Karabağ'ın perde arkası…

İnsan nasıl bakarsa öyle görürmüş. Kimilerinin gözünün önüne siyasi perde inmiştir, kimilerinin ideolojik... Dolayısıyla siz ne söylerseniz söyleyin, o perdeye çarpar ve geri döner! Halbuki esas olan gerçekleri anlamaktır. Olayları, hiçbir etki altında kalmadan anlayabilmek için siyasi ve ideolojik önyargıları bir kenara bırakmak gerekir.

Diyelim ki "Ermenistan'ın arkasında Rusya var" dediğiniz zaman, hemen mevcut Ermenistan Başbakanı Paşinyan'ın "Soros'un uşağı" olduğu yolundaki Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'e ait sözü hatırlatanlar veya sizi soğuk savaş dönemi bakış açısını sürdürmekle suçlayanlar oluyor. Hiç ilgisi yok. Paşinyan'ı hiç istemedikleri doğrudur ama bu durum, Rusya'nın Ermenistan politikasını değiştirir mi?

***

Kaldı ki konuyu yıllarca sahada izleyen Bakü Büyükelçiliği İçişleri Bakanlığı Müşavirliği'nden bir ay önce emekli olan emekli tuğgeneral Ali Demir, Hürriyet'ten Musa Kesler'e yaptığı açıklamada, "Paşinyan yönetimi ekonomik ve siyasi kusurlarını örtbas etmek için Rusya desteğiyle bu saldırıları yapıyor. Rusya ise Türkiye-Azerbaycan arasındaki askeri işbirliğinden rahatsız... Rusya 'Barış Gücü' ve 'Ortak Ulaştırma Sistemi' tesis etme adı altında Azerbaycan'a askeri birlik konuşlandırmak istiyor. Bu maksatla da Ermeni işgali altındaki 5 reyonun Azerbaycan'a teslimi önerisini gündeme getirdi. Asıl gaye 'barış gücü' görüntüsüyle askerlerini oraya yerleştirmek. Bir kere yerleştikten sonra da yapacak çok fazla bir şeyiniz kalmaz. Buna çok dikkat etmek gerekir. Rusya Azerbaycan taarruzlarının ilerlemesini elbette istemeyecektir. Bu taarruzlar Laçin ve Kelbecer ile Dağlık Karabağ'ın Suşa, Akdere, Hocalı, Hankendi gibi meskûn mahallere sirayet etmesin diye 'ateşkes' çağrılarını da yoğunlaştıracaktır." dedi.

Bu tespitler ne anlama geliyor? Rusya, Azerbaycan'da askeri üs kurmak için Karabağ'da biraz ilerlemesine göz yumuyor... Elbette Azerbaycan ordusu, baş başa kalırsa Ermenistan ordusunu ezer geçer ama bırakırlar mı? Üstelik Türkiye-Ermenistan sınırında Rus askerleri var! 

***

Konunun bir de ABD'nin Büyük Orta Doğu Projesiyle ilgili tarafı var. "İdlib ile Hopa Limanı'nın ne ilgisi var?" başlığı altında 15 Eylül 2018'de PKK'nın Karadeniz'deki rolünü anlatmıştım:

"PKK'ya verilen asıl görev, sadece kaçakçılık yollarını kontrol etmek değil, BOP haritasının gerçekleşmesine hizmet etmektir. BOP haritasına bakacak olursanız, Fırat'ın doğusu, Türkiye'den Körfez'e kadar Büyük Kürdistan olarak gösteriliyor. Fırat, Erzurum dağlarından besleniyor. BOP haritası ise, 'Free Kürdistan'a Akdeniz'den değil Karadeniz'den; Hopa Limanı'ndan çıkış veriyor. Dolayısıyla Fırat boyunca Erzurum'a kadar, oradan da Karadeniz'e ulaşan geçitler, Kürtün-Doğankent-Tirebolu hattı, Zigana geçidi ve şimdi Ovit geçidi PKK'nın eylem alanları olarak seçilmiş görünüyor."

***

Son olarak Trabzon veya Rize'den geçecek demiryolu nereye bağlanacak? Erzincan'a... Oradan da Ermenistan sınırına kadar gider değil mi?

Karabağ sorunu çözülürse, Türkiye, Ermenistan sınırını açar mı? O zaman da Ermenistan, gerek karayoluyla, gerek demiryoluyla Orta Doğu ülkelerine açılır mı? Bu yollar, "ABD'nin Kürt koridoru" denilen, gerçekte "Büyük Ermenistan koridoru"dur.

Peki Büyük Orta Doğu projesi haritasında, Karabağ nerede görünüyor? Azerbaycan'da görünüyor!

O halde somut verilerle hareket etmek, bütün verileri değerlendirmek şarttır. Bu arada, ABD ile Rusya'nın Suriye'nin kuzeyini nasıl bölüştüğünü unutmadan, Kafkasya konusunda da uzlaşabileceklerini düşünmek gerekir. Kafkasya'yı, rahmetli Elçibey'in bizzat bana söylediği "Karabağ, Türk Dünyası'nın gırtlağıdır" sözünün ışığında bütün Türk Dünyası ile birlikte düşünürsek, ABD ve Rusya'nın ne yapmak istediğini de anlayabiliriz!

 

 

 

 

Yazarın Diğer Yazıları