Kemal Kılıçdaroğlu'ndan 'Kayserili pazarlığı' açıklaması

Kemal Kılıçdaroğlu'ndan 'Kayserili pazarlığı' açıklaması
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Suriye konusunda çok tartışılacak sözler söyledi. CHP lideri Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun 'Kayserili pazarlığı' sözlerini eleştirdi.

Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun AB pazarlığına ilişkin sözlerine CHP lideri Kılıçdaroğlu'ndan eleştiri geldi.CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun ‘Kayserili pazarlığı’ olarak tanımladığı Avrupa Birliği ile yapılan mülteci görüşmelerini eleştirirken, “Emin olun hiçbir Kayserili bu anlaşmanın altına imza atmaz. Siz Türkiye’yi tampon il yapıyorsunuz. Biz verelim onlara 6 milyar Euro’yu, bütün Suriyelileri, Afganları, Pakistanlıları kendileri alsınlar” dedi. CHP lider Kılıçdaroğlu tartışma yaratacak açıklamalarda bulundu.

TİCARETİ İYİ BİLİRLER

(AB ile mülteci pazarlığı) Bu kararla Avrupalılar, Türkiye’yi Avrupa ve Ortadoğu arasında bir tampon ülke olarak görüyor, ‘Ben Türkiye’den göç eden bütün göçmenleri size geri göndereceğim’ diyor. Üzülerek söylüyoruz, 3 milyar Euro karşılığında Türkiye de bunu kabul ediyor. Anlaşma AB’nin Temel Haklar Bildirgesi’ne aykırı. Bu anlaşma ile Avrupa kendi değerlerine, kurallarına uymuyor. Bunu Kayseri pazarlığı olarak görenler, kurnazca ‘Avrupalıları kandırdık, iyi avantaj elde ettik’ diye düşünebilir. Ama emin olun hiçbir Kayserili bu anlaşmanın altına imza atmaz. Benim bildiğim bütün Kayserililer saygın insanlardır, ticareti iyi bilirler ama böyle bir anlaşmanın altına imza atmazlar. Çünkü hiçbir Kayserili, Kayseri’nin tampon bir il olmasını istemez. Siz Türkiye’yi tampon bir il yapıyorsunuz.

MESLEK SAHİPLERİNİ ALACAKLAR

Biz verelim onlara 6 milyar Euro’yu bütün, Suriyelileri, Afganları, Pakistanlıları kendileri alsınlar. Diyorlar ki, ‘Size geri göndereceğiz, kaç kişi geri gönderdik 10 kişi, sizden 10 Suriyeli geri alacağız’. Hangi Suriyelileri alacaklar, üniversiteyi bitirmiş, meslek sahibi olanları alacaklar. Diğerlerini siz ne yaparsanız yapın. Bu bir defa insan haklarına aykırı. Göçmenler arasında ayrım yapan böyle bir anlaşmaya imza atmak, insana en büyük saygısızlıktır. Bana göre Avrupa ahlaki bir sürecin içinde değil. Davutoğlu Hükümeti de Avrupalının kuyruğuna takılmış. Bu iş parayla çözülecek bir iş değildir. Böyle bir mantıkla dış politikaya yaklaşamazsınız. Bir ülkenin onuru, kişiliği vardır. Bir ülkenin izlediği sağlıklı, tutarlı bir dış politika vardır. Üçü de yok bunlarda. Göçmenlerin insan ve uluslararası hukuk açısından güvenceye alınmış hakları var.

Lübnan ve Ürdün bütün göçmen kamplarını Avrupalılara açtı. ‘Gelin bakın’ dediler, biz açmadık. Niçin, çünkü oralarda silahlı eğitimler görülüyor. ‘Kamplar çok iyi, yardıma ihtiyacımız yok’ diyorlardı. Şimdi kamplarda değil asıl Türkiye’nin içinde bu insanlar. Milletvekilleri bile alınmadı kamplara. Avrupalı diyor ki ‘Afganistanlıyı da Pakistanlıyı da Türkiye’ye göndereceğim.’ Niye bunları kendi ülkelerine göndermiyorlar? Suriye pasaportu varsa tamam başka ülkelere gönderemiyor, Türkiye’ye göndersin, ama niye diğer ülkeleri de Türkiye’ye geri gönderiyorsun?”