Kimlik siyaseti ve mutabakat!

Kimlik siyaseti ve mutabakat!

Altı muhalefet partisi genel başkanının altına imza attığı mutabakat metninin bir yerinde, "Herkesin inancına, kanaatine ve yaşam tarzına saygı duyulduğu, kişilerin din, inanç ve yaşam tarzı fark etmeksizin özgürce yaşadığı, herkesin kendi kimliğiyle ve kendisi olarak eşit şekilde toplumsal, kamusal ve siyasal yaşama katıldığı bir sistemi hep birlikte inşa edeceğiz." ifadesi kullanıldı.

***

"Herkesin kendi kimliğiyle siyaset yapması" veya bu kimlikle "toplumsal, kamusal ve siyasal yaşama katılması" bugün Irak''ta yaşanıyor. Sünnilerin partileri var, Şiilerin partileri var, yine Arap, Kürt ve Türkmen partileri var. Kürtler Irak''ın kuzeyinde özerk bölgeye sahip ama aynı zamanda Irak yönetiminde de yer alıyor. Esasen PKK''nın "demokratik özerklik" söylemi de herkesin etnik veya dini kimliğinin Anayasal olarak tanınması ve siyasetin bu kimlikler üzerinden yapılandırılması şeklindedir.

Yalnız şöyle bir durum var ki altı muhalefet partisinden Cumhuriyet Halk Partisi devleti kuran partidir. Atatürk ve arkadaşları milli kimliğe dayalı modern bir devlet kurmuşlardır. Anayasa''nın 10''uncu maddesinde de "Herkes, dil, ırk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz." denilmiştir.

Ayrıca CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, her vesileyle "Biz etnik kimlik siyaseti yapmıyoruz, yapmayacağız" demektedir. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ise zaten AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan''a verdiği bir cevapta "Sözünü tartacak, ettiğin lafın nereye gittiğini bileceksin. Milliyetçiliğe dil uzatıyorsan, cevabını da, suratına suratına yiyeceksin! Yeter artık; tek devlet değil, Türk devleti! Tek vatan değil, Türk vatanı! Tek bayrak değil, Türk bayrağı! Tek millet değil, Türk milleti!" demiştir.  Bu sözler, İYİ Parti''ye oy verenlerin bakış açısını da yansıtmaktadır.

Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal''ın da bundan farklı bir yaklaşımı yoktur.

Öyleyse nereden çıktı herkesin kendi kimliğiyle siyaset yapması? 

***

Çözüm sürecini savunan Ahmet Davutoğlu, 2014 yılında Ahmet Hakan''a, "Herkes ne hak talep ediyorsa hiçbir şiddet unsuru kullanmadan siyaset üzerinden talep etsin. Nitekim bugün HDP milletvekillerinin TBMM''de ifade ettiği hususlar, 90''lı yıllarda milletvekillerinin apar topar tutuklanmasına sebebiyet veren hususlardı." demişti.

İşte o bahsedilen hususlar, cumhuriyetin temel felsefesini yıkmak amaçlı bir projenin yansımalarıdır.

Ali Babacan''ın DEVA Partisi ise programında her ne kadar "temel hak ve özgürlükleri etnik köken, dil, din, mezhep, cinsiyet, siyasi ve sosyal aidiyet farkı gözetmeksizin tüm insanlar için tanıdığını" beyan etmişse de "Bu sorun, Kürt vatandaşlarımızın demokratik hak, özgürlük ve eşit vatandaşlık taleplerinin karşılanmasıyla ilgilidir. Demokrasi ve Atılım Partisi olarak Kürt sorununu, vatandaşlarımıza güven temelinde siyasi kanalları açık tutarak, taleplerin rahatlıkla tartışılacağı demokratik zemini inşa ederek, özgürlük alanlarını genişleterek ve hukuku tahkim ederek çözeceğiz." sözleriyle herkesin kendi kimliğiyle siyaset yapmasına kapı açmış bir partidir.

Temel Karamollaoğlu''nun herkesin kendi kimliğiyle siyaset yapmasına dönük bir sözü yok ama parti sözcüleri zaman zaman benzer ifadeler kullanmaktadır.

***

Bu mutabakat metninde, "Millet İttifakı"na içerden tuzak mı kurulmuştur! Bunun bir izahı olmalı! Herkesin kendi kimliğiyle siyaset yapması CHP, İYİ Parti ve DP''nin söylemlerine aykırıdır. Herkes kendi etnik veya dini kimliğiyle siyaset yaparsa, Türkiye Irak gibi olur! 

Yazarın Diğer Yazıları