Kim öldürmüş Atatürk'ü?

AKP'li Cumhurbaşkanı 100 bin kişinin önünde, "Dön artık.. Bitsin bu hasret" dedi.. Dön dediği, hasret çektiği Fetullah Gülen'di..

Aynı Cumhurbaşkanı, "Ne istediler de vermedik?" diye sordu.. Neler verdiklerini hâlâ bilmiyoruz..

Ülkenin Başbakanı, İzmir'de "Hocaefendinin İzmir'de başlattığı hizmetin bugün geldiği nokta hepimizin iftihar vesilesidir" dedi..

AKP'li Bakan Bekir Bozdağ, "Muhterem Fetullah Gülen hocaefendiye Antalya'dan selamlarımı iletiyorum" dedi..

AKP'li Bakan Suat Kılıç, "Muhterem Hocafendiye hizmete sıhhatle devam temenni ediyorum.." dedi..

AKP'li eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, "Hepimizin saygı duyduğu bir ilim adamıdır.. Muhterem bir hocaefendidir.." dedi..

AKP'li Bakan Süleyman Soylu, "Cemaate yönelik saldırılar tek merkezden yönetiliyor.." dedi..

AKP'li gazeteciler, milletvekilleri yalı dairelerini bile cemaatin bankalarından çektikleri kıyak kredilerle aldı..

Pensilvanya'ya gidip el öpmeyen AKP'lisi, bürokratı, yalaka gazetecisi kalmadı..

Dün bir baktım, aynı AKP'nin milletvekili Metin Külünk bombayı patlatmış:

-Bana göre Mustafa Kemal, FETÖ'nün arkasındaki güç tarafından zehirlenerek öldürüldü..

Güler misin, ağlar mısın? Pişmanlık yasasından faydalanmak ister gibi..

Doğrudur aslında.. Mustafa Kemal Atatürk'ü ikinci defa da onlar öldürdü..

Ve zaten, "Eski devlet yıkılıyor, yeni devlet kuruluyor" sözü de tesadüf değildi..

Evet.. Onlar yaptı.. Birincisini bilmem ama ikincisini, Fetullah Gülen'in arkasındaki güç yaptı..

CAMCININ İTİ..

Yeni bir siyasi parti kuruldu.. İllerde ilçelerde teşkilatlanmaya başladı.. Kendince yeni bir şeyler söylüyor.. Dinleyip, ne diyor merak etmek yerine, bakıyorum, ilgili ilgisiz herkes saydırıyor..

Bence hayırlı bir durum..

İktidar Partisi'ni anlarım, tedirgin.. CHP'yi anlarım, tedirgin.. MHP'yi anlarım, kadrolarının ciddi bölümü bu partiye kaydı, haklı olarak tedirgin..

Ama renksiz-kokusuz bir sürü adam, şuraya ya da buraya yaranmak için bol keseden sallıyor..

Hani, ne siyaseten rakibi, ne yolu kesişecek, ama saydırıyor da saydırıyor..

Bu tuhaflık aklıma bir fıkrayı getirdi:

-Bir köyün kıyısındaki ormanda yaşayan kurt, bir akşam üzeri uyanmış, karnı aç.. "Yav kim avlanacak şimdi" deyip, köye yönelmiş..

Kasabın etiyle karnımı doyururum diye düşünmüş.. Dükkana geldiğinde, kasabın köpeği üzerine saldırmış ama kurt bu, iki pençe, iki diş, köpek korkup sinmiş..

Kurt da kasabın etleriyle bir güzel doyurmuş karnını..

Sabah uyanan kasap, etlerin yarıya indiğini görünce, köpeğine bir araba sopa atıp söylenmiş:

-Bir dükkanı koruyamıyorsun.. Cezalısın, üç gün aç bırakıyorum..

Kurt ertesi akşam üstü yine uyanmış.. Hedefinde bu kez köyün bakkalı var.. Bakkalın köpeği de korkunca, o gün de doyurmuş karnını.. Tabi aynı akıbet, bakkalın köpeğinin de başında..

Böyle, günler geçerken, kurtun köyde girmediği yer, kurt yüzünden dayak yiyip, aç bırakılmayan köpek kalmamış,,

En sonunda köpekler bir toplantı yapıp karar almışlar; "Kurtun karşısına hep birlikte çıkıp, bu ısdaraptan kurtulalım"

O gün akşam üstü yine köye gelen kurt, karşısına çıkan 15 köpekle baş edemeyeceğini anlayınca, dönüp ormana doğru kaçmaya başlamış..

Dağ-tepe aşarken, köpekler birer ikişer yorulup geri dönmüşler.. Fakat bir köpek ısrarla kurdu takip etmiş..

Nefesi kesilen kurt, durup arkasını dönünce bakmış ki, tek köpek var.. Köpek de durup arkasına bakmış, hiç köpek yok..

Kurt sormuş;

-Sen kimin itisin?

-Camcının..

-Yav sizin neyinizi yedik ki, bir tek sen koşuyorsun peşimden..

Demem o ki, siyaseten sebebi olanları anlıyorum da, hiçlikleriyle destan yazanları gördükçe, aklıma camcının iti geliyor.. 

NEDEN AHLAT'TAYIZ?

Siz bu yazıyı okurken, biz Ahlat'ta olacağız..

Selçuklu'nun muhteşem tarihinin, en muhteşem açık hava müzesinde olacağız..

Türbelerde el açacağız.. Adilcevaz'a, Tatvan'a uzanacağız.. Van denizine dalacak gözlerimiz, ecdad izinde yürüyeceğiz kıyılarında..

Selçuklu mezarlığında atalarımıza, Abdurrahman Gazi'nin türbesinde Sahabe-i Kiram'a dualar edeceğiz..

Meral Akşener'in ülke için hayali olan "Bayram sofrası gibi bir sofrada" yer arayacağız..

Yer arayacağız, çünkü Meral hanımın talimatıyla, sofraya öncelikli olarak kadınlar oturacak..

Neden Ahlat diye soran o kadar çok eş, dost, meslektaş oldu ki..

"Bilmemek ayıp değil, öğrenmemek ayıp" dese de içimdeki ses, üzüldüm..

Bugün yaşadıkları vatanın tapusu, Ahlat'ta kılınan Cuma Namazı'ndan sonra çıkılan Malazgirt Meydanı'nda alındı..

Sultan Alparslan'ın  "Ya Allah, Bismillah" dediği yerdi Ahlat..

Hayatın hızında kaybolup gidiyor gerçeklerimiz ama;

Unutmayanlar var.. Anadolu'yu yurt yapan zafere, Ahlat'tan yürüyen Alparslan'ın torunları, bugün "Anadolu'yu yurt tutabilmek" için, yine Ahlat'tan çıkıyor yola..

İşte o yüzden Ahlat'tayız.. Modern zamanların Diyojenleri pusudayken.. Bizans entrikaları dört yanımızı sarmışken, Ahlat'ta başlamayacak da, nerede başlayacak büyük yürüyüş?

Bizans her yerde, biz Ahlat'ta.. Büyük serüven, yeniden başlıyor..

Günün Sözü

Haset, başkasının balını, kendi ağzına zehir etmektir.. / Cenap Şehabettin

Yazarın Diğer Yazıları