Kaynak çıkışı yoksullaştırıyor

Merkez Bankası Mayıs ayı itibariyle, Ödemeler Dengesi istatistiklerini açıkladı. Mayıs'tan Mayıs'a son bir yılda dış ticaret açığımız 28,2 milyar dolar, cari açığımız 8,2 milyar dolar oldu.

Mayıstan Mayısa son bir yılda;

* Doğrudan yabancı yatırım sermayesi girişinden  çok az, 0,6 milyar dolar, yabancılara gayrimenkul satışından 4,7 Milyar dolar  döviz girişi oldu .

* Portföy yatırımlarından, borsadan 3,9 milyar dolar, Devlet İç Borçlanma Senetleri'nden (DİBS) 6,4 milyar dolar olmak üzere, toplam 11,2 milyar dolarlık döviz çıkışı oldu.

* Bankalar, Hükümet ve özel sektör yurt dışı tahvillerinde net 3,8 geri ödeme (Hükümetin net borçlanması düşüldükten sonra) yapıldı.

* Bankalar, Hükümet ve Özel sektör, toplam olarak 17,7 milyar dolar net dış borç ödeme nedeniyle döviz çıkışı oldu.

* Yurt içi Bankaların yurtdışı muhabirlerindeki efektif ve mevduatlarında 0,9 milyar dolar azalış oldu.

* Yurt Dışı bankaların yurtiçi mevduatında 6,7 milyar dolar artış, oldu.

 

Ödemeler dengesi tablosunda hisse senedi gibi ve gayrimenkul satışı gibi varlık  karşılığı olan kalemler dışında, dış borç niteliğindeki  çıkışlar 31,8 milyar dolar, girişiler ise 11,4 milyar dolar oldu.  Net çıkış 20,4 milyar dolardır. 2020 de bir Türkiye bir yandan eksi büyüme nedeniyle, Bir yandan da yurt dışına net kaynak çıkışı nedeniyle yoksullaşıyor.

Bir ülke, daralmasa dahi,  net dış borç ödeme pozisyonuna geçtiğinde,  dış  borç mürettabatı'nın (anapara-faiz-masraf ) GSYH'ya oranı eğer büyüme oranından daha fazla ise ülke yoksullaşcaktır. Onun için demişler ki, ''Borç yiyen kesesinden yer ''

Eğer dış borçları yeni yatırım yapmak için almış olsaydık, bu yatırımlar kendi borcunu öderdi. Biz ise kısmen aramalı ithal etmek için, kısmen de Çin'den yılda 22 milyar dolar incik boncuk ithal etmek için borçlandık. 2003 yılı ile 2019 yılı sonuna kadar geçen 17 yılda 574,5 milyar dolar cari açık ve 822,8 milyar dolar da dış ticaret açığı verdik. Bu açıklara can dayanmaz. Türkiye'nin dayanması , ''taşı-toprağı altın'' sözünü hatırlatıyor.

Özel sektörün dış borçlarını ödemesi, ihtiyatlı olarak bir yerlerde döviz tutmasından kaynaklanıyor. Ancak özel sektörün de  yeni döviz kazanmazsa, stokları bitiyor.

Bundan sonra sıkıntı yaşayacağız.  MB rezervleri eksiye geçti… Türkiye'nin CDS'i 500 baz puan dolayındadır. Risk yüksek olduğu için daha pahalı dış borç buluruz veya bulamayız.

Tek döviz kaynağımız turizmdir. Ancak devletin ve halkın turizm bilinci zayıftır. Normal bir turizm yatırımına, onlarca bakanlık karışıyor. Bürokrasisi yıllar alıyor.

Ekonomide sorunlar birbirini tetikler. Hele hukuki altyapı olmazsa, hiçbir önlem para etmez.

Yazarın Diğer Yazıları