"Spor Yasası, 20-21 sene oldu. Halâ çıkmıyor."
Trabzonspor Başkanı Ahmet Ağaoğlu''nun önceki günkü genel kurulda yaptığı konuşmada kısaca da olsa değindiği konu sadece Türk futbolunda değil, çoğu yerde, çok şeylerin muallakta bırakılarak, adeta kanunsuzluğun kucağına itildiğinin ifade edildiği acı gerçekten başka bir şey değildi!
Denilecek ki, sadece futbolda mı kanunsuzluk var?
Sadece çok büyük bir örnek diye, Türkiye''de sudan sonra en fazla içilen içecek olan çayın bile bir kanunun olmadığını hatırlatsak yeter sanırım!
Ahmet Ağaoğlu, devletin kanun getirmeyerek adeta "her kafadan bir ses çıksın", ya da "Birileri istedikleri gibi at oynatsın" hesabıyla işler yürüsün diyerek sebep olduğu kanunsuzluk ortamına rağmen Trabzonspor''un tüzüğüne 84. Madde ile koyduğu, aslında tüm kulüpler için şart olması gereken düzenlemeyi tekrar hatırlattı:
"Bizim göreve geldikten sonraki ilk icraatlarımızdan biri ve bana gör en önemlisi, ''onaylanan bütçenin yüzde 50 üstü harcamalardan başkan ve yönetim kurulu üyeleri sorumludur'' şeklinde yapılan tüzük değişikliğidir."
Ahmet Ağaoğlu''nun dolaylı olarak demek istediği, Spor Yasası çıkması ve bu hüküm orada olmasıdır.
Peki niçin ve kimler yüzünden bu yasa bir türlü çıkmıyor?
Hazırlanıyor ama ya TFF''nin, ya da TBMM''nin raflarında tozlanmaya neden bırakılıyor?
Ağaoğlu''nun bu konuda işaret ettiği yerler çok net:
"20 yıldır, bu yasanın çıkmaması için ayak direyen kulüpler, maalesef Türk futbolunun lokomotifi konumundakilerdir."
Bu da şu demektir?
"Türk futbolunun vagonlarını taşıyan lokomotiflerin kaidesi, kuralı, yasası yoktur. O günün, zamanın şartlarına göre kendileri lokomotif olarak nasıl ve nereye gidecekler? Hedef ne ise karar vereceklerdir."
Türk futbolunda Ahmet Ağaoğlu''nun "lokomotifler" dediklerinin kimler olduğunu yazmaya gerek var mı?
"Gerek var" diyenler olsa olsa, "lâfın tamamını bekleyenlerdir!"
Aslında Ahmet Ağaoğlu''nun kullandığı bu ifadeler şu gerçeği bir kere daha gözler önüne sermektedir:
"Türkiye''de adalet adına uygulamalar hukukun üstünlüğü değil, üstünlerin hukuku şekli iledir."
Bana göre de en büyük delili de, tıpkı milli içeceğimiz çay da olduğu gibi, futbolda da aynısı bulunan kanunsuzluktur.
Kanunsuzluğun, dolayısıyla adaletin bulunmadığı yerde de hak-hukuk, nizam-intizam olamayacağına göre, birilerinin çıkıp Ahmet Ağaoğlu''nun sözlerinde "öküzün altında buzağı aramasına" hiç ama hiç gerek yoktur.
Aranacak ve araştırılacak, ortadaki kanunsuzluk ve keyfiliğin Türk futbolunda, özellikle de kulüpler bazında nelere sebep olduğudur? Kulüpleri nasıl borç batağına sapladığıdır.
Yapılan hataların, hatta işlenen suçların bir bedeli olmamasıdır.
Aslında bunların bir bedeli var ama yapanlar değil de, milyonlara mal olmuş camialar, kulüpler bunu ödüyor. Buna da sporun ille de futbolun bir yasasının olmaması sebep oluyor?
Hem de artık sadece yuvarlak top olmaktan çıkıp, dünya çapında ekonomik sektör haline dönüşmüş futbol gerçeğine rağmen.
Ne diyelim?
Sebep olanlar utansın!
