Binbir meşakkatle kurduğumuz devletimiz KKTC'nin 37. Kuruluş Yıldönümü, 15 Kasım Pazar günü, Anavatan Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın beraberindeki heyetiyle onurlandırması ve büyük coşkuyla kutlandı. Rahmetli Kurucu Cumhurbaşkanımız Rauf Denktaş ve 3. Cumhurbaşkanımız Dr. Derviş Eroğlu sonrasında sessizliğe bürünen milli irade, 18 Ekim seçimi sonrasında, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar liderliğinde adeta küllerinden yeniden doğmuştur. Anavatan Türkiye, ebedi liderimiz Denktaş'ın ortaya koyduğu egemen eşitlik temelinde iki devlete dayalı çözüme artık sahip çıkmaktadır. Cumhurbaşkanı Tatar'ın siyasi misyonu KKTC'nin tanınmasını öngörmekte, Kıbrıs Türkünün uluslararası toplumda çoktan hakettiği yerini almasını hedeflemektedir. Cumhuriyet Bayramı kutlama törenleri çerçevesinde Erdoğan ve Tatar'ın konuşmaları ve Maraş ziyareti sonrasında yapılan açıklamalar önemlidir. Cumhurbaşkanlarımızın söylediklerini satır başlarıyla burada dikkatinize sunuyorum…

Anavatan Cumhurbaşkanı Erdoğan KKTC ziyaretinde özetle şunları söylemiştir:

* "Garantör ülke olarak bizim de, KKTC'nin de bu diplomasi oyunlarına artık tahammülümüz kalmamıştır… Kıbrıs meselesinin, Kıbrıs Türk halkının meşru haklarını ve güvenliğini temin edecek şekilde adil, kalıcı, sürdürülebilir bir çözüme kavuşturulması önceliğimizdir"

* "Bugün Kıbrıs'ta iki ayrı halk, iki ayrı demokratik düzen ve iki ayrı devlet vardır. Cumhurbaşkanı Sayın Tatar'ın da belirttiği üzere egemen eşitlik temelinde iki devletli bir çözümün konuşulması ve müzakere edilmesi gerekiyor. Esasen Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti halkının iradesi de son seçimlerde bu yönde tecelli etmiştir." 

KKTC Cumhurbaşkanı Tatar ise konuşmasında şu önemli hususlara dikkatleri çekmiştir:                                                                                                                          * "(Rumlar) Hâlâ federasyon ister gibi görünmekle beraber, ne yönetimi ne de zenginlikleri bizimle paylaşmak istemedikleri için, siyasi eşitlik temelindeki bir anlaşma dahi son 50 yıldır yapılan müzakerelerde hayata geçirilememiştir. Hâlâ, egemen eşitliğimizi reddediyor, bir Yunan Devleti'ne dönüşen Güney Kıbrıs'taki otoriteye, yama yapmayı hayal etmektedirler."

* "Rum tutumu nedeniyle, Kıbrıs'ta federal bir çözümün mümkün olmadığı, son 43 yıldır yaşananlarla ortaya çıkmıştır"

* "Artık, egemen eşitliğe dayalı çözüm, yani iki devletli çözüm masaya gelmelidir."

Liderlerin söyledikleri birer taahhüt niteliğindedir ve bu nedenle söylenenlerin takipçisi olmak üzere burada not ederek siz değerli okurlarımla paylaşmayı uygun buldum.                                                                                                                                      

Maraş konusu               

Erdoğan ve Tatar'ın Maraş'ı ziyaret etmeleri ve burada yaptıkları açıklamalar sonrasında bu konuda bana göre gereksiz bir tartışma başlatılmıştır. Bu tartışmalarda Maraş'ın yeniden yerleşime açılmasıyla, Türk vakıflarına ait mülklerin Ruma iadesinin öngörüldüğü gibi bazı görüşler ortaya atılmıştır. Tatar ve Erdoğan'ın Maraş'ın eski sahiplerine açılacağını açıklaması, özellikle Erdoğan'ın  "Buradaki mülklerin sahipleri aslında bellidir, şimdi de burası gerçek sahiplerine kavuşacağı günü beklemektedir." diye Türk Vakıflarını işaret etmesini yanlış yorumlamak, sırf Erdoğan ve Tatar'a  muhalefet olsun diye yapılmış bir haksızlıktır. Kıbrıs sorununun çözümünde yıllardır önemli bir gündem maddesi olan mal-mülk konusunun takas ve tazminat yoluyla halledileceği, sınırlı yerlerin, örneğin Rum Ortodoks Kilisesine ait dinsel görevlerin icra edildiği kiliselerin, iadesinin sözkonusu olduğu açıktır. Maraş'taki Türk Vakıf mülkleri dışındaki topraklar Kıbrıs sorununun çözümü çerçevesinde takas ve tazminat yoluyla halledilecektir. Maraş'taki topraklarımız Ruma peşkeş çekiliyor diye yaygara koparmak bana göre yersiz ve zamansızdır. Cumhurbaşkanı Tatar'ın dediği gibi "Maraş KKTC egemenliğindedir; Maraş KKTC toprağıdır."