İçişleri Bakanı, Adalet Bakanı'ndan adalet istemiş. Adalet Bakanı da içişleri bakanına "Adalet bende yok, adliyeye git" demiş.

Efendiler, bunların yaşandığı dönem AKP iktidarının son demleri, Cumhur İttifakı'nın saldırganlık sürecindeymiş..

Demem o ki millet olup bitenleri izlemekteymiş.

"- Allah Allah" demiş millet. "- İçişleri Bakanı, adaleti neden mahkemelerden değil de Adalet Bakanı'ndan istemiş" diye kendi kendine mırıldanmış.

Bunun üzerine biri oradan atılmış.

"- Hasta anasına küfürlü söz etmişler.."

Öbürü sormuş?

"- Nerede, kim yapmış?"

"- Sosyal medyada!" demiş bir başkası.

Eee, burası Türkiye. Devir, AKP devri,  adalete ihtiyaç duyanlar, AKP'li bakanlar.

İşte asıl mesele bu.

Lafı tam gediğine koymanın sırası gelmedi mi derseniz derim ki, hem de nasıl.

Demek ki neymiş sayın bakanlarımız?

Adalet, günü geldiğinde herkese lazım olurmuş.

Bu ülkede dövülenler, sövülenler, saldırıya uğrayanlar, haksız yere hapis yatanlar, gazete dergi, tv. kurmak için dilekçe yazdığı halde sırası bir türlü gelmeyenler, velhasıl kırılıp dökülenler var.

Ekmeği çalınanlar var.

Hak ettiği maaşını patrondan alamayıp sokağa çıkıp yürüyenler var. Hak, hukuk için yola düştüğünde önü jandarma ve polis tarafından kesilenler var.

Aç kalıp, işsiz kalıp çoluk çocuğuna ekmek götüremeyen, bir köşede sesiz sessiz ağlayanlar var.

Demem o ki Sayın bakanlar, kim adalet aramıyor ki?

Kim adil yönetime susamadı ki.

Cimer'e gelen dilekçelere baksanız yeter.

Sokağa dökülen, önünü kolluk kuvvetleriyle kestiğiniz insanlara baksanız yeter.

Aşı meselesi

"Okulları açacağız" diyor Milli Eğitim Bakanı.

Açamazsınız.

Neden?

Halk aşılanmadan açamazsınız.

Sürü bağışıklığı kazanılmadan açamazsınız.

Önce aşı, sonra normal düzen.

Kahveci, çırak, usta, komi, garson, müzisyen, turizmci "açım aç!" diyor.

Doğru!

Her biri eve ekmek gğötüremeyecek duruma düştü.

Çare?

Aşı.

Aşı getirilip, bütün insanlar aşılanmadan açlık ve feryat sürecek. Çünkü normal düzene geçilmesi buna bağlı.

Öyle ise bakanlık neden gereğini yapmıyor?

Onlara sormak lazım. Tutturdular Çin aşısı da Çin aşısı diye. 1,5 milyon dozu geçemediler. Tepkiler artınca da "ahan da başladık" diye toplumu sakinleştirmek için aşı yaptırdılar, ama sistem yürümüyor.

Bu beceriksizlik sadece eğitimi vurmuyor. Türkiye'nin en büyük gelir kaynağı olan turizmi de etkileyecek. Bütün alt tabaka çalışan kesimlerin büsbütün köşeye sıkışmasına sebep olacak. Şüphesiz bunun ekonomiye yansıyan yanları da olacak. Düzensizlik sürdüğü sürece karmaşa da beraberinde gelecek.

Ne varsa bu Çin aşısında, bir türlü ikinci seçeneği konuşmuyorlar.

Aslında normalleşme iktidarın lehine bir durum. Lakin bunu düzenleyecek önlemleri bile alamıyorlar.