ABD’de başlayan küresel kriz, İMKB’de işlem gören şirketlerin piyasa değerini yüzde 48 kayıpla 134.1 milyar dolara indirdi.
İMKB’DE İŞLEM GÖREN DEV ŞİRKETLER KRİZDEN BÜYÜK TOKAT YEDİ
154 milyar dolar eridi
Sağlam olduğu iddia edilen bankaların piyasa değeri ise 115 milyar dolardan 87 milyar dolara geriledi. Yüzde 78 değer kaybeden Şekerbank’ın değeri 1.5 milyar dolardan 400 milyon dolara düştü
Türkiye’de küresel krizin etkilerini hızla hissetmeye başladığımız şu günlerde dev sermayeli şirketler ve bankaların krizden büyük tokat yediği anlaşıldı. Krizin etkisini hafifletmek için başta ABD olmak üzere dünya merkez bankalarının faiz indirimi ve piyasaya likidite sağlama çabalarının etkisiz kaldığı görüldü. Dünyayı sarsan krizin İMKB’yi adeta yerle bir ettiği, yılbaşından bu yana yüzde 48,6 değer kaybettiği hesaplandı. Bu kayıptan dolayı şirketlerin piyasa değeri ise 154.2 milyar dolarlık düşüşle 134.1 milyar dolara indi. Borsanın lokomotif şirketlerini barındıran İMKB-30 Endeksi’nde yer alan şirketlerin değeri ise 2008 yılında 97.7 milyar dolar azalarak 87.3 milyar dolara düştü.
Bankalar batmadı ama zarar büyük
Siyasi iradenin ’bizim bankalar eskisi gibi değil, çok sağlam’ açıklamaları yapmasının ardından, Türkiye’de de krizin etkisini en fazla hissetirdiği sektör bankacılık oldu. Bu süreçte bankaların toplam değer kaybı 66 milyar dolara ulaştı. Bankaların 2007 sonunda 115 milyar dolar olan piyasa değeri, 10 Ekim 2008 itibari ile 49.6 milyar dolara indi. Bankalar yüzde 50 ila 78 arasında değer kaybı yaşadı. Bu süreçte en fazla kaybı Şekerbank yaşadı. 2007 sonunda 1 milyar 785 milyon dolar piyasa değeri olan Şekerbank’ın, hisse değeri yüzde 77,8 azalarak 395 milyon dolara geriledi. Şekerbank’ı yüzde 74 ile Bankasya izledi.
Koç Holding yüzde 57 ile zararda başı çekiyor
Bankaların yanı sıra şirketlerinde kaybı büyük. Hisse senetlerini bu yıl halka arz eden Türk Telekom’un değeri yüzde 32,1 azalarak 3.7 milyar dolara düşerken, İMKB’nin en değerli şirketi olan Turkcell’deki kayıp yüzde 54 oldu. Sabancı Holding yüzde 50, Koç Holding yüzde 56,7 oranında kayba uğrarken, demir-çelik fiyatlarındaki hızlı düşüşün etkisiyle son dönemde yoğun yabancı satışı gerçekleşen Erdemir’deki kayıp yüzde 51 oldu. Moonlight’ın gerçekleştirdiği çağrının etkisiyle tutunan Migros’taki kayıp yüzde 22,4’te kaldı. Migros’un yüzde 50,8’ini Koç Holding’den satın alan, borsadaki alımlarla payını yüzde 81,6’ya çıkaran Moonlight, halka açık olan yüzde 18,4’lük hisse için 6 Ekim’de çağrıya başladı.
Dolar ve faize yatıran güldü borsa oyuncuları perişan
Global finansal krizin tüm dünyaya olduğu gibi Türkiye’de de bazı iyi yanları oldu. Parasını dolar ve faizle işleten yatırımcı eylül ayında güldü. Yıllık bazda en yüksek getiriyi mevduat faizi sağladı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), seçilmiş finansal yatırım araçlarının Eylül ayı itibarıyla reel getiri oranlarını açıkladı. Buna göre eylül ayında tüketici fiyatları (TÜFE) bazında enflasyondan arındırıldığında, yatırımcısına mevduat faizi yüzde 0,89, dolar yüzde 4,53, avro yüzde 0,35, külçe altın yüzde 0,25 getiri sağladı. Aynı dönemde, yatırımcısına borsa endeksi yüzde 10,3 kaybettirdi. Söz konusu bir yılda, TÜFE bazında reel olarak mevduat faizi yüzde 4,44, külçe altın yüzde 1,77 kazandırdı. Son bir yıla göre en çok borsa endeksi yüzde 34,85 kaybettirken, doların kaybı yüzde 11,81, euronun ise yüzde 8,76 oldu.
Türkiye bütçesi krize takıldı mali disiplin sistemi şart oldu
Dünyayı kasıp kavuran mali kriz, 2009 yılı Türkiye bütçesinin belirlenmesinde de etkili oldu. Bütçede, harcamalar, gelir performansına göre yapılacak. Türkiye, 2009 bütçesi çerçevesinde bir ilki de gerçekleştirerek, dünyanın en gelişmiş bütçe ve mali disiplin sistemini oluşturarak, gelecek yıl ve ondan sonraki bütçelerin, enflasyonu tek haneye indirmesine, yüksek sürdürülebilir ekonomik büyüme sağlamasına imkan tanıyan bütçeler olacak. İç tasarrufları artırmaya yönelik bütçede, küresel kredi kaynaklarının iyice azalması halinde Türkiye’nin kendi içinde, sürdürülebilir bir gelir ve harcama sistemi oluşturması sağlanacak. 2009 bütçesi ve önümüzdeki yıllardaki bütçelerde uygulanmak üzere, Uluslararası Para Fonundan (IMF) teknik destek alınacak.