Kimi tutsak yıkılıyor...

Dünyadaki ender dostlarımızdan biri de Nicolas Maduro. Sonu belli bir mücadelenin içinde yaşama savaşı veriyor. Üzülerek söylemeliyim, ne kadar dayanacağının merakı içindeyim. Bir taraftan Amerika ve yandaşlarının kıskacında. Diğer taraftan içeride daha ağır koşullarla uğraşıyor.

Cüneyt Özdemir'in izlenimlerinden çıkardığıma göre "ülkedeki enflasyonu ölçmek mümkün değil." Yapılan ha babam para basmak. Bunların yeni tarafı her defasında birkaç sıfır ilave etmek.

Tanık olduğumuz gerçek şöyle:

"Bizimkilerin içinde olduğu araç akaryakıt istasyonuna giriyor. Otoyu kullanan şoför Cüneyt'e 'Beni izle' diyor.

Depoyu fulletip pompacıya yaptığı ödeme 180 gramlık Samba adlı bir çikolata. 54 litrelik benzine karşılık verilen karamel ve fıstık doldurulmuş üstü çikolatalı bir karışım."

Dünyanın en zengin petrol rezervlerine sahip ülkesinde, durum böyle. Üstelik müthiş altın madenleri de var.

Yıllar önceki Romanya'ya benzer hâldeler. Bu ülkenin petrolü tükenince ne hâle geldiklerini hatırlayalım. Bükreş'te iki paket sigaraya iki saat, kartona tam gün "escort service" veriliyordu.

Bir başka örnek

Bir adım daha ileri gideyim. Bu rejimlerin babası SSCB'den de bir şeyler aktarayım. Moskova Havalimanı'ndan çıkıyoruz. Grubumuzu otele götürecek aracın şoförünü feryat ederken gördük. Adamcağız, polisin ehliyet ve ruhsatını aldığını söyledi. Ben de eski kulağı kesik olarak valizimden çıkarttığım bir karton Amerikan sigarasını uzattım. Hemen anladı. Gözlerinin içi güldü. Kafasını iki yana sallayıp (hayır anlamında) kartonu açtı ve içinden iki paket aldı. Ortadan kayboldu. Döndüğünde elindeki ehliyet ve ruhsatı sallıyordu. Yanıma gelip elimi sıktı ve teşekkür etti. Çözümü ben bulmuştum ama "rüşvetin miktarını" o tespit etmişti.

Bugünün Karakas'ında ise "özel hizmetlere" ne ödeniyor bilmiyorum. Ancak yiyecek konusundaki durumu benzin istasyonundaki Samba iyi anlatıyor.

Kuşatma

Trump, ulaşılması daha kısa ve kolay olan Venezuela yönetimini yıkma çalışmalarına hız verdi. Pos bıyıklı şerif eskisi Bolton'u tezgâhın başına oturttu. Bolton'sa elindeki kâğıtlara yazdığı tüyolarla kafa karıştırmayı iyi beceriyor. Mesela "Venezuela'ya beş bin asker" gibisinden. Aynı üçkâğıtlara bizi de dâhil ettiğini hatırlayın. basın açıklamalarının birinde düşman ilan ettiği ülkeler arasına Türkiye'yi de dâhil etmişti.

Bir yandan da lider tayin ettikleri Guaido'ya her türlü desteği veriyorlar. Başkent Washington DC'ye onun temsilciliğini dahi açtırdılar. Mutlaka cebine de bir şeyler koyuyorlardır.

Sadece ABD mi bu işte var? AB ülkelerinin tamamı Maduro'yu indirme planına dâhil. Gördünüz, son olarak "yeniden seçim"i kabul ettirdiler.

Mısır'daki benzeşme

Maduro'nun bunca hay huy arasında nasıl vakit bulup dizi seyrettiğine şaşırıyorum. Önerim, bu gidişle tarihî TRT dizilerini izlemeye zemin hazırlaması. İçeri tıkılırsa buna imkân bulabileceğini sanmıyorum.

Bu arada yönetenlerimizin yaptığı Maduro'ya desteğe devam etmeleri. Hatırlayın sandıktan çıkan Mursi'ye yaptığımız dayanışmayı. "Dayan, halk arkanda" diye az mı bağırdık. O da gaza gelip "Darbeci Sisi, unutma ben senin de cumhurbaşkanınım" diye az nutuk atmadı. Şimdi yaptığı idam korkusuyla çenesini kapatmak.

Beyler sinirlenmesin ama, kimi tutsak elimizde kalıyor. Yerle bir oluyor...

***

Reklam değil, hayvanlara işkence

Bir taraftan can dostlarımız için "Hayvanları Koruma Yasası"nın çıkmasını bekliyoruz. Öbür yandan bazı reklamları dehşetle izliyoruz.

Bir GSM şirketi kedi yavrularını, sokağa fırlatıyor. Yetmemiş gibi tavanı delip alt kata atıyor. Çiklet firmasının koyunları kırpma sahnelerine dayanmak mümkün mü?

Hatırlayın, Migros'un kamyonların arkasına iple bağladığı tavukları. Firma gösterdiğim tepki üzerine, yayından kaldırmak zorunda kalmıştı.

Gönderdikleri açıklamayı da unutmuyorum: "Bir bilgisayar tekniği kullandık. Bunu da Güney Afrika Cumhuriyeti'nden aldık."

İnsanın içini acıtan, bunları sokuşturanların cezasız kalması. Ya, yayınına onay verenler. Peki, bu rezillikler sergilenince satışlar arttı mı? Söyleyeyim; tam tersi azaldı!

...

GÜNÜN SÖZÜ

Öfkeyi içimizde tutarsak, bize zarar verir. Montaigne

Yazarın Diğer Yazıları