Komünist Hareketi'nin bildirisi üzerine birkaç söz

Komünist Hareketi'nin bildirisi üzerine birkaç söz

Eski komünist hareketlere karşı ölümüne mücadele verdim. Şimdi komünistlerin bildirisini yayınlayacağım.

Komünist yönetimler çöktü. Küba can çekişiyor. Kuzey Kore''den hiç bahsetmeyelim! Herhâlde bizim komünistlerimiz Küba''yı, Kuzey Kore''yi örnek almıyorlardır.

Sovyetler Birliği 1991''de dağıldı. Sovyet ülkeleri, Demirperde ülkeleri tek tek bağımsızlıklarını aldılar. Kapıları açılınca komünist yönetimlerin ne acılar bıraktığını herkes gördü.

Eski Sovyet ülkelerine de Demirperde ülkelerine de ara ara gittim. Kiminde uzun, kiminde kısa süre kaldım. Kitaplarımız var. Bu tür yönetimlerin insan tabiatına aykırı olduğu çok bariz görülüyordu. Zaten insan tabiatıyla çelişmese Sovyetler dağılır mıydı?

Çin örneği ortada. Komünist Parti iktidarda olmakla birlikte kendisine özgü bir yönetim kurdu ki, bunu Marx''ın, Lenin''in çizdiği hatlarla ne derece bağdaştırabilirsiniz?

Türkiye''de ilk komünist partisini kuranların Turancılar olduğu bilinir. Çarlık sahasında, Bolşeviklerle birlikte hareket eden Türk ülkelerinin insanlarında da bu örnekler görülebilir. Komünist Sultan Galiyev''in, "Türk birliği" üzerinden yürüdüğü bir gerçek. Sonunda canından oldu.

Türkiye''ye girişlerinde, 1921''de Trabzon açıklarında Karadeniz''de boğdurulan Mustafa Suphi bir Turancıydı, Ethem Nejat da öyleydi. Şevket Süreyya, Nâzım Hikmet''le Moskova''da komünistlik okuyor. Geldikten sonra aldığı soyadı "Aydemir". Müfide Ferit Tek''in romanı Aydemir''den etkilenmiştir. Aydemir, Halide Edip Adıvar''ın Yeni Turan adlı romanından sonra yazılmış ikinci Turancı romandır.

N. Hikmet''in, Turancılıkla bir bağı var mıydı, bilmiyorum ama Türk ülkelerinde itibar gördüğünü, bu ilgiye kayıtsız kalmadığını biliyorum. Bu itibar asıl Türkiye Türkçesine itibardı. Hem Balkanlarda hem Orta Asya''da bunu gözledim.

Türkiye''de, adı "komünist" olsun veya olmasın legal partilerin yanında illegal partiler/örgütler de var. Legal komünistlerimiz, illegalleri, meşru mücadeleye çekmekte rol oynarlar mı, yoksa illegale kaynaklık ederler mi? Bunun üzerinde düşünmeleri gerek.

Türkiye Komünist Hareketi''nin 30 Mayıs 2022 tarihli bildirisini vereceğim sonra üzerinde bir iki sözüm olacak:

"Geçtiğimiz gün İstanbul Arnavutköy''de hafızlık töreni öncesinde sokaklarda tekbir getirilerek yapılan yürüyüş AKP iktidarının ülkemizi getirdiği yerin görülmesi açısından ibretliktir. / Ülkemizdeki laik damarı yenemeyen ve kendi iktidarını korumak için her geçen gün daha fazla din siyasetine sarılan AKP, koalisyon kurduğu tarikatlar ve dinsel törenler üzerinden çıkış arıyor. / Gerici iktidara karşı çıkanlara polis şiddetinin reva görüldüğü, ülkemizde festivallerin ve konserlerin yasaklandığı bir dönemde hafızların sokaklarda yaptığı yürüyüş aydınlanma ve laiklik mücadelesinin ne kadar önemli olduğunu bir kere daha göstermiştir. / Hafızlık törenine geçmişte Atatürk''e lanet okuyan ve Diyanet İşleri Başkanlığı sorumluluğundaki Reisül-Kurra vekili olduğu bilinen Mustafa Demirkan''ın ve İstanbul Müftüsü''nün birlikte katılması, din ve devlet işlerinin birbirine nasıl alet edildiğinin alenileşmesidir. Bu duruma alışmayacağız! / Laikliği ayaklar altına alanlar şimdi de ''Türkiye''de laiklik sorunu yok'' diyerek işi sulandırmaya çalışıyorlar. Amaç ve hedefleri bellidir: Tarikatlara, cemaatlere, dinsel örgütlenmelere daha fazla alan açmak! Dün FETÖ vardı, bugün ise açık açık şeriat isteyenler türedi. Daha fazla dinselleşme ile özgürlüklerin artacağı söylemi büyük bir yalandan ibarettir. Bu yalana kanmayacağız. / Korkmayacağız, sinmeyeceğiz, laikliği kazanacağız!"

Kavramlarda "anlaşılır" olmalıyız. Din "gericilik"le eşitlenmemeli. "Şeriat" der ve karşı çıkılırsa, "din"e karşı tavır anlaşılır. Kalıplaşmış sloganlardan kurtulalım.

Laikliği de "din"le karşı karşıya getirmeyelim.

Hafızlık meselesi... Hafızlığa karşı -evet hafızlığa karşı!- en ağır yazıları yazan biziz. Kur''ân''ı ezberlemek Kur''ân''ı korumak manasına gelmez. Ezberciler bir müddet sonra unutmaya başlayacaklardır. Hak Teâlâ: "İnnâ nahnu nezzelnâ''z-zikra ve innâ lehu le-hâfizûn" ("Hiç şüphesiz, zikri (Kur''an''ı) biz indirdik biz; onun koruyucuları da gerçekten biziz.") (Hicr, 15/9) buyurmuştur.

Kur''ân ezberletileceğine anlayacağı dili öğretin diye yazıyoruz.

Maalesef din, birilerinin beyin çeperlerine sıkışıp kalmış. Bu çeperleri kırmak için dine tavır koymak değil; dini anlamak gerekir.

Komünistlerimiz halka bütünleşmek istiyorlarsa, iğreti baktıkları "revizyon"un  şart olduğunu bilmeliler.

Yazarın Diğer Yazıları