Kıdem tazminatında ne yapılmak isteniyor?

Mevcut mevzuatta bir yıl çalışan işçi işten çıkarılırsa, kıdem tazminatı almaya hak kazanıyor. 

Eğer ilk kez sigortalı olduğu tarih 08.09.1999 öncesiyse 15 yıl çalışan ve 3600 prim ödeyenler de istifa da etseler bile kıdem tazminatı alabiliyorlar. Ancak bu tarihten sonra işe girenler  ne zaman olursa olsun istifa etmeleri halinde kıdem tazminatı alamıyorlar.

2020 yılı için kıdem tazminatında tavan 6730 liradır. 30 yıl çalışanlardan;

·              Tavandan tazminat hak edenin eline 200 bin 372 lira geçiyor.

·              Asgari ücretten çalışanın eline de 87 bin 600 lira geçiyor.

Mevcut sistemin işveren ve işçiden yana avantajları ve dezavantajları var…

İşveren açısından; Nitelikli ve uzman çalışanların uzun süre aynı işyerinde kalmasını sağlıyor. İşveren biriken tazminatı işletmesinde kullanıyor. Buna karşılık verimi düşük olan çalışanların işten çıkarılmasını zorlaştırıyor.

İşçi açısından; İşten çıkarılması maliyetli olacağı için sistem işçinin uzun süre çalışmasına ve emekli olmasına imkan sağlıyor. Firmanın iflası halinde güvence olmadığı için işçinin kıdem tazminatı yanıyor.

Düşünülen yeni sisteme ''Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi'' deniliyor. Ayrıca aynen işsizlik sigorta fonu gibi, ''kıdem tazminatı fonu '' kurulacak.

İki model öngörülüyor;

1. Birinci modelde; Ayda 19 gün mevcut sistem çalışacak, 11 günde kesinti kıdem tazminatı fonuna devredilecek. Çalışanlar 60 yaşına kadar emeklilik sisteminden yararlanamayacak. 60 yaşında fonda biriken parasının yüzde 25'ini nakit olarak çekebilecekler. Kalan yüzde 75'inin ise her ay getirisi emekli maaşına ilave edilerek ödenecek. Emekliler ancak 75 yaşına geldiklerinde toplu ödeme alabilecekler.

Bu modelde işçi aleyhine dört sakatlık var…

Birisi; fon getiri oranı enflasyonun altında kalırsa, emeklinin reel geliri -satın alma gücü azalır.

İkincisi; Emeklinin fondaki paranın kalan kısmını çekme olasılığı düşüktür. Çünkü  Türkiye de ortalama ömür süresi 78 yaştır.

Üçüncüsü; Yeni sistemde işveren işçiyi daha kolay çıkarabilecek.

Nihayet dördüncüsü; Kıdem tazminatı fonunda çalışanın ve emeklinin parası hükümetler elinde çar-çur edilecektir.

İşveren açısından sakıncası ise; yetiştirdiği ve eğittiği elemanları işyerinde tutması zorlaşacak.

İkinci modelde işçiye de prim ödeme getirilmek isteniyor. Yüzde 6 olacak primin yüzde 4'ü işveren, yüzde 0,5'i işçi ve yüzde 1'i de devlet tarafından ödenecek.

Kıdem tazminatı fonunun aynen İşsizlik Fonu ve KEY (Konut Edindirme Fonu) gibi hükümetler elinde çar-çur edileceğinden  kimsenin endişesi olmasın.

İşsizlik sigortası fonu da işçinin fonudur. Ancak hükümet kanun çıkararak 3 milyarını bütçeye aktardı. 2015 yılında 12 milyar lirasını GAP'a aktardı. 2018 yılında 11 milyar lirasını Kamu bankalarına aktardı. Kalanı da kısa vadeli borç olarak kullanıyor. Zaman zaman faizler enflasyonun altında kaldığı için aradaki fark fondan vergi kesintisi etkisi yapıyor.

KEY de yıllar sonra ödendi. Halkın parası pula döndü. 

Kıdem tazminatı fonunu da hükümetler çalışanın ve emeklinin çıkarına bakmadan sıkışınca kullanacaklardır.

Kıdem tazminatı sorununda işçinin eli sağlam değil. Çünkü sendikalar zayıfladı ve parçalandı.  İşçi için değil ideoloji için çalışıyorlar. Başta memur sendikaları siyasi tasallut altındadır.

Yazarın Diğer Yazıları