Cumhurbaşkanı’nın yargıya müdahalesinin önü açılıyor
CHP’li Hakkı Süha Okay, Cumhurbaşkanı üzerinde uluslararası bir baskının olacağına dikkat çekti
CHP Grup Başkanvekili Hakkı Suha Okay, hükümetin, “Dış baskı ve dayatmalar” karşısında, 301. maddeyi değiştirme kararlılığı içine girdiğini ifade ederek, hükümetin, ’AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso gelecek’diye bir anda heyecana kapıldığını, Türkiye’de sanki özgürlüklerin önünü açan en önemli maddeymiş gibi, hukuk tekniğine aykırı şekilde değişikliğin TBMM Başkanlığı’na sunulduğunu söyledi. Okay, “301. maddenin böylesine bir dış dayatma nedeniyle TBMM’ye sunulmuş olmasını doğru bulmuyoruz” dedi.
Örneği yok
Bu suçtan kovuşturma yapılmasının, Cumhurbaşkanı’nın iznine bağlanmasını da değerlendiren Okay, bu durumun, Anayasanın 104. maddesindeki Cumhurbaşkanı’nın görev ve yetkilerini belirleyen hükümlere aykırı olduğunu savundu. Okay, bugüne kadar Cumhurbaşkanı’nın yargısal işlemlere böylesine müdahil olduğu hiçbir örnek olmadığını ifade ederek, şöyle konuştu: “Bu, Cumhurbaşkanı’nın doğrudan yargıya müdahalesi olduğu gibi, ’Cumhurbaşkanı tarafından hakkında dava açılanlar, Cumhurbaşkanı tarafından hakkında dava açılmayanlar’diye ayrıma neden olacak. Popüler, entellektüel isimler, kamuoyunun ilgi odağında olan kimi isimler, kimi AB’ci, ikinci cumhuriyetçi isimler için Cumhurbaşkanı’nın dava açmaması için Cumhurbaşkanı üzerinde uluslararası baskıya açık bir durum söz konusu olacak. Cumhurbaşkanı makamının bu kadar tartışmalı hale getirilmesini doğru görmemiz mümkün değil.” Okay, dava sonucunda verilecek kararların da cumhurbaşkanlığı makamının yargı kararlarıyla tartışılır hale gelmesine yol açacağı uyarısında bulundu.
CHP’den Erdoğan’a cevap
CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “CHP zihniyetinin, Atatürk’ün vefatından sonra resimlerini Türk parasından çıkardığı” yönündeki sözlerine tepki gösterdi. Erdoğan’ın siyasi gündemi değiştirmek için “para tartışmasını” başlattığını ileri süren Anadol, “Bundan tam 51 sene önce TBMM’de İsmet İnönü’nün cevap verdiği bir konuyu, siyasal anlamda züğürt kalınca, tekrar gündeme sürüp, hem gündem değiştirme, hem de CHP’ye her vesileyle saldırma amacını ortaya koydu” dedi. Kemal Anadol, şöyle konuştu: “Aradan 51 sene geçmiş... Sayın Erdoğan, bütün haşmetiyle ’bu ne şiddet ne celal’ dedirtecek ölçüde, en yüksek tonda, bas bas bağıra bağıra, yalan yanlış bu bilgileri niye söylüyor? Sermayesiz kaldı herhalde... Ve Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın iki noksanı var. Birincisi yakın geçmişle ilgili bir bilgisi yok. Bilgisi olmayınca, rahmetli Uğur Mumcu’nun dediği gibi, bilgi sahibi olmayan fikir sahibi olamaz. Yakın geçmiş bilgisi, kahve dedikodularından ibaret.”