Karanlık Hocalar!

AK Parti'nin temsil ettiği kitle ve izlediği politikalar, Türk siyasetinde yeni etkinlik alanlarının ortaya çıkmasına yol açtı.

Bunların en çarpıcı örneğini FETÖ olayında yaşadık. Kontrolden çıkmaları durumunda ülkeyi uçurumun eşiğine getirebiliyorlar.

En kötüsü de etkileri altına aldıkları nesilleri, cemaatleri birer robota dönüştürüp, bireylerin zihinlerini zehirliyorlar.

Samanyolu televizyonunu hatırlayın…

Peygamber efendimizi kamyonet kasasına indirip, el kadar sebilerin içine "şeytan" girdiğini öne süren dizilerle millete kafayı yedirttiler.

Milleti zehirlemek için ufka sığmayan, korkutucu hikayeler etkilidir. Bunu da kendilerine göre uydurdukları dini referanslarla yaparlar. Böylece kişi hem fani dünyada hem de ahirette "esir" edilmiştir.

FETÖ örgütlenmesinin üst yapısını incelediğinizde eğitimin önemini görüyorsunuz. Doktorası olanlar, yüksek lisans yapanlar… Ama akıllarını teslim etmişler. Samanyolu'ndaki abuk subuk programların mimarları da işte bu "okumuş"lardı.

FETÖ'nünki bir taktiği olsa da benzer beyin yıkama faaliyetlerini farklı terör örgütlerinde de görüyoruz. Kimisi ırk üzerinden, kimisi coğrafya üzerinden sınırlı algısı, öğrenebilme ve kıyas gücü olanları etkileyebiliyorlar.

İşte tam bu noktada aklın ve bilginin önemi ortaya çıkıyor.

Dinimiz, kişilerin yorumları çıkarıldığında aklı, sorgulamayı öne çıkaran bir din. Türkler de aslında aklın ve mantığın esas alındığı gerçek İslam'ı takip ettiler.

İmam-ı Maturidi bu anlayışın en önemli temsilcisidir.

Ancak, Türkiye'de din ve siyaset ilişkileri birbirine girdikçe, Maturidi geleneği terk edilerek Vahabi yaklaşımlar gelişmeye başladı.

Akıl, sorgulama ve mantık yoktu.

Bu tarz yapılarda "tarikatın başındaki şeyh" sorgulanmayan kutsaldır, adeta bir peygamber olarak görülür. Sonrasında da şirk koşmaya başlarlar.

Türkiye'de şu anda tarikatlar özelinde yaşanılan en büyük sorun bu anlayış farkıdır.

Kendisini "vahabi" olarak tanımlamayanlar hatta "vahabilik yayılıyor, dikkatli olmamız lazım" diyenler bile bu sapkın geleneğin temsilcisi haline gelmişlerdir.

Cesaretleri yoktur. Siyasetle ters düşmek istemezler.

Akılları yoktur, üretmek istemezler.

İşte bu sapkınlıklar her geçen gün deşifre olmaya, insanların tepkisini çekmeye başladı.

Çünkü ülkemizdeki İslam geleneğinde "koşulsuz biat, aklın devre dışı bırakıldığı ibadetler bütünü" gibi uygulamalar yoktur. Türkler, her ne kadar İslam'la benzer bir kültürden sonra bu dinle tanışsalar da kültürlerinden kopmamışlardır. Bu kültürün özünde de "bağnazlık, körü körüne teslim olma" yoktur.

Bilimsel bilgi üretimimiz azdır, sanat ve edebiyat alanlarında geriyizdir belki ama devlet yönetimi ve bireylerin özgür yaşam hakkı konusunda tarih sahnesindeki meziyetlerimizi unutmamız gerekiyor.

İşte bu gen Türkiye'de zaman zaman depreşen sözde hocaları, sözde tarikatları boğuyor ve nefes alamaz hale getiriyor.

Öyle de olması gerekiyor.

Bugün birçok tarikat ve cemaatin ana konusu "kadının giyeceği kıyafet, evde ne yapacağı, dışarıda nasıl davranacağı, başka erkeklerin yanında gülüp gülemeyeceği, tek başına ne kadar yol gidebileceği" üzerinden şekilleniyor.

Bunlar ortaya çıktıkça vatandaşın tepkilerinin ne denli büyük olduğu görülüyor.

Çünkü bizim İslam anlayışımızda bağnazlık, gericilik, yobazlık yok. Mantık var, akıl var.

Kaynağı meçhul referanslar üzerinden kendi karanlık zihinlerine, örgütlenmelerine aklını teslim etmiş kitleler arayanlar her geçen gün kaybediyor.

Son örneği…

Epey de bir takipçisi olan bir şahıs. Kadınların 90 km'ye kadar tek başına araba kullanabileceğini, sonrasında yanında eşinin olması gerektiğini ifade ediyor.

Yahu sizin soydaşınız, canınız, akranınız Doğu Türkistan'da Kelime-i Şehadet getiremiyor, orucunu tutamıyor, namazını kılamıyor.

Telefon şebekeleri sınırlı, internet ise yok… Milyonlarca kişi "eğitim kampı" adı altında hapsedilmiş durumda.

Tek kelime edemiyorsun, bir açıklama yapmaktan acizsin… "Aman siyasiler bir şey demesin" diye bu alanlara hiç girmemişsin. Kadının yolcuğuna, orucuna, başına, yürüyüşüne, kıyafetine kafayı takmışsın!

Sana ne be adam kadından, kadının yolculuğundan?

İşte bu zihniyetin artık Türkiye'den temizlenmesi gerekiyor…

Akıl ve mantığın olmadığı, kitaba göre değil kişilere göre yorumlanan bir İslam, gerçek İslam değildir.

Yazarın Diğer Yazıları