Kırmızı telefon!..

Bu Cumhuriyeti kanla, irfanla kuran ve ilelebet payidar olacağına inanan Mustafa Kemal Atatürk, silah ve diğer arkadaşları anıtkabirinizden ve mezarınızdan kalkın da Türkiye Cumhuriyetinin bugünkü haline bakın. Cumhuriyetimizin bütün değerli kurumları nankör bir mirasyedi tavrıyla çarçur edilmekte.
Erdoğan’ın maksadı malumdan malum. Kendi itirafı ile önce Cumhuriyeti koruyacak ve kollayacak en büyük gücü tasfiye etti. Komutanların çoğu; Ergenekon, Balyoz, Andıç vs. davalarla zafiyete uğratıldı. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin değerli komutanlarının büyük çoğunluğu bugün içeride. Erdoğan’ın maksadı belli. 28 Şubat hareketinin yani Erbakan’ın Başbakanlığı zamanında irticaya gidişini önlemek için yapılan hareketin öcünü almak istiyor. Ve Türk ordusunun, Cumhuriyeti korumak ve kollamak görevini yapamaz hale getiriyor. Yani kısacası kendi itirafı ile 28 Şubat’ın intikamını alıyor.
Son zamanlardaki İmralı açılımının asıl maksadı da İmralı’daki eşkıya reisi Apo’nun son sözleriyle ayyuka çıktı. Apo’nun, dolayısı ile bölücülerin kendi mutlak hükümdarlığını ifade eden Erdoğan’ın istediği başkanlık sistemini  desteklemesi.
Ne acıdır ki Türkiye Cumhuriyetinin bugünkü Başbakanı, İmralı’daki terörist reisi, terörist başkanı A. Öcalan ile şimdiki halde vasıtalı olarak temas ederken, neredeyse kendisi ile eşkıya reisi arasında kırmızı telefon(H) hattı kurulacak.
Dedim ya anlaşıldı ki Erdoğan’ın İmralı açılımının asıl maksadı kendi başkanlık sistemine eşkıyadan destek almak. Buna karşılık A. Öcalan’ın da şartları ve talepleri var. Ulus devletten vazgeçilmesi yani Büyük Kürdistan’ın yolunun açılması, derece derece kendisinin bugünkü şartlarının değiştirilmesinden başlayarak değiştirilecek. Yeni anayasada Türklük ortadan kaldırılacak. Ulus devletin de ortadan kaldırılması ile Büyük Kürdistan’ın yolu açılacak. İleride, ileride diyorum ama değil, çok yakında bütün bunlar her halde arada BDP’liler vasıta olmadan direkt kırmızı telefon ile sağlanacak.
Acaba necip Türk halkı,  bu tehlikenin farkında mı? İstanbul Üniversitesi’ndeki bir avuç Milliyetçi gencin dışında! Ama halkımızın bu, Cumhuriyet’e karşı hareketin büyük tehlikesi karşısında neden hâlâ  suskun kaldığına şaşıyorum.

 

(*) Kırmızı telefon
1962’nin Ekim ayında dünya nükleer bir savaşın eşiğinden döndü. ABD’nin Türkiye’ye, SSCB’nin de Küba’ya nükleer başlıklı füze yerleştirmesi dönemin iki süper gücünü karşı karşıya getirdi. Hadise ABD Başkanı John Fitzgerald Kennedy ve SSCB lideri Kruşçev’in (Nikita Khrushchev) anlaşmasıyla tatlıya bağlandı. Bu olaydan sonra iki lider arabulucu olmadan anında konuşmak için Beyaz Saray (Washington) ile Kremlin (Moskova) arasında direkt bir telefon hattı kurulmasına karar verdi. Hotline denilen bu hatta  “KIRMIZI TELEFON” denildi...

Yazarın Diğer Yazıları