Kıbrıs'ı teslim mi edelim?

Kıbrıs'ta Türk askeri işgalci ama Yunan askeri değil! Kıbrıs Türkiye ile birleşsin istenir, hemen sesler yükselir... Olur mu öyle şey! Ama Rum Enosis ister, buyurun hakkınız, derler. Yunan Batı'nın şımarık çocuğu… Rumların imkânları fazla... Avrupa'yla bütünleştiler.

Kıbrıs'ta iki farklı topluluk yaşarken, sükûnet yokken, başşehri Lefkoşe'nin ortasından sınır geçerken, Kıbrıs Rum Yönetimi Avrupa Birliği'ne alındı.

Başından beri Türk askerini işgalci görenler, Rum tarafının AB'ye alınmasını fırsat bildiler, kendi çarpık fikirlerini meşru göstermeye kalktılar. Zaten çok insan Kıbrıs Rum Kesimi'nin pasaportunu taşıyormuş. Rumlar, "şuursuzlar"ı kolay avlıyor.

Kıbrıs'ın Türkiye için hayatî rolü vardır. O rolün ne olduğunu biliyor musunuz?

II. Abdülhamit'in, tahtta daha ilk yılları... Ülkenin kaderini değiştiren 1877-1878 Osmanlı-Rusya savaşı. Bu savaşın Osmanlı sahasını nasıl daralttığını ve daha nasıl çıban başları bıraktığını biliyoruz. Abdülhamit, 1878 Berlin Antlaşması'ndan kaybedilen toprakların acısını içine gömerek mevcudu korumaya çalıştı. Ve hatta 1897'de savaş bile kazandı! Türk-Yunan Savaşı'nda Atina kapılarına dayanmıştık; ama, yine Ruslar karşımıza çıktı. Rusya yanı başımızda ve hep karşımızda. Son olarak Suriye'ye, Libya'ya uzandılar. Kafkaslarda Türk/Müslüman nüfusa karşı tavırları çok belirgin... Azerbaycan'da işgal edilen topraklar tam kurtarılıyordu, Rusya çomak soktu. Daha yeni... İşin nereye varacağını göreceğiz. Kıbrıs, Rusya yüzünden gitti. Kıbrıs'ı verdik, İstanbul'u kurtardık! "Ayıdan post Moskof'tan dost olmaz!" demişler. Bu Ruslardan öyle içimiz yanmış ki, halkımız yüzyıllar öncesinde hükmünü vermiş.

KKTC Cumhurbaşkanlığı seçimi ikinci turunda, Rum'un elini öpenler diyeyim, şanslı görünüyor. Tek umut sandığa gitmeyen seçmen. Yüzde 42'yi buluyor.  El öpenler "vazifeler"ini bilirler, sandığa giderler ama, "el öpme"nin Yunan'ın "Megali İdea"sına nasıl hizmet edeceğini düşünmeyenler umursamazlık içinde... İnşallah ikinci turda tehlikenin farkına varırlar.

Ruslar 93 (1877-1878) Harbi'nde Yeşilköy'e kadar gelmişlerdi. Abdülhamit çok genç; 36 yaşında. 10 km. daha girseler surları geçecekler. Doğu'dan da ilerliyorlardı. Toprakların üçte biri gitmişti. Osmanlı'nın takati tükenmişti. İngilizler fırsatı kaçırırlar mı? Kıbrıs'ı mülkü sizde ama idaresi bizde olsun, size yardım edelim, Rus tehlikesini savuşturalım, dediler. Tarihler böyle yazıyor... Kim bilir daha ne ince ayarlar var. İngilizler işgallerindeki Hindistan yolu üzerinde olduğu için adayı istiyorlar. Yeni açılmış Süveyş kanalından geçip gidiyorlar. Yol üzeri bir üsleri olmalı! İngilizler adaya girince, dışarıya Türk göçleri de başlıyor. Nüfus ne ki o zaman...

Benim anlayamadığım içimizdekilerin "Türk" düşmanlığı… "Kıbrıs Türk'tür Türk kalacak!" desek karşımızdalar. Azerbaycan Türklerinin işgaldeki topraklarını kurtarmasını istesek karşımızdalar. 

Kıbrıs'tan çekilsek, oradaki insanlarımızı kendi kaderleriyle baş başa bıraksak ne olur? Rumlar Yunan'a bağlanmak, "Megali İdea"nın bir parçasını daha "kurtarmak" için yapmadıklarını bırakmadılar.

Eğer "federasyon" adı altında Rumlara teslim olunursa, ileride olacakların örnekleri zihinlerde taptaze duruyor.

 

Yazarın Diğer Yazıları