Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında konuştu

Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında konuştu
Korona virüs salgını nedeniyle üç aydır gerçekleştirilmeyen TBMM Grup Toplantıları CHP Grup Toplantısı ile yeniden başladı. CHP lideri Kılıçdaroğlu, parti grubunda gündeme dair açıklamalarda bulundu.

Korona virüs salgınının Türkiye'de görülmeye başladığının açıklanmasından bir gün önce 10 Mart Salı günü son kez gerçekleştirilen TBMM Grup Toplantıları üç aylık aranın ardından yeniden başladı.

Salgın sonrası ilk grup toplantısını CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu gerçekleştirdi.

Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle;

Zor bir süreci yaşadık. Çok sayıda vatandaşımızı kaybettik.

Siyasette soru sorulabilsin, haksızlığı milletin vekili dile getirebilsin istiyoruz. Milletin vekili, vatandaşın vekili... Oy versin vermesin, bütün vatandaşların sorunlarını dile getirmek bizim boynumuzun borcudur. Çözümleri de üretmek zorundayız.

Eğer bir ülkede özgür gazeteciler varsa, o memlekette huzurun yolu açılıyor demektir.

"DEVLETİN SIRLARINI PEŞKEŞ ÇEKEN ARANIYORSA KOZMİK ODA'YI AÇANLARDIR"

İsmail Dükel, Müyesser Yıldız neden alınıyor, hangi gerekçeyle alınıyor? Biz nasıl bir ülkede yaşıyoruz? Gazetecinin huzur hakkı yok mu? Müyesser Hanım'a su vermiyorlar. Bu gazeteciler ne yaptı? Haber peşinde koşuyorlar, bu kişileri suçluyorlar. Bu kadar da ayağa düşürmeyin bu casusluğu ya. Ne ajanlığı, ne casusluğu... Barış Terkoğlu, Barış Pehlivan, Hülya Kılınç, Murat Ağırel, Aydın Keser neden içeride? Allah akıl fikir versin.

FETÖ taktiğini hepimiz biliyoruz. Önce havuz medyasına yazdırıyorlardı, ondan sonra sabah baskınıyla tutuklama. Casus arıyorlar. Eğer bu memlekette bir casus aranıyorsa, devletin sırlarını terör örgütüne peşkeş çeken birisi aranıyorsa o da Kozmik Oda'yı açanlardır. Bunun hesabını soran var mı? Yok.

Millet İttifakı olarak iktidara geldiğimizde devlet sırlarını terör örgütüne peşkeş çekenlere hesap sormazsak namertiz. Devletin sırlarını verdiler.

MİLLETVEKİLLİKLERİNİN DÜŞÜRÜLMESİ

Darbe dönemlerinde karşılaştığımız olaylar. Bu isimlerin seçime girilmesine izin verildi. Ne oldu da şimdi birdenbire bu kararı alıyorsun? Bu anayasaya aykırıdır. Kendilerinin yaptığı darbe hukukunu içeren bu anayasaya bile aykırıdır.

Seçimden önce veya sonra bir ceza verilmişse bu hükmün yerine getirilmesi üyelik sıfatının sona ermesine bırakılır. Tekrar seçilen milletvekili hakkında soruşturma ve kovuşturma Meclis'in yeniden dokunulmazlığının kaldırılmasına bağlıdır. Bir dokunulmazlık oylaması yapılmadı. Neden yapılmadı? Zaten gücünüz yetiyor.

Biz her yerde demokrasiyi savunduk. Milletvekillerinin üyeliklerin düşürülmesi millet iradesine yapılmış bir darbedir. O zaman bu millet neden sandığa gidiyor? Biz her yerde bu hakkı savunacağız.

"İKTİDAR UNUTMASIN, BASKILAR KARŞISINDA CHP'LİLER BOYUN EĞMEZ!"

Enis Berberoğlu'nun durumu biraz daha farklı. Diğer 2 milletvekiline yapılan da haksızlıktır, hukuksuzluktur. Enis Berberoğlu'na bir sürü laf ettiler, casus dediler. Hangi devletin sırrı? MİT tırları devletin sırrı mıydı? Tüm dünyanın bildiği bir gerçekti. Tutanakları orada görevli olan hakimler ve savcılar tuttu. Peki bu hakim ve savcılar nerede şimdi? Terör örgütünün üyesi olmaktan içeride. Terör örgütünün tutanak tuttuğu bir olay nasıl olur da devlet sırrı olur?

Ortada hiçbir belge yok. Bu olaydan ötürü mahkum olan kimse yok. Sadece Enis bey. Niçin? Çünkü CHP'li. Baskı yapacaklar ama iktidar olanlar şunu unutmasın, hiçbir baskı karşısında hiçbir CHP'li boyun eğmez, nokta!

"SEÇİM KANUNU NASIL DEĞİŞTİRİRSENİZ DEĞİŞTİRİN, SİZ GİDİCİSİNİZ!"

Hangi demokrasiden, adaletten söz ediyorlar? Hani "milli irade" vardı. Şimdi milli iradeye nasıl kumpas kurabiliriz diye kafa kafaya vermişler. Seçim kanunu nasıl değiştiririz diye... Nasıl değiştirirseniz değiştirin siz gidicisiniz arkadaşlar!

Bugün Avrupa'nın en güçlü sağlık ordusu bizde. Eve gitmediler, bazıları hayatlarını kaybetti. Hepsine şükran borçluyuz. Dilek hemşireyi unutmadım. En çok beni sarsan Dilek hemşire oldu. Bu virüsün hem dayanışma kültürümüzü hem acıları paylaşmamızı sağlayan bir özelliği olduğunu unutmamamız lazım. Kimlik, siyasi görüş tanımıyor. Mücadele etmek hepimizin ortak görevidir.

"YARDIM YAPACAKSAN HEPSİNE YAP"

Sağlık çalışanları arasında ayrım yaparsan haksızlık yapmış olursun. Tıbbi sekretere, güvenlik görevlilerine, sağlık işçilerine, hasta bakıcılara, hastaların yemeğini hazırlayan aşçılara, radyoloji teknisyenlerine ek ödeme verilmedi. Bunlar doğru değil. Devletin saygınlığına gölge düşürür. Yardım yapacaksan hepsine yap, ayrımcılık yaparsan sen devleti iyi yönetemiyorsun anlamına gelir.

Parlamento olarak Covid-19 sürecini nasıl atlatabiliriz. Yeni bir bütçe getirin, ama sosyal devlet olarak. 2020 yılında Türkiye yüzde 5 büyüyecek, hedef öyleydi. Numan Bey açıklama yaptı; eksi 4,5 küçüldük. Bu hedef dünden kayboldu.

"BUNLAR VATAN HAİNİ Mİ?"

Yüzbinlere iş yeri kapanacak, milyonlarca insan işsiz kalacak, ne yapalım, bundan nasıl beraber çıkarız diye görüşülmesi lazım. Bir toplantı yaptılar sadece yandaşlar çağrıldı. Ziraat Odaları Başkanı, Eczacılar Odası Başkanı, TTB Başkanı çağrılmaz mı? Bunlar vatan haini mi? Çözümü anlatacaklar sen de oturup bakanlarınla birlikte dinleyeceksin.

Bütün okullar kapandı, on binlerce kantin kapandı. Berberler kahveler kapandı. Sosyal devlet olarak biz bu önlemleri aldığımızda ortaya çıkan sorunları nasıl çözeriz diyecektiniz.

Faizi düşürdüm kredi alabilirsiniz, borçlanabilirsiniz dediniz. Hadi borç veriyorsun, bir çeki ödenmemiş bir kişinin bankadan kredi alma ihtimali yok. Madem ki böyle bir bela var gelin sicil affı çıkaralım, gerekirse vatandaş kredisini alsın dedik. Yapmadılar, çünkü biz söyledik.

Vatandaşın dükkanını kapatıyorsan, diyeceksin ki "devlette israfa son vereceğim" İsraf genelgesi çıkar dedik, bizde israf yoktur diyor. Allah akıl fikir versin. Ben söylemiyorum, sayın Bülent Arınç söylüyor. "İsrafın önünü alsak sizden vergi almamıza gerek kalmaz" Doğru söylüyor. Har vurulup harman savrulan bir süreci yaşadık.

"EVİNE GÖNDERDİĞİNİZ ESNAF İÇİN YAPTINIZ?"

Bütçe konuşulurken korona virüs yoktu. Yeni bir bütçe yapmamız lazım. Sosyal devleti ayağa kaldıralım, vatandaş bize güvensin dedik bu da olmadı.

Yüzbinlerce iş yeri kapandı. Yapılan doğruydu. Peki evine gönderdiğiniz kahveciye naptınız? Biz olsaydık, evinde otur, rahat otur, senin 3 aylık kiranı ben ödeyeceğim devlet olarak derdik. Bu devlet için büyük bir yük değil.

"STOPAJ VERGİSİNİ KALDIRACAĞIZ"

Esnafın başına bela olan bir stopaj vergisi var. Kira gelirini ben elde etmiyorum, git mal sahibinden al alacaksan. Bunu da kaldıralım dedik. Bu konuda kanun teklifini CHP verdi. Bunun takipçisi ben de olacağım siz de olun. Kaldırılması için kim el kaldırmıyorsa kara defterin bir köşesine yazın.

İş yeri kapandı, vatandaşı eve gönderdik. Efendim, para var mı ki bize ödesin? Evet var, işsizlik sigortası fonunda. 131 milyar Türk Lirası. Bu para işçilerin parası. 20 bin öğretmen müjdesi verdiler. Bir türlü kararname çıkmıyor. 20 bin öğretmene maaş ödememek için. İnsaf ya, bu mudur sosyal devlet?

"GENÇLER, SİZİN AK PARTİ'YE OY VERME GİBİ BİR LÜKSÜNÜZ OLAMAZ"

Evimizde oturuyoruz, ya 3 ay süreyle internet ücretlerini düşürüyorum diyemez miydiniz? Gençlere sesleniyorum, sizin AK Parti'ye oy verme gibi bir lüksünüz olamaz, yok öyle bir şey. Öğrenim kredisi çekmiş 5 milyon kişi. 280 binine icra geldi.

Bütün vatandaşlarıma seslenmek isterim. Akşam olunca diziler izlenir. Diziler bizim akşam hayatımızın önemli bir parçası. O diziler nasıl çekiliyor diye hiç düşündük mü? Hepimizin bildiği sadece yıldızlar, onlar yüksek paralar alıyorlar. Onun arkasında büyük bir ordu var. Bu kişilerin çoğu kayıt dışı çalışıyor. Bunların sahibi bile yok. Işıkçıydı, setçisiydi, yani bu insanlara bir yardım yap.

Tiyatro kapandı, sinemalar kapandı. Para var, milleti kandırıyorsunuz. 320 milyon lira para var. Nerede? Kültür Bakanlığı'nda. Bu rakam 2017'ye ait. Şimdi Allah bilir 500 milyon liradır.

"BAY KEMAL SONUNA KADAR KONUŞACAK"

Sürekli yoksul tut, kendine bağımlı kıl ve onun onuruyla oyna. Bunu ahlaki olarak kabul etmiyoruz. Çıkıp saraydaki sosyete konuşuyor, hepsi hikaye. Yıllık geliri 7 bin lira ve altında olan kişi sayısı 11 milyon. Saraydakilerde vicdan varsa, ahlak varsa, insan sevgisi varsa bu kişiler 583 lirayla bir ay nasıl geçinecek? Yine bana diyecek Bay Kemal diye, Bay Kemal sonuna kadar konuşacak bunu bilsin.

BİR AVUÇ TEFECİYE 38 MİLYAR LİRA VERDİLER

Bir avuç tefeciye 38 milyar lira veriyor. Sonra da kalkacaksın bana 'Vatandaş memnun' diyor, sen onu gel benim külahıma anlat.

'40 yıldır bu devlete vergi veriyorum bana 40 gün bakmadı' diyor vatandaş. Suriyelilere 240 milyar lira harcadı. Biner lira vermiş bir kere büyük bir lütuf gibi sunuyor. Her ay vermen gerek, sosyal devlet bunu gerektiyor. 

Esnafın, turizmcinin, çiftçinin çarkı dönmüyor, kimin çarkı dönüyor? Devletten dolarla ihale alanların çarkı dönüyor.

Sülük gibi milletin ensesindeler, milletin kanını emiyorsunuz.  Bir dakikada Türkiye Cumhuriyeti 33 bin 821 dolar faiz ödüyor. Bir yılda 17 milyar dolar faiz ödüyor. Tefecilere karşı çıkamadığı için memura, esnafa bir şey veremiyor

250 bin dolar hangi şehit ve gazi yakınları derneğine verildi? Nerede bu para?"