KKTC'de Ersin Tatar'ın seçilmesinin sırrı ne? Kıbrıs uzmanı Hüseyin Macit Yusuf, Vedat Yenerer'e açıkladı

KKTC'de Ersin Tatar'ın seçilmesinin sırrı ne? Kıbrıs uzmanı Hüseyin Macit Yusuf, Vedat Yenerer'e açıkladı
Kıbrıs uzmanı Yeniçağ gazetesi yazarı Hüseyin Macit Yusuf, Yeniçağ TV’de KKTC’deki son seçimleri değerlendirdi. Gazeteci yazar ve İYİ Parti Kurucular Kurulu Üyesi Vedat Yenerer’in sorularını cevaplandıran Yusuf, seçimin arka planını anlattı.

Yeniçağ TV’de gazeteci yazar ve İYİ Parti Kurucular Kurulu Üyesi Vedat Yenerer’in konuğu, Kıbrıs uzmanı Yeniçağ gazetesi yazarı Hüseyin Macit Yusuf oldu.

Ersin Tatar’ın zaferle çıktığı Cumhurbaşkanlığı seçimlerini değerlendiren Yusuf, "Halkın gözü önünde son 5 senede olanlar Sayın Akıncı’nın bu göreve yeniden gelmemesini öngörüyordu." ifadelerini kullandı.

Hüseyin Macit Yusuf Ersin Tatar’ın seçilmesiyle birlikte adada iki devletli bir çözüm arayışına girişileceğini dile getirirken şu ifadeleri kullandı:

"Ersin Tatar döneminde Türkiye’nin de içinde olduğu iki devletli bir çözüm süreci başlayacaktır. Bu artık siyasi ağızlardan da duyduğumuz bir gerçektir."

Vedat Yenerer: "Seçim nasıl geçti? Bu süreçte neler yaşandı?"

"Bildiğiniz gibi bizde yüzde 50’nin üzerinde bir oy alınmadı ilk turda ve 11 adaylı bir ilk tur yaşadık.
Tabi çoğu güçlü adaylar değildi bu yarışın özellikle sayın tatarla yani sayın akıncı eski cumhurbaşkanı arasında geçeceği belliydi başından itibaren.
Tabi Ortaya konulan tezler vardı biliyorsunuz siz de.
Siz çok yakından takip ediyorsunuz Kıbrıs siyasetini. Dolayısıyla orda Devlet’ine sahip çıkan ana vatanına sahip çıkan iki devletli bir çözümden yana olan çözüm olmadığı durumda da KKTC’nin tanınmasının önünü açacak bir söylemle ersin tatar bey vardı.
Karşısında da 52 senedir çökmüş, bitmiş, tükenmiş bir tezi pişirip pişirip halkın önünde koyan eski Cumhurbaşkanı Akıncı vardı. Halk tabi bunu seçim propagandası döneminde tarttı.
Halkın gözü önünde son 5 senede olanlar Sayın Akıncı’nın bu göreve yeniden gelmemesini öngörüyordu. Halkımız da ok iyi bir şekilde olayları takip etti ve 18 Ekim’de Kıbrıs halkı sandığa gitti, iradesini ortaya koydu, iradesini devletinden yana koydu, ana vatanından yana koydu ve artık bu bitmiş tükenmiş tezin peşinden koşmamaktan yana koydu. Oylarını sayın Tatar’a verdi."

Vedat Yenerer: "Seçim sürecinde herkes Akıncı’nın kazanacağını düşünürken ne oldu da Ersin Tatar kazandı?"

"Şimdi şöyle anlatayım sevgili kardeşim, Cumhurbaşkanlığı seçiminden bir süre önce sayın Mehmet Ali Talat inanılmaz bir şekilde sayın Akıncı ile ilgili hiç beklenmedik laflar etti.
Akıncı’yı çok ağır şekilde eleştirdi. Beklenmedik bir şekilde dedim çünkü netice itibariyle tabi seçimde biliyorsunuz Cumhuriyetçi Türk Partisi’nin de Genel Başkan adayıydı.
Akıncının da aynı söylemde olan iki aday. Sayın Erhürman’la sayın Akıncı.
Dolayısıyla da ona yönelik de olabilecek eleştiriler yaptı ama eleştiriler çok ağırdı. 
Yani ne demişti “Akıncı ile Kıbrıs sorunu çözülemez”, “Türkiye ile kavga edilerek de Kıbrıs sorunu çözülemez”  tabi bunlar ana vatan diyemiyor ikisi de.
Dolayısıyla bu tür söylemlerle ağır eleştiriler getirmişti Mehmet Ali Talat.

Tarihte görülmemiş şekilde Rumlarla, Avrupa Birliği’yle, Amerikan fonları ve vakıflarla büyük bir işbirliği içinde KKTC’de bu seçimi kazanmaya çalıştılar.
Fonlarla birçok iş adamına, birçok sivil toplum örgütüne, gazetelere inanılmaz para aktardılar. Beşinci kol faaliyetleri dediğimiz beşinci kol faaliyetlerini KKTC’de çok rahat bir şekilde yürüttüler.
Tabi ben aynı zamanda orda milli çizgideki, ulusal çizgideki Volkan Gazetesi’nin genel yayın yönetmeniyim ve defalarca bu konuyu dile getirdi.
Bu karşı taraf tabi karşı taraf demek zorundayım çünkü Avrupa Birliği’nden ve ABD’den emperyalist Batı’dan fonlanmış insanlar karşı taraftır.
Yani isimleri Türk olabilir, Türkçe Konuşabilirler ama yüreklerinde ve kanlarında bir sıkıntı var.
Satılmış bireyler devamlı süreçte KKTC’ye, makamlarına, ana vatan Türkiye’nin makamlarına fonlandıkları bu gazetelerden saldırdılar.
Önümüzdeki günlerde bunlar gündeme gelecektir, gelmelidir.
Çünkü kimse canımızı, malımızı, her şeyimizi teminat altına alan ana vatan Türkiye’ye orada işgalci diyemez. Düşünebiliyor musunuz? Seçime iki hafta kalmış Birleşmiş Milletler sekteri gündeme beşli görüşmeyi getiriyor. Federal çözüm için kaldığımız yerden devam edeceğiz diye beyanatlar veriyor. Kaldığımız yerden devam edeceğiz diyerek Akıncı’ya bir nevi destek oldu Birleşmiş Milletler."

Vedat Yenerer: "Akıncı da onlara Türk milletinden sakladığı gizli bir harita listesi verdi"

"Akıncı’ya kaç kere haritayı açıkla dedik ama açıklayamadı. Açıklasaydı iyi olurdu çünkü belki de bizim iddialarımız da ağır kaçmış olabilir ama tahminime göre bu iddialar doğruydu.
Bu anlattığımız yerleşim yerlerini Rumlara peşkeş çekmişti. O topraklara yerleştirilecek Rumlar vardı. Kıbrıs Türk halkı yine göç etmek zorunda kalacaktı."

Vedat Yenerer: "Ersin Tatar aslında tarihe yeni bir dönem açtı. Ersin Tatar Birleşmiş Milletler’in toplantısına gittiğinde nasıl bir politika izleyecek?"

"Birleşmiş Milletler’in parametreleri 52 yıldır işlemiyor ve hala daha inatla çözüm yoluna gitmek herhalde akıllı insan işi değildir. Kimler yapar bunu?
İşte böyle bir yerlerden telkin alanlar yapar. Bu parametreler değişmez değildir.
Bugün artık güçlünün egemen olduğu bir dünyada yaşıyoruz.
Türkiye güçlendikçe tezlerini daha iyi dünyaya duyuracaktır. Türkiye’nin güçlenmesi için Kıbrıs’taki herkes dua ediyor.

Akıncı ilk geldiği zaman beni görevimden aldı ama Allah kendisinden razı olsun.
Çünkü ana vatanıma söven, ana vatanıma ağır hakaretler eden bir cumhurbaşkanının temsilcisi ya da elçisi olmak istemezdim.

Rauf Denktaş’ın da dediği gibi “Ada gerçeklerine göre bir çözüm” gerekli. KKTC diye bir devlet var onlar tanısa da var tanımasa da var. KKTC olmadan bir çözüm hem adil olmaz hem de sürdürülebilir olmaz.

Bir diğer konu da Anastasiadis’in Türkiye’nin etkin ve fiili garantörlüğünü kesin bir dille reddetmesidir.

Ersin Tatar döneminde Türkiye’nin de içinde olduğu iki devletli bir çözüm süreci başlayacaktır. Bu artık siyasi ağızlardan da duyduğumuz bir gerçektir.

Rum ve Yunanlarla diplomasi bitti ve yeni bir sayfa açılıyor. Bu yeni sayfada haklı olduğumuz davamızın simgesi devletimizi tanıtmak için başlıyor.

Benim en çok hassasiyetle üzerinde durduğum konu ‘geri adım atılmamalı’."