​​​​​​​Kapat gözlerini

​​​​​​​Kapat gözlerini
İstanbul Pendik'te Ercan Kızılateş adlı şahıs, minibüste şortla oturan üniversite öğrencisi Asena Melisa Sağlam'a saldırıyor.

Saldırgan önce Melisa Sağlam'ı uyarıyor;

-  Sizin bu şekilde toplu taşıma aracına binmeniz hiç yakışık almamış...

Genç kız yanıt veriyor:

- Sen de o zaman bakma arkadaşım...

Saldırgan işi kaba kuvvete döküyor... Gerisini gazeteler yazıyor...

                        ***    

Kadın mı kapanmalı yoksa bir zahmet erkeğin gözleri mi?

Azeri şair Genceli Nizami'nin ünlü eseri İskendername'de şöyle bir olay geçer...

Büyük İskender, Türk ilinde kamp kuran askerlerinin civardaki Türk kadınlara bakmasından rahatsız olmuştur.

Bunun askerlerinin kafasını dağıtacağından kuşkuludur.

O yüzden kadınların yüzlerinin kapatılmasını ister.

Yöredeki  Kıpçak beylerinin cevabı şiirle ifade edilir:

"Yüz kapatmak usul ise sizde,

Göz kapatmak esastır bizde.

Görmemek için bir özgenin yüzünü,

Yüzde yoktur günah, ört gözünü.

                              ...

Yüzleri bozma, taktırıp yaşmak,

Gözü örttür gerekse bu mutlak.

Takılsa göze bir örtü, nikaab,

Ne güneş görünür ne de mehtap(...).

Şahın emrindeyiz, fakat yalnız,

Milli adetlere nasıl kıyarız!"

Türkler yüzyıllar önce çok daha medeni ve eşitlikçi imiş... Bir de bugünlere bakınız..

Melih Aşık Milliyet

 

 

***

 

Böyle bir küstahlık dünyanın hiçbir yerinde olmaz

 

Bugün Şemsipaşa Camii de Molla Çelebi Camii gibi belediyelerin acayip deniz dolduruculuğundan payını alıyor. Eski belediye başkanlarından biri Swissotel'i, o zamanın başbakanı Hotel Ritz'i, günümüzdeki futbol takımlarından biri de stadyumu Dolmabahçe'nin başına dert ettiler. Şimdiki projeler ise iki Sinan eserinin birden canına okuyacak. Siz böyle bir küstahlığın herhangi bir Avrupa şehrinde, İsrail'de veya İran'da söz konusu olabileceğini düşünür müsünüz? Burada işler böyle yürüdüğüne göre epey bir noksanlığımız var

İlber Ortaylı Hürriyet

 

***

 

Tarih bilmeyince...

 

...İstanbul Belediyesi, Üsküdar'a yürüyüş yolu yapmaya karar verdi..

Kazık çakıp denizi doldurarak.. Bir baktık ki; kazıklı yol Mimar Sinan'ın denize sıfır yaptığı Şemsi Paşa Camii'nin de önünden geçiyor.. Camii denizden uzaklaşıyor..

... Belediyeciler camii beş, on metre içeri kaysa ne olur diye baktılar herhalde..

Ama gel de sen o beş, on metreyi Mimar Sinan'a sor?..

(...)

Şemsi Paşa, Sokullu Paşa'ya camii yaptırdın ama kubbesine kuşlar ediyor diye takılır, o da gökyüzünün altındaki her yeri kuşlar kullanır diye savunurmuş.

Aradan bir süre geçmiş Şemsi Paşa da camii yaptırmaya karar vermiş. Fakat kendi yaptırdığı caminin de kubbesine kuşlar ederse!

Mimar Sinan'ı çağırmış kuşların konmadığı bir camii yapmasını istemiş..

Mimar Sinan ölçmüş biçmiş rüzgarların kesiştiği, dalgaların kıyıya ser vurduğu bu sebeple kuşların barınamadığı bu yeri bulmuş..

Camii yapmış..

***

Yıl; 1580

O camii işte böyle bir hesap kitabın sonucu..

O camii işte böyle bir üstün aklın ürünü...

Yıl; 2017..

Aklı evvel belediyeci camiyi beş, on metre geriye çekmeye kalkıyor..

(...)

Neyse Şemsi Paşa Camii el birliğiyle muhafazakar belediyenin elinden kurtuldu..

Kabataş kurtulamadı ama..

Martı görünümlü beton iskele Boğaz'a ihanetin belgesi olarak kalacak..

Mehmet Tezkan Milliyet

 

***

 

Yeteneksiz, zavallı bir siyasetçi

 

Semih Yalçın diye bir adam var. Küfretmeyi eleştiri sanan yeteneksiz bir siyasetçi... O kadar kabiliyetsiz ki, siyasette Devlet Bahçeli gölgesine sığınmaktan başka bir şey yapamamış! Şimdi, Devlet Bahçeli'nin koltuğu altına girmiş etrafa posta koyuyor!

Emin Çölaşan dün, bu zavallı kişinin küçüklüğünü gayet güzel anlattı. Siyaset konusunda adamın bilgi dağarcığı o kadar sığ ki, sadece ona buna küfrederek siyaset yaptığını sanıyor! Fikir fukarası garibim!

Bilgi kıtlığı nedeniyle küfür ve hakaretten başka söz bulamayan bu adam, benim "MHP artık tabela partisi" şeklindeki eleştirime kızmış. Doğru söze niye kızıyor, niye böyle ölümden, musalla taşından filan bahsediyor? Aklı sıra korkutacak! O musalla taşına kendisi yattığı vakit biz onun için bir dua okuruz. Semih Yalçın gibi seviyesiz sözler söylemek terbiyemize yakışmaz! O kendisine yakıştırıyor. Çapı bu kadar!

* * *

Devlet Bahçeli'yi yanlış yola sürükleyip, bataklığa saplatan bilgisiz bir kılavuz olan MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, parti adına yaptığı düzeysiz açıklamada yalnız bana değil, MHP'yi eleştiren Emin Çölaşan, Mehmet Y. Yılmaz, Taha Akyol ve Abdülkadir Selviye'de çatıyor. Aynı sığ, bilgisiz, lümpen sözler. Amacı belli. Ben ve diğer yazar arkadaşlarımla polemik yaratıp aklı sıra isim yapacak, ünlü olacak! Ucuz, gülünç bir siyaset! Komedi gibi!

* * *

Semih Yalçın, patronu Devlet Bahçeli'ye rakip olan MHP genel başkan adayları, Meral Akşener, Ümit Özdağ, Koray Aydın ve Sinan Oğan'ı da küçümsüyor, onların hakkında da ileri geri konuşuyor! Samimi kanaatimi söyleyeyim:

Semih Yalçın denilen adam, küçümsediği o isimlerin onda biri kadar bile olamaz! Onların yanında virgül gibi kalır! İlk seçimde göreceğiz. Semih Yalçın ve yandaşları, hep beraber baraj altında kalıp toz olarak yok olacaklar! O zaman Türk siyaseti kalite kazanacak. MHP felsefesi güçlenecek ve milliyetçilik anlayışı şahlanacak. Haydi güle güle aslanım, başka kapıya! Burada sana ekmek yok! Tehditler savurmakla bir yere varamazsın! Daha da küçülürsün, o kadar! Devlet Bahçeli'yi batıranlar da Semih Yalçın gibilerdir!

Rahmi Turan Sözcü

 

***

 

ercan-akyol-milliyet.jpeg

ERCAN AKYOL MİLLİYET