırmalar ve uluslararası uzman görüşleriyle desteklenen o beş sürpriz faktör...

1. Aşırı Televizyon İzleme: Sessiz Bir Tehlike

Günde saatlerce televizyon karşısında vakit geçirmek, sadece hareketsiz bir yaşam tarzını teşvik etmekle kalmıyor, aynı zamanda kanser riskini de artırdı. Hareketsiz yaşam, bağırsak ve meme kanseri gibi bazı kanser türleriyle doğrudan bağlantılı. Günde sadece bir saatlik televizyon izleme bile riski %10 artırabilir. Amerikan Kanser Derneği’nin raporuna göre, hareketsiz yaşam tarzı, yeni kanser vakalarının %5’ine neden oldu.

Harvard Tıp Fakültesi’nden Dr. Edward Giovannucci, “Uzun süre oturmak, insülin direncini artırarak kanser hücrelerinin çoğalmasını tetikleyebilir” diye ekledi.

Uzmanlar, her saat başı kısa yürüyüşler yaparak veya ayakta hareket ederek bu riskin azaltılabileceğini önerdi.

2. Mutsuz Evlilik: Stresin Kanser Üzerindeki Etkisi

Mutlu bir evlilik kalp sağlığını korurken, mutsuz bir ilişki kanser riskini artırabildi.

Michigan Eyalet Üniversitesi’nde yapılan bir araştırma, mutsuz evliliklerdeki kronik stresin bağışıklık sistemini zayıflatarak kanser riskini artırdığını ortaya koydu.

Londra Üniversitesi’nden onkolog Prof. Dr. Angus Dalgleish, “Kronik stres, vücutta inflamasyonu artırıyor ve bu da kanser gelişimini hızlandırabilir” dedi.

Stresin kortizol seviyelerini yükselterek DNA onarım mekanizmalarını bozduğu biliniyor.

Uzmanlar, meditasyon, terapi veya sosyal destek gruplarıyla stresin yönetilmesini önerdi.

3. Uykusuzluk: Kanserin Gizli Ortağı

Yetersiz uyku, sadece yorgunlukla sınırlı kalmıyor; kanser riskini de artırdı. Düzensiz uyku, melatonin üretimini azaltarak kanser hücrelerinin çoğalmasını kolaylaştırdı. Dünya Sağlık Örgütü’nün bir raporuna göre, gece vardiyalı çalışanlarda meme ve prostat kanseri riski %30 daha yüksek.

İngiltere’deki Oxford Üniversitesi’nden Dr. Kat Arney, “Melatonin, kanser hücrelerinin büyümesini baskılayan bir hormon. Uyku düzenini korumak, bu doğal koruyucuyu destekler” dedi.

Uzmanlar, her gece 7-8 saat kesintisiz uyku ve karanlık bir uyku ortamı önerdi.

4. Aşırı Akrilamid Tüketimi: Hazır Kahvedeki Tehlike

Gıdaların yüksek sıcaklıklarda pişirilmesiyle oluşan akrilamid, özellikle hazır kahvede yüksek miktarda bulundu. Polonya’da yapılan bir araştırma, hazır kahvenin taze çekilmiş kahveye kıyasla iki kat daha fazla akrilamid içerdiğini gösterdi.

Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı (IARC), akrilamidi “olası insan kanserojeni” olarak sınıflandırdı. Kanada’daki McGill Üniversitesi’nden Dr. Joe Schwarcz, “Günde 10 fincan hazır kahve içmediğiniz sürece akrilamid riski düşük, ancak uzun vadeli tüketim dikkat gerektiriyor” dedi.

Uzmanlar, taze çekilmiş kahve veya bitki çaylarına yönelmenin daha güvenli olduğunu belirtti.

5. Çevresel Kirlilik: Nefes Aldığımız Tehlike

Hava kirliliği, akciğer kanserinin yanı sıra mesane ve böbrek kanseri riskini de artırıyor. Imperial College London’dan Prof. Dr. Marc Gunter, “Hava kirliliğindeki partiküller, DNA hasarına yol açarak kanser riskini artırıyor” dedi. Dünya Sağlık Örgütü, hava kirliliğinin her yıl 7 milyon erken ölüme neden olduğunu ve kanser vakalarının %15’inin çevresel faktörlerle bağlantılı olduğunu belirtti.

Türkiye’de özellikle İç Anadolu Bölgesi’nde mezotelyoma vakalarının dünya ortalamasının bin katı olduğu biliniyor. Uzmanlar, hava kalitesinin düşük olduğu günlerde dışarıda geçirilen süreyi azaltmayı ve evde hava temizleyici cihazlar kullanmayı önerdi.

GENETİK YATKINLIK VE ÖNLEM

Bu faktörlerin yanı sıra, genetik yatkınlık da kanser riskinde önemli bir rol oynuyor. Li-Fraumeni sendromu gibi genetik bozukluklar, kanser riskini artırabilir.

ABD Ulusal Kanser Enstitüsü’nden Dr. Frederick Pei Li, “p53 genindeki mutasyonlar, kanser baskılayıcı mekanizmaları bozarak birden fazla kanser türüne yol açabilir” dedi. Ancak değiştirilebilir risk faktörlerine odaklanmak, genetik yatkınlığı olan bireyler için bile koruyucu olabilir.

UZMANLARDAN HAYAT KURTARAN ÖNERİLER

Kanser riskini azaltmak için uzmanlar, yaşam tarzı değişikliklerine odaklanmayı önerdi.

Miami Üniversitesi’nden onkolog Dr. Mikkael A. Sekeres, “Kanserden korunmak için pahalı tedavilere gerek yok. Düzenli egzersiz, lifli beslenme ve sigaradan uzak durmak büyük fark oluşturur” dedi.

Erken teşhis, kanserle mücadelede en güçlü silah. Düzenli taramalar ve sağlıklı alışkanlıklar, riski önemli ölçüde azaltır.

BİLİNÇLİ ADIMLARLA KANSERDEN KORUNUN

Kanser riskini artıran bu beş şaşırtıcı faktör, günlük yaşamda farkında olmadan karşılaştığımız tehlikeleri gözler önüne serdi. Aşırı televizyon izlemekten mutsuz bir evliliğe, uykusuzluktan çevresel kirliliğe kadar bu unsurlar, kanserle mücadelede dikkat edilmesi gereken noktaları işaret etti.

Uzmanlar, küçük ama etkili yaşam tarzı değişiklikleriyle bu risklerin azaltılabileceğini vurguladı.

Prof. Dr. Marc Gunter, “Kanserden korunmak, bilinçli seçimlerle başlar. Bugün atacağınız adımlar, yarınınızı kurtarabilir” dedi.