Köstekli saat kardeşliği!..

Ankara'nın siyasi kulisleri az bir şey fırsat bulmaya görsün... Hele birde elde sağlam veriler yoksa... Magazinin, geyik muhabbetinin keyfine diyecek yoktur!.. Sanmayın, kahkahalar koridorlardan dışarıya taşar... En ciddi, en kozmik meseleler gayet ciddi surat ifadeleri tartışılır, konuşulur... Kesilen ahkamları, yapılan yorumları duyunca küçük dilinizi yutma tehlikesi ile karşı karşıya kalırsınız.

Geçen hafta gerçekleşen, R. Erdoğan'ın Doktor Devlet Bahçeli'yi, Çayyolu'ndaki özel villasında ziyaret de bunlardan biriydi. Aman Allah'ım, neler konuşuldu neler!.. Bakanlar Kurulu değiştirildi... Erdoğan, Bahçeli'ye MHP'li 2 Bakan teklifiyle villaya gönderildi. Erdoğan'a kabineye Bakan vermesi için 2'si bayan 5 MHP'li isim sunduruldu. Kozmik konulara balıklama dalındı!.. S-400'ler... F-35'ler... Fırat'ın doğusuna operasyon... YAŞ'ta terfi, atamalar ve tasfiye edilecekler için Devlet Bahçeli'den görüş ve onay aldırmacalar... Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nde yapılacak revizyon için Bahçeli'ye rapor sundurmalar... Ve son olarak, Bahçeli'nin açıklamaları ile birilikte İYİ Parti üzerine  kurulan tezgahlar... Hele saraydan servis edilen Ankara manzaralı fotoğraflara yapılan derin yakıştırmalar... Bozkurt heykeli önünde R. Erdoğan'a "poz verdirilmesi"... Dinledikçe, "savulun bre alçaklar Battal Gazi  geliyor" diye nara atasım geldi!.. Ha, baştan söyleyeyim; Bahçeli'nin bugüne kadar bir elin parmakları kadar sayıda faninin gördüğü özel villasında görüşme öyle iddia edildiği gibi 1 saat 5 dakika sürmedi. Baş başa gerçekleşen görüşme, giriş-çıkış,fotoğraf çekimleri dahil 37 dakikada sona erdi. Şimdi,yukarıdaki en derin en kozmik başlıkları sığdırın 37 dakikaya da görelim!..

"Yıllardır bu köşeden iddialı iddialı kulis haberleri yazarsın. O zaman sen söyle bakalım 37 dakikada ne konuşulmuş? " derseniz... İçine düştüğüm gazetecilik mahcubiyetini sizlerden gizleyemem. Söyleyebileceğim teyitli tek husus, görüşme öyle denildiği gibi spontane gelişmemiş. Önceden planlanmış. Nereden mi biliyorum. Karşılıklı hediyeleşmeden. Bahçeli'nin evinde Erdoğan'a verdiği hediyenin çok önceden hazırlanmış olması gerektiğinden...Toplam 37 dakikalık görüşme karşılıklı gırgır şamata havasında geçmiş. Erdoğan, Bahçeli'ye tutkusu olan köstekli saat ve özel yapım tespih hediye etmiş. Bahçeli'de Erdoğan'a özel işlemeli ve AKP Genel Başkanı'nın isminin yazılı olduğu köstekli saat vermiş. MHP'li kaynakların söylediğine göre, Erdoğan köstekli saat ve özel yapım tespih hediye ederken, "zaman ve sabrı temsil ettiği için bu iki hediyeyi tercih ettim"  deyivermiş!.. Doktor Devlet Bahçeli'de bu durumdan çok çok mutlu olmuş ve Erdoğan'a memnuniyetini dile getirmiş. Topu topu 37 dakikayı ballandıra ballandıra anlatıyorlar!.. Ağızları kulaklarına varıyor Balgat dükalığı koltuk sahiplerinin... Öyle mutlular ki; Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nde köklü revizyon olmayacakmış. Küçük dokunuşlar gerçekleşecekmiş. Hem de bu küçük dokunuşlar için, Kurban Bayramı sonrasında, AKP ve MHP'li isimler temasa geçerek bir çalışma komisyonu kuracakmış.

Şimdi gelin birde buradan yakın!.. Bizi bir tarafa bırakın. Alıştık nasıl olsa!.. Özel villada baş başa gerçekleşen ve televizyonlardan bağıra bağıra bağıra canlı verilen görüşmenin içeriğini takip eden (her ülkede böyledir ve doğaldır) yabancı misyon şeflerinin devreleri herhalde yanmıştır. 37 dakikadan çıka çıka 2 köstekli saat, 1 adet özel yapım tespih çıktı!..

Ne derseniz?.. Benim başım kel mi?.. 37 dakikalık efsane görüşmeye(!) ben de çok derin ve kozmik manalar yükleyeyim!.. Erdoğan, Bahçeli'ye verdiği hediyelerle bugüne kadar olan desteklerinden dolayı teşekkür etmiş, "Bundan sonra yapacağım manevralar için saat tut. Sabırla tespih çek. Önümüzdeki günlerde yapacaklarımı görünce, eskisi gibi bağırıp çağırıp, havaya şaplaklar atma. Bir daha  senin bana benim sana ihtiyacım olana kadar sabır içinde zamanın geçmesini bekle. Zaman dediğini nedir? Su gibi gelir geçer. Bir gün gelir yine beraber ve mutlu oluruz. Köstekliye baktıkça beni hatırla..." mesajı vermiş.

İster misiniz?..  Doktor Devlet Bahçeli, etrafının gazına gelip, odasında bir zamanlar basına iftiharla gösterdiği 17/25 Aralık saatine geri dönsün?.. Sanmıyorum!.. Neden mi?.. Bir fincan kahvenin 40 yıl hatırı vardır ya!..

 

Yazarın Diğer Yazıları