Konstantinopolis rezaleti ve Türkiye
İstanbul’da düzenlenen, 18. Balkan Ülkeleri Genelkurmay Başkanları Konferansı'na Arnavutluk, Bosna-Hersek, Bulgaristan, Kuzey Makedonya, Romanya, Sırbistan, Yunanistan, Slovenya Karadağ, Hırvatistan, NATO Askeri Komite Başkanı ve NATO Napoli Müşterek Kuvvet Komutan Yardımcısı katıldı.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sayın Cevdet Yılmaz şöyle dedi:
- “Bugün Türkiye dünya İHA pazarının yüzde 65'ine sahiptir.”
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Metin Gürak da ekledi:
- “Baykar'a yapacağımız teknik ziyarette bu gelişmeleri yerinde göreceğiz.”
Recep Tayyip Erdoğan’ın damadı Selçuk Bayraktar’ın şirketi Baykar için çok değerli bir tanıtım ve arkasından da müşteri olabilecek alıcılarla ziyaret yapıldı.
Neden sadece Baykar?
Türkiye’nin tek savunma şirketi Baykar mı?
Duayen emekli diplomat Tugay Uluçevik bana gönderdiği mesajında çok önemli saptamalar yaptı. Özetliyorum:
“Yunan Savunma Bakanlığı (HNDGS ) resmi web sitesinde şu bölüm var:
HNDGS Başkanı, 27 Mayıs 2025 Salı günü Konstantinopolis'i ziyareti sırasında Yunanistan Başkonsolosu Konstantinos Koutras ile bir araya gelerek bölgesel ve uluslararası düzeydeki gelişmeleri görüştü. Daha sonra Ekümenik Patrikhane'ye gitti ve burada Ekümenik Patrik Hazretleri Sayın Bartholomew tarafından kabul edildi ve karşılıklı ilgi duyulan konuları görüştü.’
Yunanistan Genelkurmay Başkanı İstanbul'u ‘Konstantinopolis’ olarak adlandırmakta beis göremeyecek kadar sapık tarihî saplantılar içindedir.”
Diğer skandal boyutundaki diplomatik kriz ise şu oldu:
Yunan Genelkurmay Başkanı, Fener Rum Patriği'ne, Trakya'yı ve Gelibolu Yarımadası'nı, İstanbul Boğaz'ının Avrupa yakasına kadar olan Türkiye’nin vatan toprağını sınırlarımızı kaldırarak “Helen toprağı” olarak gösteren harita verdi.
Gerek cumhurbaşkanlığından gerek dışişleri bakanlığından “tık” yok.
Büyükelçi Tugay Uluçevik ise şu sözlerle sert tepki gösterdi:
“Bu harita hediye etme olayının ve böyle eski bir harita ile poz vermenin ortaya koyduğu sembolizm açıktır.
Yunan Genelkurmay Başkanı, silahlı kuvvetlerinin Yunanistan'ın sakim tarihî emellerinin tahakkukunu sağlayacak görevler ifa ettiğini göstermek istiyor.
Patriğe de Patrikhane'nin Helenlerin bu tarihî emellerin gerçekleşmesine yardım etme misyonunun bulunduğunu hatırlatıyor.
Yunanistan, Lozan'dan sonra yumuşak havaları, hep sinsice, gizlice attığı adımlarla Türkiye aleyhine istismar etmiştir.
Yunanistan'ın iki ülke arasındaki ‘uluslararası yargı önüne getirilebilecek tek ihtilaf olan kıta sahanlığı ve Münhasır Ekonomik Bölge'nin sınırlandırılmasına’ matuf olduğunu anlıyoruz.
Türkiye'nin Ege'de karasularının 6 milin ötesine genişletilmesini ‘savaş sebebi’ sayan pozisyonunu pazarlık konusu yapmaya cüret edecek ölçüde pervasızlaşmış bulunmaktadır.
Yunanistan'ın Türkiye karşısında Ege'de güç dengesini özellikle hava kuvvetleri bakımından sağlayabileceklerini hesap etmiş olabilecekleri bir tarihe kadar ‘yumuşama sürecini’ sürdürmeye çalışacağını değerlendiriyorum.”
Değerli okurlarım,
Yunanistan’ın, vatan toprağını kendi toprağı sayması, Ege denizini Yunan denizi haline getirme çabası ve Türk adalarını işgal etmesi Recep Tayyip Erdoğan iktidarı tarafından sadece seyrediliyor.
Yazıklar olsun.
Özgür Özel’e soruyorum
Devren devlet
İslam’ın ümmeti, Ata’mızın izinde Türk milletiyiz
Yeni anayasa Türk, Kürt ve Arap kimliği ile pişirilecek
Bindik bir alamete gidiyoruz kıyamete
Uyuyanları uyandırmak boynumuzun borcudur
Yeni Milli Kimlik ve Yeni Eyalet Sistemi
Teşekkürler Erdoğan
İktidar ve Muhalefet elele Büyük Ortadoğu Projesi
Türkiye hukuk devleti değildir









