“Kimse kimseyi hafife almamalı!” derim

İmamoğlu’nun son paylaşımına muhatapları nasıl yanıt verir bilemem, ancak İmamoğlunun ileri sürdüklerini mutlaka önemsemeliler.

Yok önemsemezlerse, bir zaman sonra rüzgâr ters eser.

*

Önceki günkü Sözcü gazetesinin internet sayfasında gözüme ilişen İmamoğlu’nun yaptığı bu paylaşım, değerlendirmeye değer bir paylaşım bence.

*

Hani yasalarımızda “Aksi ıspat edilmedikçe herkes suçsuzdur” ya, geçmişte de bugün de bunun örnekleri vardır.

Ama İmamoğlu, bugün iki aydır tutuklu.

*

Ve Sayın İmamoğlu, haberde yer alan kendisine ve İBB’ye yönelik suçlamaların neredeyse tamamının fos çıktığını, cezaevinden kamuoyu ile paylaşmış.

Bunlardan bazıları neler mesela?

“'Belediyeden vinçle kasa çıkardılar' dediler, yalan çıktı.” deniliyor,

“Parkelerin altına para koydular’ dediler, hayal ürünü çıktı.”

“1200 telefon dağıttılar…” dediler, yalan çıktı.”

“Şirkete ihale yağdırıldı' dediler…” hiç ihale almadığı açığa çıktı.”

“Sağlam delil var' dediler, hayal mahsulü tanıklar çıktı.”

“Ciddi belgeler var' dediler '..duymuştum' 'sanırım' çıktı.”

“MASAK raporu var' dediler, 5 günde uyduruk rapor hazırlattıkları açığa çıktı. 'Ciddi rapor var' dediler, raporu imzalayacak uzman bulamadıkları ortaya çıktı.” dediler, diye kendisine isnat edilen suçlamaların hemen hepsinin doğru olmadığını paylaşmış.

*

Şimdi şöyle bir soru sormak isterim.

Kendisine yönelik bu ve benzeri iddialar karşısında ortada somut bir şey yokken, tutuksuz yargılanabileceklerken, tutuklu yargılayarak, memlekettin ciddi anlamda kargaşaya ve ekonomik kayba uğratılması mı gerekiyordu?

Olası kargaşa ve ekonomik kayıp öngörülememiş ise bu kabul edilemez.

Çünkü iddia sahipleri de iddianın muhatapları da ülke için önemli konumlara sahip insanlar.

Sanırım her iki taraf da hiç de hak etmedikleri halde -maalesef- yüzlerce soru işaretlerinin muhatabı oldular.

*

Pekâlâ, şimdi ne olacak?

Ne olacak bilemem, ama ne olması gerektiğini söyleyeyim.

İddia sahiplerinin, İmamoğlu’nun “Fos çıktı, yalan, başkalarına ait gibi vb.” gibi açıklamalarının çürütülmesinden gayri olacak bir şey yok.

Aksi halde bu suçlamalar ileri sürenlerin aleyhine işliyor.

*

Hani “Erdoğan’ın oyları niçin düşüyor?” deniliyor ya, işte muhataplarına yaptıkları suçlamalar kamu vicdanını rahatsız ettiği için de olabilir mi acaba?

Bence olabilir.

*

Bakın şimdi İmamoğlu’na ve şürekasına isnat edilen iddialar ve verilen yanıtlardan bazıları şöyle:

İddia: Valizlerde para taşıyorlar

Yanıt: onlar para değil, sinyal kesiciler.

İddia: Şikâyet edenler CHP’li'

Yanıt: hepsi kendi adamları çıktı.

İddia: Kamuoyunu zarara uğrattılar'

Yanıt: yine tam tersi çıktı.

İddia: Gizli gizli niye görüştünüz?'

Yanıt: ‘Görüştünüz’ denilen insanların orada olmadığı açığa çıktı.

Vs., vs.

*

Hadi buyurun bakalım!

Adam erinmemiş, üşenmemiş, onur meselesi yapmış ve kendilerine yapılan onlarca haksızlığı tek tek paylaşmış.

*

Şimdi de karşı taraf aynısını yapmalı.

Erinmeyecek, üşenmeyecek, onur meselesi yapacak ve İmamoğlunun verdiği yanıtları çürütecek.

İşte o zaman, Erdoğan’ın oyları da -belki- yükselir diye düşünüyorum.

*

Tabi güven zedelenmesi de çok önemli.

Bir kere milletin güvenini kaybetti mi bir insan, kolay kolay iflah olmaz.

Hani, “Bu millet unutur,” diyenler için söyleyeyim.

Bu millet, kendini unutanları unutur, -eğer işin içinde varsa- iftirayı ve yalanı unutmaz!

Bunun için de: “Kurt kışı geçirir, yediği ayazı unutmaz” da denilmemiş midir?

Öyle olunca kimse kimseyi hafife almamalı derim!

Yazarın Diğer Yazıları