Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Hüseyin Macit <br>YUSUF

Hüseyin Macit
YUSUF

KKTC ve FETÖ'cüler...

15 Temmuz darbe teşebbüsüne karşı Büyük Türk Milleti,Türk Silahlı Kuvvetleri ve Emniyet güçlerimiz  direndi ve emperyalist şer planına geçit vermedi. TSK'ya sızmış hainler başarılı olamadılar ancak gerek toplumumuzda,gerekse devlet kurumlarında travmaya neden oldular. Türkiye hala daha PKK/PYD terörüyle mücadele etmektedir. FETÖ ve PDY tehlikesinin tamamen savuşturulduğunu, kökünün kazındığını  söylemek de doğru olmayacaktır. TSK'nın içinde bulunduğu psikolojik durumdan biran evvel kurtulması hem iç güvenliğimiz için önemlidir. Sınır boyumuzda yeni bir Kürt devleti ve yerleşiminin önlenmesi için TSK'nın biran once toparlanması şarttır. Aynı şey KKTC'nin güvenliği  için de gereklidir. Darbe teşebbüsü gecesi KKTC'ye saldırmayı kafasından geçiren Rum tarafındaki şaşkınların, zayıf olduğumuzu hesapladıkları bir anda KKTC'ye saldırmayacaklarının garantisi yoktur. Böyle bir şeye Rumların kalkışması onların sonu olacaktır ancak ne var ki yakın geçmişimiz Rum tarafının onlarca hatası ile doludur.

Kıbrıs sorununa çözüm bulmak amacıyla sürdürülmekte olan müzakerelerde toprak, mülkiyet, güvenlik ve garantiler konularının görüşülmesine başlanmıştır.15 Temmuz darbe teşebbüsü bir kez daha, Rum tarafının olası oldu-bittilerine/fırsatçılığına  karşın Anavatan Türkiye'nin etkin ve fiili garantörlüğünün devamını zaruri hale getirmiştir. Türkiye'nin garantörlüğünden kesinlikle taviz mümkün değildir ve KKTC halkı böyle bir durumu kabul etmeyecektir. Rum Yönetimi'nin, "kırmızı çizgileri" olan "askeri garantilerin tasfiyesi ve Türk askerinin derhal çekilmesi" haricinde güvenlik ve garantiler konusunda hiçbir uzlaşı veya takası kabul etmeyeceği dikkate alındığında müzakerelere devam edilmesinin bir mantığı var mıdır? Güvenlik ve garanti konusunun sulandırılmasına Türk milleti kesinlikle olur vermeyecek iken müzakere masasında vakit kaybetmenin kime ne faydası vardır? Kabul edilmeyeceğini bildiğiniz bir belgeyi referanduma sunmanın ne anlamı olacaktır? Türkiye'deki darbe teşebbüsü sonrası ortaya çıkan geçici karışıklıktan faydalanarak güvenlik ve garantiler konusunda herhangi bir oldu-bittiye ve bu çerçevede bir mutabakata varılamayacağı Rumlara anlatılmalıdır.

* * *

KKTC'de FETÖ/PDY mensuplarının varlığı aşikardır. Her yere sızmış ve hainlerin KKTC'de de var olduğu bilinen bir gerçektir. Anavatan Türkiye'nin Lefkoşa Büyükelçisi Derya Kanbay FETÖ darbe girişimi için, "Bu hain teşebbüsü gerçekleştiren yapının KKTC'de de uzantılarının bulunduğunu biliyoruz. Bunların bertaraf edilmesi, faaliyetlerinin yasaklanması için öteden beri KKTC hükümetiyle işbirliğimiz, çalışmalarımız var" diye açıklama ve uyarıda bulunmuştur. Medyamıza yansıyan haberlere göre FETÖ'nün sadece 1 vakıftan KKTC'ye aktardığı para tutarının 4 milyar doları bulduğu bildirilmektedir.

FETÖ'nün KKTC'de kumarhane, eğitim, medya, inşaat ve finans sektörlerinde faaliyet gösteren bazı işadamları ile yakın ilişkiler içerisinde olduğu iddiaları paylaşılmıştır. KKTC yetkili makamlarının bu konuda çok titiz bir çalışma başlatması hatta Türkiye'den gelecek uzmanlarla bu konunun üzerine gidilmesi gerekmektedir. KKTC'de huzursuzluk yaratmayalım, taşları yerinden oynatmayalım diye bu konu örtbas edilmemelidir. Hukuk sistemimiz içerisinde gerekenler, vakit geçirmeden icra edilmelidir.

Darbe teşebbüsü öncesinde ve sonrasında yazdığım yazılarda FETÖ/PDY'nin emperyalist batının desteği ile kurulduğunu ve hedefin Türkiye'nin parçalanması olduğunu vurguladım. ABD, İngiliz ve Avrupa'daki egemen güçlerin darbe sonrasındaki düşmanca tavırları inanılır gibi değildir. Sözde dost ve müttefik ülkelerin darbe karşısında kenetlenmiş, demokrasiye sahip çıkmış Türk Milletini ve devletimizi desteklemeleri yerine darbe yanlılarına destek vermeleri ibrete şayandır.

Darbe girişimi rezaletinin iğrenç ayrıntıları, emperyalizmin Türkiye karşıtı duruşunu açıkça göstermektedir. Büyük Türk Milleti emperyalizmin yeni haçlı tuzaklarını göğüslemeyi muhakkak başaracaktır.

Yazarın Diğer Yazıları