Kimse oyunu değiştirmez

Lütfü Kırdar'daki zirveyi ağırlıklı olarak Fox TV'den izledim. Tartışmanın yöneticisi bu ekranın temsilcisi olunca tercihimi onlardan yana kullandım. Kanalın Genel Yayın Yönetmeni Doğan Şentürk olayın öncesi ve sonrasını iyi yönetti.

Garibime giden tam buluşma arifesinde İsmail Küçükkaya aleyhinde yürütülen yoğun kampanya idi. Sosyal medyaya düşen yazılar arasında birkaç tane yere basan okudum.

En ağır saldırı eski Akşam gazetesi mensuplarından bir bayan gazetecininkiydi. Sadece Küçükkaya'yı değil, Binali Yıldırım'ı da ağır şekilde suçluyordu. Geçmişteki iş birliklerinden söz ediyordu.

Bu tip ithamlarda bulunmak kolay. Ancak "hadi ispatla" dendiğinde bunu yapmak zorundasınız.

İstanbul hatırası

Uzun geceye, daha doğrusu uzun güne değinelim. Neticede final hoş bir fotoğrafla tamamlanmış ise amaç hasıl olmuştur. Yine de "İstanbul hatırası" resmi hiçbir şeyi çözmüş değil.

Yorumculardan birkaç örnek vermek istiyorum. Öncelikle yandaş ve çırçır kanallardan birinde tesadüfen izlediğim bir konuşmacıdan başlayacağım. Adam köşe yazarı! Türkçe konuşma özürlü. İsmail Küçükkaya ve Ekrem İmamoğlu'na atmadık bip bırakmadı. Bu çapsızları nereden bulup çıkarıyorlar?

Değer verdiklerim

Ağırlığı Fox TV'nin konuklarına vereceğim. En başta Mehmet Akif Beki'ye. Bir dönem Erdoğan'ın en yakınında olan Beki'nin en büyük hasleti "tarafsızlığı"dır. Zaten görevden ayrılma sebebi bu yüzden. O, zirveyi ve katılımcıların tutumunu beğendi.

ANAR'ın Genel Müdürü İbrahim Uslu'ya da "Ak Parti'nin hısmı" diyebiliriz. Yine de ortadan konuştu. Yandaşlık göstermedi.

Böyle kalır

Şimdi en merak edilen soru; "Bu yumuşama daha yukarılara kadar tırmanır mı?" olacak. Buna hemen cevap vermek istiyorum:

"Bu mümkün değil. Çünkü Erdoğan'ın yapısı meydanda. Bu yüzden tıkanıp kalır."

Küçükkaya'nın en çok eleştirilen sorusu "Fetö'yle ilişkin var mı?" idi. Bunu doğrudan İmamoğlu'na yöneltti. Binlerce protesto mesajı yağınca, aynı soruyu Binali Yıldırım'a da tevcih etmek zorunda kaldı.

Yine de İsmail için "iyi başladı, iyi bitirdi" diyebilirim.

Akşener

Böylesi bir gecenin sabahı Çalar Saat'te Meral Akşener'i gördük. İYİ Parti Genel Başkanı ile Erdoğan'ın bir Lütfü Kırdar buluşmasını düşünebiliyor musunuz? Hadi gerçekleşti diyelim. Yöneticisi hazır; Orhan Ayhan!

Netice

Amerika başta pek çok ülkede bu tarz tartışmalardan sonra süratle anket yapılır. Genelde telefonla gerçekleştirilir. Kısa sürede halkın nabzı tutulur.

Bizde ise telefonlardan aldığım mesaj çok net; "bu tartışma, kimsenin oyuna yer değiştirtmez." Yani 23 Haziran gecesi sonuç çok rahat alınacaktır.

Kaldı ki, hiçbir ajans da neticenin alınmasını engelleyemez.

Kim ne konuşursa konuşsun, seçimin kaderini mutfaktaki yangın tayin edecektir.

...

ÖZEL NOT: Devlet Bahçeli'nin "İsmail Küçükkaya'yı protesto için tartışma programını seyretmeyeceğim" demesini unutmadım. MHP Genel Başkanı, mutlaka sözünü tutmuştur.

Peki zirve süresince neyi izledi. Aklıma, alternatif olarak "Tuba Büyüküstün'ün dizilerinden birini seçmiş olabilir"den başka düşünce gelmiyor.

***

Eşme'ler karıştı

Geçenlerde Aydın-Eşme diye yazmıştım. Mesajlar yağmur gibi yağdı. Bu vesileyle Türkiye'de tam beş tane Eşme olduğunu öğrendim. Uşak, Aydın ve Kocaeli'ye bağlı (Sapanca Gölü kıyısında) olanları görmüştüm.

Olayın en güzel tarafı da acıtmadan bilgilendirmeleri. Örneğin N. Öztürk, Dr. Erden Alper Külcü, Mustafa Ragıp Göreli bunlardan birkaç isim.

Benim çabuk yazma hastalığım, sırf Eşme ayvası hatasıyla da kalmıyor. Zaman zaman özel bir yer veya şahsa da aynı şeyleri yapabiliyorum. YENİÇAĞ'ın sevgi ve saygı dolu okurlarını bu yüzden çok seviyorum. Hepsine şükranlarımı arz ediyorum.

***

Nereden nereye

Ayhan Yüksel, "Balat'la ilgili yazılarınızı ilgiyle takip ediyorum" diyor. Sebebini şöyle izah ediyor:

"1960 ihtilalinden sonra Tirebolu'ya avdet eden Balatlı Mahmut'un anılarını çok dinledik. Daha sonra bir vesileyle Balat'a gittiğimizde kahveci Saffet'i çalıştırdığı mekânda tanımıştık." Tirebolu'dan söz ettiğimize göre Türk sporunun yüz akı Tahsin Albayrak'a sevgi ve saygılarımızı yollayalım. Tabii acil şifa dileklerimizle...

GÜNÜN SÖZÜ

İzlediğimiz zirve değil, lise münazarasıydı. Erkan Yiğit

 

Yazarın Diğer Yazıları