Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Hüseyin Macit <br>YUSUF

Hüseyin Macit
YUSUF

Karamanlis Ankara'da hakaret etti, Erdoğan sustu, sineye çekti...

İktidara geldikleri günden itibaren Kıbrıs Türküne azap çektiren, KKTC’nin statüsüne değer vermeyen, terminoloji ve kavramlara, diplomatik teamüllere hassasiyet göstermeyen AKP ve onun Başkanı, KKTC’yi tanıyan tek ülke olan Anavatanımız Türkiye’nin Başbakanı Tayyip Erdoğan, Kıbrıs Türkleri olarak bizi derinden yaralayan ve üzen bir rezalete daha yol açtı.
23-25 Ocak tarihleri arasında, güya Türk-Yunan ilişkilerinin gelişmesi ve arzu edilen düzeye çıkarılması için büüüyük çaba harcayan Yunanistan Başbakanı Kostas Karamanlis, 49 yıl aradan sonra Ankara’ya ilk resmi ziyaretini gerçekleştirdi. Yunan Başbakanı Karamanlis, Başbakan Tayip Erdoğan’la yaptıkları görüşmeden sonra düzenlenen basın toplantısında, hem Rum-Yunan ikilisinin gerçek amaç ve hedeflerini gösterdi hem de Kıbrıs Türküne, Kıbrıs davasının kutsiyetine inanmış Büyük Türk Milletine hakaret etti.
Karamanlis basın toplantısında; “Türkiye AB’ye karşı yüklenmiş olduğu sorumluluklarını ve AB kriterlerini yerine getirdiği takdirde, AB de Türkiye’yi tam üye olarak kabul etmek zorundadır” diyerek Yunanistan’ın Türkiye’nin tam üyelik sürecini desteklediğini belirtmeye çalıştı. Aslında Karamanlis, AKP iktidarının AB’ye üye olmak için verdiği ödünlerden biri olarak imzaladığı ve taahhüt ettiği Gümrük Birliği Ek Protokolü çerçevesinde Rum Devleti’ne dönüştürülen sözde Kıbrıs Cumhuriyetine hava ve deniz limanlarını açarak ilişkilerini uyumlaştırmadan AB’ye giremeyeceğini vurgulamıştır. Karamanlis, Türkiye’nin AB’ye girmek istiyorsa sözde Kıbrıs Cumhuriyeti’ni tanımasının şart olduğunun altını çizmiştir. İşte Türk Yunan ilişkilerinde estirilen bahar rüzgarları, iyiye giden ilişkiler bunlardır!!!
Karamanlis, Kıbrıs konusundaki çözüm sürecine ilişkin bir soru üzerine, Yunanistan’ın adadaki siyasi sorunun çözümlenmesi yönünde açık ve net siyaseti olduğunu belirtti.  “Adada artık birleşme olması gerekiyor” diyen Karamanlis, bunun her şeyden önce Kıbrıs’taki tüm!!! insanlar için olması gerektiğini söyledi. Kıbrıs sorunu uluslararası boyutta olduğu için, sorunun çözümünün Türkiye-Yunanistan arasındaki ilişkilerin gelişmesine de katkıda bulunacağını belirten Karamanlis, bu konuda çerçevenin BM Güvenlik Konseyi kararları, AB ilkeleri ve 8 Temmuz 2006 sözleşmesiyle belirlendiğine inandığını kaydetti. Karamanlis, “Biz tüm gücümüzle, kalıcı olabilecek çözümün bulunması yönünde her türlü desteği vermeye hazırız”  derken  Kıbrıs’taki ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’nin’ ve ’Türk Cemaatı’nın’ sorunu bir an önce çözmesi çağrısı yaptı. Karamanlis, Kıbrıs Türkünden bahsederken bilinçli bir şekilde ‘cemaat’ sıfatını kullanmıştır. Karamanlis’in tabiidir ki KKTC’den bahsetmesini beklemiyorduk. Ancak en azından BM belgelerinde belirtildiği gibi, iki eşit ortak taraftan biri olan, Kıbrıs Türkünden, ‘Türk tarafı’ olarak bahsedebilirdi. Böyle yapmadı. İyi niyetli olmadığını gösterdi. Rum tarafıyla Kıbrıs Türkünü eşit görmediğini gözler önüne serecek ve bizleri aşağılayacak şekilde ‘cemaat’ statüsünü seçti. Ankara’nın ortasından, canlı yayında, Türk Milleti’nin Başbakan’ının yanında bize hakaret etti. Ne yazıktır ki Anavatan’ımız Türkiye’nin, KKTC’yi tanıyan tek ülkenin Başbakanı Erdoğan sindi ve bu hakarete sessiz kaldı. Diplomatik üslup çerçevesinde Karamanlis’e ağzının payını vermedi. Susmayı tercih etti. Erdoğan tepki koymayarak, ödüne dayalı siyasetini bundan sonra da sürdüreceğinin sinyalini vermiş oldu. Bu davranışı kınıyorum. Yazıklar olsun...
AKP iktidarının, AB kuruluş yıldönümü kutlamaları vesilesiyle iki yıl önce Ankara’nın ortasında ‘Rum Cumhuriyeti’nin’ bayrağının dikilmesine göz yumduğunu unutmadık. Daha birkaç ay önce, TBMM’de ağırlanan Türk düşmanı Avrupa Parlamentosu (AP) Rum milletvekili Marios Matsakis’in elini sıkmak için sıraya giren AKP bakan ve milletvekillerini de unutmadık. KKTC’yi yok etmeyi hedefleyen hain planlara yeşil ışık yakanlardan başka ne beklenebilir ki...
Karamanlis’in bize hakareti yetmezmiş gibi, utanmadan ve sıkılmadan ve büyük bir arsızlık ve küstahlıkla, Kıbrıs dayatması dışında, Türkiye’nin AB’ye katılım sürecinde değerlendirilmesi gereken konular arasında Patrikhane’nin Ekümenik olması ve Heybeliada Ruhban Okulunun tekrar açılması gibi konuların bulunduğunu da belirtti. Batı Trakya’da yaşayan kardeşlerimize Yunanistan’ın insanlık dışı uygulamalarını unutmuş olacak ki azınlık haklarının korunmasının da AB açısından önemli bir kriter olduğunu belirtti.
Kısaca, Karamanlı Kosta Ankara temasları çerçevesinde istediklerini elde etmiş bir şekilde, üstüne üstlük de bizlere hakaret etme zevkini de tatmış olmanın moraliyle Atina’ya döndü. Allah’tan bunlar 50 yılda bir geliyorlar. Yoksa her yıl dostluklarını!!! pekiştirmeye gelseler, halimiz ne olurdu?

Yazarın Diğer Yazıları