Kimi yapar, kimi yakar…

Kimi yapar, kimi yakar…

1970-1980 döneminde Türkiye''de elektrik kesintileri gerek sanayi ve ticaret hayatını gerekse sosyal yaşamı felç ediyordu.

1983 yılında tek başına iktidar olan Anavatan Partisi''nin (ANAP) lideri merhum Özal sanayi ve turizm hamlesi yapabilmek için elektrik santrallarının yapımına hız verdi.

Özal; başta Atatürk Barajı''nın tamamlanması olmak üzere yapımı yarım kalan hidroelektrik ve termik santrallara ödeneklerini açtı

Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök diyor ki;

- "1984 yılında, henüz gazeteci değildim. 12 Eylül''ün ertesiydi...

Ama bir konu var ki...

O konuda hâlâ Özal''ın yanlış yaptığını düşünüyorum...

Gökova''nın tam ortasına diktiği bu termik santral...

O günlerde çok sayıda solcu aydın Gökova''ya böyle bir ucubenin yapılmasına karşı çıkıyordu...

Mesela Milliyet yazarı rahmetli Hasan Pulur''un yazılarını hatırlıyorum...

Türkiye''nin yeni siyasi eliti, o insanlara "Gelişmeye karşı çıkan geri zekâlı solcu" muamelesi yapıyordu o günlerde...

O santral 1993 yılında üretime geçti...

Önce çevredeki bütün bitki örtüsünü mahvetti."

Şimdi bu sözlere ayrıntılı yanıt vereceğim arşivimdeki özel fotoğraflarla ve Hasan Pulur''un yazılarıyla.

Tarih: Ocak 1985 Günaydın gazetesi başbakanlık muhabiri olarak Merhum Başbakan Turgut Özal''dan bu davetiyeyi aldım.

 

 

O günün önemli gazetecilerinin hepsi ile aynı uçaktaydım.

İşte özel arşivimden o fotoğraflar;

 

 

Kemal Kınacı yanında merhum Bekir Coşkun, Mehmet Barlas, merhum Hasan Pulur, Nazlı Ilıcak…

Merhum gazeteciler Cüneyt Arcayürek ve Nezih Demirkent, Özal ile…

Özal, uçakta genelde hal hatır sordu, gazetecilerle karşılıklı espriler yaparak yol boyu tek tek ilgi gösterdi.

Uçakla İzmir''e, oradan da otobüslerle Marmaris Martı Oteli''ne giderek konakladık.

Şimdi Yeniköy ve Kemerköy termik santrallarının yapıldığı mevkilere hızla gidelim.

 

 

Özal temeli atılmış Kemerköy Termik Santralından Gökova Körfezi''ni gösteriyor.

Bu fotoğraft dikkatinizi çekmiştir dağlar makilik ile kaplı.

 

 

Bu da fabrikanın resmî web sitesinden aldığım fotoğraf.

 

 

Merhum Prof. Dr. Mümtaz Soysal ile merhum Özal ve koruma müdürü Musa Öztürk, Yeniköy termik santralı mevkisindeler.

Bu fotoğrafta yamaca ve zemine lütfen dikkatle bakın tek bir ağaç yok.

İşte bu da Yeniköy Termik Santralının resmî web sayfasından aldığım fotoğraf.

Her iki santral ve etrafında bugün cayır cayır yanarken yüreğimizi de yakan çam ağaçları yok denecek kadar az.

Demek ki neymiş;

Termik santrallar çevrelerindeki bitki örtüsünü yok etmek bir yana çevrelerini orman haline getirmişler.

Çevreci geçinen "Solcu Aydınlar" dinlenseydi Türkiye karanlığa mahkûm kalırdı. Mahcup olurlar mı?

Türkiye o dönemde ya sanayi ve turizm hamlesi yapabilmek için elektrik üretecekti ya da karanlıkta kalmaya mahkûm olacaktı.

 

 

Özal ve kadın

Bir kadın o gün Özal''ın karşısında dikildi ve şöyle diyalog oldu;

- Kadın: Termik santral yapılacak diyorlar?

Özal: Köyün kalır canım merak etme, burası daha da şenlenir. Birçok şeyler gelir, turistler gelir daha da güzel olursunuz.

- Kadın: Nehir yatağımız kurur. Yok aman ha kurumaz.

Özal: Onu yanlış söylemişler, neden zararlı hadi bakalım söyleyin.

Özal: Peki bir dakika, bir dakika. Köyden birçok adam orada çalışırsa iyi para kazanırsa...

- Kadın: Köyden tarlalar alınırsa evler ne işe yarayacak ki?

Özal: Fabrikada çalışırsa peki?

- Kadın: Görüyoruz ama fabrikada çalışan hep doğudan Adana''dan, Konya''dan gelenler var.

Özal: Yani siz burada kontenjan istiyorsunuz öyle mi?

- Kadın: Biz yapılmamasını istiyoruz.

Özal: Sen beni dinle, bu yapılır yapılmaz o ayrı hikâye ama bu memlekete medeniyet gelmesi için elektriğin gelmesi lazım, elektriğin gelmesi için ne lazım? Yol yapılması lazım. Şuraya 13-14 kilometre asfalt yol yapılsa insanlar şuraya rahat rahat gelse, şu tepelere güzel villalar yapılsa bir sürü inşaat olsa insanlar daha çok iş bulmaz mı?

* Hasan Pulur

Dönemin en ünlü ve usta kalemi merhum gazeteci Hasan Pulur''a gelelim.

27 Ocak 1985 tarihli yazısında şu çarpıcı anı vardı:

- Bir ara biri "Bu güzel Gökova yeşili ne olacak?" diye sormak münasebetsizliğinde bulununca, Dalan''dan ağzının payını alıyordu: "Santralı da yeşile boyarız olur biter."

2 Aralık 1991''de ise Pulur yazısında şu vurguyu yaptı:

- "Enerji ve Tabii Kaynaklar eski Bakanı Büyükbaş''ın gözlüğü ile bize bakmıyor.

Adamcağız ne diyordu bize; Gökova''ya kömür santralı yapılmasına karşı çıkanlara?

- ''Okumuş cahiller!'' diyordu.

Demek Başbakan öyle demiyor; öyle deseydi, bir avuç okumuş cahili peşine takıp Gökova''ya gider miydi?"

Değerli okurlarım,

Bu iki önemli elektrik santralı o günlerin elektrik açığının kapanmasında, sanayinin ve turizmin gelişmesinde öncülük ettiler.

Keşke o günden bu yana Türkiye''yi yönetenler bu santrallara ihtiyaç kalmayacak yatırımları yapsalardı da Gökova''nın kalbine saplanan bu santrallar kapatılıp orman haline getirilseydi.

Yazarın Diğer Yazıları