Komplonun hedefi CHP’yi Derviş’e teslim etmek mi?

Türkiye, zaten Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla, artan cinayetler ile taciz ve tecavüzleri tartışıyorken, Ergenekon soruşturmasında gözaltına alındıktan sonra serbest bırakılan Oda tv çalışanlarından İklim Bayraktar’ın taciz iddialarıyla ilgili telefon konuşmaları basına verildi.
Ardından Fatih Altaylı, herkesten önce davranarak İklim Bayraktar’ı konuşturdu. Televizyon ekranı, sanki insanın iç yapısını da gösteriyor.. Programı seyredenlerin İklim Bayraktar hakkında kullandığı ortak ifade şu: “Hiç güven vermedi!”
Önce şu soruyu sormak gerekir:
Taciz iddiaları, İklim Bayraktar Ergenekon soruşturması çerçevesinde gözaltına alınıp serbest bırakıldıktan sonra kamuoyuna neden pompalandı?
Dinlemeler zaten operasyondan önce kayıt altında değil miydi?
Bunun hiçbir anlamı yok mu? Bu telefon kayıtlarının açıklanabilmesi için, Oda tv çalışanlarının tutuklanması yerine sadece İklim Bayraktar’ın ifadesine başvurulsa ne olurdu? Daha doğrusu kamuoyunda nasıl karşılanırdı?
Bence konunun can damarı burası!

***

CHP eski genel başkanı hakkında taciz iddiasında bulunan kişi, bunu neden CHP’nin yeni genel başkanına anlatma ihtiyacı hisseder? Hatta bununla da yetinmeyip neden “Gürsel Tekin abi” dediği CHP genel başkan yardımcısına da anlatmak lüzumunu duyar?
Kılıçdaroğlu da Tekin de İklim Bayraktar’ın kendilerine bir AKP yöneticisinin ilişkisi hakkında bilgi verdiğini söylüyor ama CHP’ye de her türlü komplonun kurulacağını kendileri söylemiyor muydu zaten?
Ayrıca taciz iddiasından henüz kimsenin haberi yokken mağdur olduğunu öne süren bir kadın, taciz ettiğini iddia ettiği erkeğin evini neden defalarca arar?
Daha sonra ne kadar samimi olduklarını ispat etmek için mi?
Neresinden bakarsanız bakın, olayın bir komplo olduğu anlaşılıyor.

***

Randevu alınarak bir görüşme yapıldığına göre işin içine Kemal Kılıçdaroğlu’nu karıştırmak da tasarlanmış bir harekettir! Böylece Deniz Baykal’ın söylediği gibi birinci kaset olayı da Kemal Bey’in üstüne kalacaktı!
Burada asıl araştırılması gereken konu şudur:
Baykal ve Kılıçdaroğlu’na kurulan bu komplo planlandığı gibi sona erseydi, bundan kimler kazançlı çıkacaktı?
Sadece iktidar mı, yoksa CHP’deki yeni yönetimi de beğenmeyen başka güçler mi?
Dolayısıyla bu komployu kim planladı?
Bu olay bana, Amerikan siyasilerine kurulan komplolar gibi görünüyor. Çok karmaşık değil ama zekâ oyunları gibi kurgulanmış bir Amerikan filmine de benziyor!
Demek ki birileri seçim öncesi CHP’ye operasyon yapıyor.  Komplocular, hedefi 12’den vuramasa da en azından eski komployu gündeme getirdi.

***


Yoksa bu operasyon, seçim öncesi Kemal Kılıçdaroğlu’nu da istifa etmeye mecbur bırakarak CHP’nin başına Kemal Derviş’i getirmek, böylece Türkiye’yi tamamen teslim almak için mi plânlandı?
Halbuki Kılıçdaroğlu’nu 16 Ekim 2010 tarihli “CHP’yi hadım eden adam!” başlıklı yazımda “Türkiye’de Başbakan olabilmek için 57’nci hükümetin büyük ortağı DSP’ye darbe yapan, erken seçimi ilk defa telaffuz ederek AKP iktidarına zemin hazırlayan Kemal Derviş, Deniz Baykal’dan sonra şimdi de Kemal Kılıçdaroğlu’na musallat oldu!
Aslında Kılıçdaroğlu’nun etrafında Kemal Derviş’in adamları var. Dolayısıyla Derviş, CHP’de de bir darbe yapabilecek durumdadır!”  diyerek uyarmıştım.
O sırada Kılıçdaroğlu, Derviş ile görüşmüştü!
Tabii taciz komplosundan Kemal Derviş’in haberi bile yoktur. Zaten o bir senaryo yazarı değil, kendisine verilen rolü oynayan, siyasi bir aktör!

Yazarın Diğer Yazıları