Kızları katledilen anneler konuştu: Kızımın gülüşü bitince ben de bittim. Yürekler dağlandı

Kızları katledilen anneler konuştu: Kızımın gülüşü bitince ben de bittim. Yürekler dağlandı
Kızları kadın cinayetlerine kurban giden anneler, anneler gününde konuştu. Pınar Gültekin’in annesi Şefika Gültekin, “Kızımın gülüşü bitince ben de bittim” ifadelerini kullandı.

Pınar Gültekin’in annesi Şefika Gültekin, anneler gününde “Kızımın gülüşü bitince ben de bittim” dedi.

Gültekin şöyle konuştu:

“Kızım yanımda olsaydı ona bir kere sarılabilseydim yeterdi. O hiç Anneler Günü’nü unutmazdı, illa bir şey alır, arar sorardı. Çok iyi kalpliydi bana çok düşkündü. Ben onun en çok gülüşünü özledim. Onun gülmeleri bittiği günden bu yana hiç gülmedim. Ben erkek oldum. Ben taş oldum, duygu kalmadı. Kızım çok neşeliydi. Eve geldiğinde çay yapar, hamur işleri yapar beraber otururduk. Yaşadıklarımı bir an bile aklımda çıkaramıyorum.

Benim çevrem, komşularım hep yanımdaydı. Çok destek verdiler. Ama onlar hariç kimse bir gün bile aramadı, sormadı. Dört mahkemedir gidiyoruz hâlâ adalet sağlanamadı. Ben oraya her gidiş gelişimde mahvoluyorum. Kokusu burnuma geliyor. Benim kızımın yaşadıkları çok fenaymış çok... Artık Pınarlar ölmesin, adalet sağlansın.”

“HER ŞEY BOŞ, TEK GERÇEK SEVGİ”

Ceren Özdemir’in annesi Güfer Özdemir şöyle konuştu:

“Anneler Günü, buruk geçecek. Diğer günlerden farkı olmayacak. Zaten her gün buruk geçiyor. Kızım her Anneler Günü’nde kahvaltı hazırlar, annem diye yanıma gelirdi. Ben hediye almayın derdim, bazen hediye de alırlardı. Bana bir öpücük verin yeter derdim. Sarılırdık, gülerdik. Onun her şeyini özlüyorum. Birlikte çay içmeyi mesala... Düşünün ne kadar masum bir şey.

O çayı çok severdi; ben erken yatmayayım diye çay demleyip seslenirdi. Şimdi bir sandalyeye oturduğumda o niye orada değil diye düşünüyorum. Ceren’in acısı bende hiçbir zaman sönmez. Bizim aramızda sonsuz sevgi vardı. Arkadaş gibiydik, her şeyini anlatırdı. Evin küçüğü olduğu için bebek gibi baktık. Ne o bizi kırdı ne biz onu.

Ceren’in yokluğu yüreğimde büyük bir boşluk. Hep keşke yanımda olsaydı, keşke geriye gitsem, bırakmasam onu diyorum. İnsan anne olunca, onun yerine giden ben olsaydım diyor.”

“EN ÇOK SESİNİ ÖZLÜYORUM”

Zeynep Şenpınar’ın annesi Aruz Şenpınar, yaşadıklarını şöyle anlattı:

“Ben hâlâ kızımın öldüğüne inanmıyorum. Hâlâ onun türkü söylediği videoları izliyorum. Yanımda olsa doya doya sarılırdım. Ben onu uykulardan kaldırmaya kıyamazdım, katil canını aldı. Bir yıl oldu ama ben inanmıyorum. İki oğlum var. Bu süreçte beni arayan kimse olmadı. Sürekli Zeynep’in sesini dinliyorum.

En çok sesini özlüyorum. Balkonda ders çalışırken mutfaktayken her yerde duyduğum sesini, türkü söylediği sesini özlüyorum. Onun sesini duyamamak çok zoruma gidiyor, içeride duramıyorum. Ben ne yapabilirim ki? Zeynep olmadan kolum kanadım kırıktır.”

“ÖZGE’MDEN SONRA HER GİDEN CANLA YANDIM”

Özgecan Aslan’ın annesi Songül Aslan ise şunları anlattı:

“Her dakika her saniye içimizde kızımız. Yanımda olması için dünyaları feda ederdim. Allah kimseye evlat acısı vermesin. Sarılmak bile ne kadar güzelmiş. Çok zor durdum ayakta ama iki evladım daha var. Onlar için yaşamalıydım. Aile çok önemli. Herkes ailesine sığınsın, kıymet versin. Normal olmayanları aileleri doktorları götürsün, tedavi ettirsin. Bir aileyi aile yapan sevgi. Kızım, bir gün bile kalbimizi kırmadı.

O çok masum, namusu için canını verdi. Bana gün gelecek bütün dünya beni tanıyacak anne derdi, psikolog olacaktı. Ama Rabbim öyle değil de böyle tanıttı. Dayanışmayı çok hissettim yıllardır. Onlara hep dua ediyorum. İstanbul’dan Zehra hanım, İzmir’den Feraye hanım, her hafta aradılar. Beni anneleri gibi, Özge’yi kardeşleri gibi gördüler. Mersin’den Özdemir Bey, Kevser Hanım, daha niceleri onların desteklerini hayatta unutamam.”