Küresel Gıda Enflasyonunda lideriz
Pandemi, Savaş ve Yapısal Kırılganlıkların Gölgesinde
Pandemi sonrası dönemde küresel ekonomi, üretim ve arz zincirlerinde yaşanan büyük sarsıntıların etkilerini hâlen taşımaktadır. Bu sarsıntıların en belirgin ve doğrudan hissedilen sonucu ise gıda fiyatlarındaki artış, yani gıda enflasyonu olmuştur. Özellikle düşük ve orta gelirli ülkelerde, gıda enflasyonu sadece bir ekonomik gösterge değil, aynı zamanda sosyal ve siyasal istikrar açısından da belirleyici bir faktör haline gelmiştir.
Küresel Dalgalanmaların Kaynağı: Pandemi, Savaş ve İklim
Gıda enflasyonundaki artışın temel sebepleri arasında, COVID-19 pandemisinin tetiklediği lojistik aksamalar, Ukrayna-Rusya savaşı gibi jeopolitik gelişmeler ve giderek daha yıkıcı etkiler doğuran iklim değişikliği başı çekmektedir. 2020 yılında başlayan pandemi, gıda üretiminde çalışan insan gücünün azalmasına, tedarik zincirlerinde kopukluklara ve nakliye maliyetlerinde ciddi artışlara yol açtı. Bunu takip eden 2022 yılında Ukrayna’da patlak veren savaş ise, dünya tahıl ve gübre arzının önemli bir kısmını sağlayan bu bölgedeki üretimi sekteye uğrattı. Aynı dönemde sıcak hava dalgaları, kuraklık ve seller gibi iklim krizlerinin de etkisiyle tarım ürünlerinin rekoltesi birçok bölgede düştü.
Tüm bu faktörler birleşerek küresel ölçekte gıda fiyatlarını yukarı çekti. Ancak bu artış her ülkede aynı düzeyde ve kalıcılıkla yaşanmadı. Gelişmiş ülkeler, özellikle merkez bankalarının etkin para politikaları ve devlet destekli sübvansiyonlar sayesinde bu artışı büyük ölçüde kontrol altına alabildi. Örneğin Fransa’da gıda enflasyonu %0,4, ABD’de %2, Almanya’da %2,8 seviyesinde kalırken, İsviçre’de fiyatlar %0,6 oranında geriledi.
Türkiye’de Gıda Enflasyonu: Kalıcılaşan Bir Kriz
Türkiye’de ise gıda enflasyonu %35,1 gibi çok yüksek bir seviyeye ulaşmıştır. Bu oran, dünyada izlenen en yüksek seviyelerden biridir ve Türkiye’nin gıda enflasyonunun sadece küresel dalgalanmalardan değil, aynı zamanda yerel yapısal sorunlardan da beslendiğini göstermektedir.
Bu yerel sorunlar arasında:
• Plansız üretim ve arz-talep dengesizliği
• Yüksek girdi maliyetleri (mazot, gübre, yem, tohum)
• İthalata dayalı tarım politikaları
• Zayıf denetim mekanizmaları ve spekülatif fiyat artışları
• Çiftçi desteklerinin yetersizliği ve kırsal yoksulluğun derinleşmesi ön plana çıkmaktadır.
Özellikle üretici ile tüketici fiyatları arasındaki uçurum dikkat çekicidir. Tarla çıkış fiyatı 5 TL olan bir ürün, market rafında 20 TL’ye kadar ulaşabilmektedir. Bu farkın nedeni çoğu zaman aracıların aşırı kâr marjları, yetersiz denetim ve lojistik maliyetlerdeki artışlardır.
Karşılaştırmalı Tablo: Gıda Enflasyon Oranları:
Derinleşen yapısal sorunlar ve belirsizlik
AKP’nin ekonomi yönetiminin bedeli
Emisyon yoluyla artan para arzının zararları!
Türkiye ekonomisinde sürdürülebilir dengeler
Eriyen Rezerv Tehlikesi: Ekonomik Kırılganlık ve Güven Krizi
Yapısal reformlar yerine yanıltıcı denge arayışı
Küresel Gıda Enflasyonunda lideriz
Kısa vadeli sükûnet uzun vadeli belirsizlik
Faizle Gelen Duraklama Kaçınılmaz Çöküşün Ertelenmesi mi?
Açık büyüyor, mali disiplin zorlaşıyor…









