Kötü futbol; iyi yer!

Süper Lig'in 16 haftası geride kaldı. Bu hafta deplasmanda Konyaspor'u, Başkan Ahmet Ağaoğlu'nun "Bu futbol bize yakışmıyor" diye tarif ettiği bir oyun ile 1-0 mağlup etmeyi başaran Trabzonspor, son haftaya girilirken hatırı sayılır bir yerde, üçüncü sırada yer alıyor.

Başkan Ağaoğlu'nun "kötü futbol" diye tanımladığı kısım Konyaspor maçında ikinci yarıyı kapsıyor sanırım. Golü de bulduğu ilk yarıda Trabzonspor fena işler yapmadı. Hatta bir ara rakibinin ayağını topa değdirmeden kendi arasındaki paslaşmayı neredeyse 100'e yaklaştırdı. Ama maçın ikinci yarısında, Ahmet Ağaoğlu'nun "bize yakışmıyor" tarifinin de ötesinde "berbat bir oyun" sergilendi. Trabzonspor bu maçtan 3 puan çıkararak lider Sivasspor'un 5 puan gerisinde 29 puanla ligin 3'üncü sırasına yerleşti ise, bunu kaleci Uğurcan'dan daha çok Konyaspor forvetinin beceriksizliğine bağlamalıdır.

O ki, Konyaspor maçından dem vurduk, Ünal Karaman'ın artık bazı oyuncular üzerinden ilk 11 için bir takım değişikliklere yönelmesi gerektiği gerçeğinden de söz etmemiz lazım. Bunun için devre arasında yeni transferlerin gelmesini beklemesi de gerekmez. Örneğin bir Pereria, artık düşüşe geçmiş yedeği Serkan ise "Bundan sonrası artık benim" der hale gelmiştir.

Değişiklik dediğimiz illa giren-çıkan futbolcu ile olacak değildir. Mesela maçın ikinci yarısında oyuna alınan Yusuf Sarı, istisna sayılabileceklerin dışında kafası ve ayakları ile kaleden başka bir yere görme alışkanlığı değiştirilmelidir. Hatta bunun için Ünal Karaman'ın, "Ne olursa olsun, senin kaleye şut atmanı istemiyorum. Arkadaşlarına pas vermeni bekliyorum" diye Yusuf Sarı'ya ültimaton vermesi bile yararlı olacaktır diye düşünüyorum. Çünkü Yusuf Sarı, adeta futbolun genelde bir takım oyunu olduğunu unutmaya başladı.

Haa, bir de Trabzonspor'un genelde Yusuf Yazıcı ve Abdulkadir Ömür'lü geçen yılkı kadro ile futbol kamuoyuna verdiği, efsane kadro dönemlerini hatırlatan "yerlinin de yerlisi"  mesajlarının giderek unutulmaya başlanması tehlikesini hatırlatmak lazım.

Hele hele, ara transfer döneminde 3-4 tane daha yabancıdan söz edilmesi yok mu? İkinci yarıda Türk futbolcusu kimliği ile ilk 11'inde sadece kaleci Uğurcan'ın yer aldığı bir Trabzonspor'a kadar işin vardığını görürsek şaşırmayalım, hüsrana uğramayalım!

Bu ahval içinde son hafta kendi evinde Kayserispor'u yenerek zirvedeki birinci yarıyı ilk 3 içinde tamamlama ihtimali büyük olan Trabzonspor'un, Fenerbahçe, Beşiktaş ve Galatasaray gibi ezeli rakiplerini de altına alması da başarı sayılmalıdır.

Ancak; hani denir ya; "Nereden baktığınıza bağlı" diye.

Sondan bir hafta öncesine baktığımız zaman da, ortada "kötü bir futbol" ama sıralama hesabı ile "iyi bir yer" gözükmektedir.

 

 

Yazarın Diğer Yazıları