Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Mustafa Hakan ÜNSER
Mustafa Hakan ÜNSER

KKTC Büyüyüp Turan olacak

İktidar her ne kadar sessiz kalmayı tercih etse de Türk Devletleri Teşkilatı üyesi olan Batı Türkistan ülkeleri; Kazakistan, Özbekistan ve Türkmenistan’ın Güney Kıbrıs’ta büyükelçilik açmalarının yarattığı hayal kırıklığı, başta milliyetçi çevreler olmak üzere kamuoyu tarafından tartışılmaktadır. Bunların bir kısmı samimi olarak, bir kısmı ise Türkiye ile bu ülkeler arasında olan ve olabilecek iş birliklerini baltalamak amacıyla, bir kısmı da iç siyaset malzemesi olarak konuyu gündemde tutuyorlar.

Milliyetçilik herkes için ve her millet için farklı şekilde ortaya çıkmıştır ve iki yüz yıldır siyasette güçlü bir şekilde varlığını sürdürmeye devam ediyor. İçinde bulunduğumuz yüzyılda her toplum bir şekilde bu kavramla tanışmış ve etkisinin altına girmiştir. En geç tanışanlar ise soydaşlarımızın da aralarında olduğu Rus emperyalizmi altında ezilen milletlerdir.

Elbette köyünde oturan dünyadan bihaber birileri için millet ve milliyetçilik kavramları pek de anlamlı değildir. Marksistler ve siyasal İslamcılar için de durum aynıdır aslında. Millet bilincini geliştiren ilk etki ötekinin varlığını anlamayla başlar ve şartlara göre gelişerek devam eder. Milliyetçiliğin ilk etkisi bağımsızlık olarak ortaya çıkar sonra milletin itibarını korumakla devam eder. Milliyetçilik kavramı; ırkçılık, kavimcilik gibi değişik ve zamanla değişen kavramlar olarak konjonktüre göre kullanılagelmiştir. Bazen suç olarak addedilmiş bazen el üstünde tutulmuştur. Bunları haftaya 3 Mayıs Türkçüler Günü vesilesiyle konuşacağız.

Bugün yıllarca Rusya'nın arka bahçesi olmuş Batı Türkistan devletleri ve orada yaşayan Türklerde gelişen ya da gelişemeyen millet bilinç üzerinden beklentilerimizi konuşuyoruz. Bizde bile Türk adını kaldırmaya çalışan bir iktidar varken, Türkistan’daki gençlerin Türk devletleri büyüyüp birleşip Turan olacak diye hayal kurduklarını sanmıyoruz elbette ama Türklüğe bu kadar kayıtsız kalmalarını da beklemiyoruz. Hem Türk Devletleri Teşkilatı üyesi ülkelerin kaçının anayasasında Türk adı ya da tanımı var ki?

Biz burada oturmuş birileri bir kuşak projesi veya enerji hattı-koridoru falan yapsa o da bizim topraklarımızdan geçse, biz de para kazansak diye beklerken Rusya'nın zayıfladığı bu günlerde AB çoktan oyun kurmaya başlamış kardeş ülkeleri yanına almış bile.

Rusya'dan açılan alanı daha önce fırsat olarak gören Türkiye neden şimdi bu konuda isteksiz duruyor anlaşılabilir gibi değil. Türkiye'nin imkanlarını Libya, Sudan, Somali, Myanmar lehine kullanırken bir anlamda Türk devletleriyle ilişkilerini geliştirmek için çaba sarf etmeyerek onlara sırtını döndü, Arap dünyasının bir parçası olmaya çalışıyor. Bir de TDT Aksakallar Konseyine Türk dünyası konusunda yetişmiş onca değeri varken Binali Yıldırım'ı atayarak gayri ciddi tutum takınmasının elbette bir sonucu olacaktı. Doğal kaynak zengini otoriter devletler ve fakir, hakkı hukuku olmayan halklardan oluşan bölge ülkeleri kim bilir nasıl lobi faaliyetleriyle zengin ve güçlü AB'nin açtığı kollara koşuyor.

Olan biten bu olaylar "Kıbrıs Türk'tür Türk Kalacak" sloganları atan, Adriyatik’ten Çin seddine kadar Türkçe konuşarak gidebileceğini düşünen, Tanrı Dağlarından Kürşad'ın gür sesini bekleyen, Vey ırmağında atlarını sulama hayali kuran Türk milliyetçileri için kabul edilemezdir. Türk dünyasında benzer nesiller yetiştiremezsek, Taşkent'te, Almatı'da, Aşkabat'ta doğan Türk çocuklarının hayaline denizle kıyısı olan Türkiye ve tek ada ülkesi olan KKTC'de levent olmayı sokamazsak ve bu nesiller iktidar olamazlarsa daha çok hayal kırıklığına uğrarız.

KKTC'nin bugün geldiği durum Türkiye'nin ve dolayısıyla ülkeyi 23 yıldır yöneten AKP’nin eseridir. Maalesef sosyal ve kültürel olarak Türk dünyasına örnek gösterilecek durumu bırakın utanılacak hale gelmiştir. KKTC çok ağır ithamlar altındayken ve uluslararası tanınma sıkıntısı artarak devam ederken bilhassa İsrail vatandaşlarının ilgisiyle emlak fiyatlarının artması konusuyla da dikkat çekicidir.

AKP ve ortaklarının verdiği zarar muhakkak atlatılacaktır. Türk’ün Kıbrıs davası burada bitmez. Kanaatimce bu olayla birlikte kamuoyunda Türk Devletleri Teşkilatı'nın ve KKTC'nin önemi ve Türkiye’nin TDT'ye ve KKTC'ye daha çok katkıda bulması gerektiği anlaşılmıştır.

Bu arada her şeyi devletlere de bırakmamalıyız, milliyetçi STK'ların da Türk birliğine katkıları çok önemlidir ve şu an çok zayıftır. Mesela bahsi geçen ülkelerin hiçbirisinin denize kıyısı yoktur. Onun için gelecekte ülkelerini yönetecek Türk gençlerinin denizle ve KKTC ile tanışmalarını gerçekleştirecek bir STK çok önemli bir başlangıç yapmış olacaktır.

Yazarın Diğer Yazıları