Kurtuluş Savaşı kahramanı Mareşal Fevzi Çakmak kimdir?

Kurtuluş Savaşı kahramanı Mareşal Fevzi Çakmak kimdir?
Kurtuluş Savaşı kahramanlarından Mareşal Fevzi Çakmak, hayatını kaybetmesinin 70’nci yıldönümünde anılıyor. İşte Mareşal Fevzi Çakmak hakkında tüm merak edilenler.

Kurtuluş Savaşı’nın en önemli isimlerinden biri olan Mareşal Fevzi Çakmak, 10 Nisan 1950 yılında aramızdan ayrıldı. Türkiye Çakmak’ı anarken, Kurtuluş Savaşı kahramanının hayatı da merak ediliyor. Peki, Mareşal Fevzi Çakmak’ın hayatındaki en önemli başarıları neler? Fevzi Çakmak, Kurtuluş Savaşı döneminde nasıl bir rol üstlendi? İşte tüm detaylar…

BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI DÖNEMİ

Dünya Savaşı’nda Çanakkale, Kafkas ve Suriye cephelerinde savaştı. 1918’de ferikliğe yükseldi.

ÇANAKKALE CEPHESİNDE ÖNEMLİ BAŞARILAR

Fevzi Paşa, V. Kolordu Komutanı olarak 6 Ağustos ve 13 Ağustos 1915 tarihindeki muharebelere katılmıştır. Fevzi Paşa’nın komutasındaki XIII. ve XIV. Tümenler muharebeye katılmamış fakat 21 Temmuz’dan itibaren cepheye gelerek, I. Tümen hariç yıpranmış ve yorulmuş eski tümenleri değiştirmişlerdir. Ayrıca İkinci Ordu Tümenleri’nin bölgeye (Kereviz Dere-Zığın Dere) gelmeleri üzerine VI. ve VII. Tümenler, Saros Gurubuna gönderilmiştir.

Düşman Kirte istikametinde yapacağı taarruzlar doğrultusunda Alçıtepe’yi almayı planlıyordu. Fakat Türk direnişi karşısında amacına ulaşamayan düşman çok fazla ilerleyememiştir. 6 Ağustos’ta düşmanın taarruz ettiği Arıburnu – Conkbayırı bölgesine gönderilen VIII. ve IV. Tüm. ile yetinmeyen Vehip Paşa, 9 Ağustos’ta Fevzi Paşa’nın komuta ettiği V. Kolordu Komutanlığına bağlı V. ve XIV. Kolorduların son ihtiyatları olan 41. ve 28. Alayları da bu bölgeye gönderdi. Bölgeye gönderilen bu iki alay Conkbayırı’nın düşmanın eline geçmemesine ve Albay Mustafa Kemal Bey’in 10 Ağustos tarihinde Conkbayırı taarruzuna yardımcı oldu. Mustafa Kemal Bey’in rahatsızlığı nedeniyle 10 Aralık 1915’te Fevzi Paşa 5. Kolordu Komutanlığı kendisinde kalmak üzere, ek görev olarak Anafartalar Grubu komutan Vekilliğine görevlendirildi (Mustafa Kemal Bey ise 16 Aralık 1915’de cepheden ayrıldı). Bu muharebelerde V. Kolordu Komutanı olarak görev alan Fevzi Bey’in komutasındaki XIII. Tüm. 21 Ekim 1915’te Keşan’a hareket etti. XIV. Tümen ise 12 Ocak 1916’da bölgeden ayrıldı.

KURTULUŞ SAVAŞI DÖNEMİ

Mondros Mütarekesi imzalandığında sağlık nedenleri ile İstanbul’da bulunuyordu. 24 Aralık 1918’den 14 Mayıs 1919’a kadar Ferik rütbesiyle Osmanlı Devleti’nin Erkan-ı Harbiye Reisliği (bugünkü Genelkurmay Başkanlığı) görevinde bulundu. 1. Ordu Müfettişliği, Askeri Şura üyeliği, Ali Rıza Paşa ve Salih Hulusi Paşa hükümetlerinde Harbiye Nazırlığı (Millî Savunma Bakanı) (Şubat – Nisan 1920) yaptı. Harbiye nazırlığı sırasında Anadolu’daki millî kurtuluş hareketine silah ve cephane gönderilmesini kolaylaştırıcı bir tutum izledi.

İstanbul’un İtilaf Devletleri tarafından resmen işgalinin (16 Mart 1920) ardından Anadolu’ya geçmeye karar veren Fevzi Paşa, 27 Nisan 1920’de Ankara’ya ulaştı. İstasyonda Mustafa Kemal Paşa tarafından törenle karşılandı. Birinci dönem TBMM’ye Kozan milletvekili olarak katıldı. 26 Mayıs 1920’de İstanbul Hükümeti tarafından ulusal hareketin önderlerinden biri olarak rütbesinin kaldırılmasına, nişanlarının geri alınmasına ve idamına karar verildi.

3 Mayıs 1920’de Millî Müdafaa Vekilliğine (Millî Savunma Bakanlığı) getirildi. 24 Ocak 1921’de Mustafa Kemal Paşa’nın İcra Vekilleri Heyeti Reisliğinden ayrılması üzerine, Millî Müdafaa Vekilliği üzerinde kalmak kaydıyla İcra Vekilleri Heyeti Reisliğini (Başbakanlık) de üstlendi. İkinci İnönü Muharebesi’nin zaferle neticelenmesinin ardından 3 Nisan 1921’de rütbesi TBMM kararıyla birinci ferikliğe (orgeneral) yükseltildi. Kütahya-Eskişehir Muharebeleri’nde mirliva İsmet Paşa komutasındaki Garp Cephesi ordularının mağlup olup Yunanların Temmuz 1921’de Kütahya, Afyonkarahisar ve Eskişehir’i ele geçirmelerinden sonra İsmet Paşa’nın (İnönü) yerine TBMM tarafından Genelkurmay Başkanlığı görevine de getirildi. 3 Ağustos 1921’de Başvekillik, Millî Müdafaa Vekilliği ve Erkan-ı Harbiye Reisliği görevlerini hep birlikte yürütmeye başladı ve Sakarya Savaşı sırasında TBMM Reisi ve Başkomutan Mustafa Kemal Paşa ile birlikte bizzat cephede harekatı yönetti.

14 Ocak 1922’de millî müdafaa vekilliği, 9 Temmuz 1922’de icra vekilleri heyeti reisliği görevlerinden ayrıldı ve Genelkurmay Başkanı olarak Büyük Taarruz’un askeri planlarını hazırladı. Zaferle sonuçlanan Dumlupınar Meydan Muharebesi’nin (30 Ağustos 1922) ardından 31 Ağustos’ta rütbesi Başkomutan Mustafa Kemal Paşa’nın tavsiyesi üzerine TBMM tarafından Müşirliğe (Mareşal) terfi ettirildi.

CUMHURİYET DÖNEMi’NDE ÖNEMLİ ROL ÜSTLENDİ

Mustafa Kemal Atatürk’ün 1933 Türkiye Cumhuriyeti’nin 10. Yıldönümü Konuşması soldan sağa doğru: Genelkurmay Başkanı Mareşal Fevzi (Çakmak), Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal (Atatürk), TBMM Başkanı Kâzım Köprülü (Özalp), Başbakan İsmet (İnönü)

Fevzi Çakmak’ın Eyüp Mezarlığı’nda bulunan aile kabristanı
“Erkân-ı Harbiye-i Umumiye Vekilliği”nin kaldırılmasıyla 30 Ekim 1924’e kadar TBMM’de Kozan Milletvekilliği[2] görevine devam etti. Mustafa Kemal Paşa’nın askerlik yapanların siyasete karışmamaları gerektiğine dair talimatından sonra, 31 Ekim 1924’te askerlik görevini, siyasete tercih ederek Kozan Milletvekilliği’nden istifa etti.

Erkân-ı Harbiye-i Umumiye Reisliği görevini 23 yıl yaptıktan sonra 12 Ocak 1944’te 68 yaşında Askerî ve Mülkî Tekaüt Yasası’na göre Tahdit-i Sin yani yaş haddinden dolayı emekliye sevk edildi.

1946 seçimlerinde Demokrat Parti listesinden bağımsız aday olarak TBMM’de VIII. Dönem İstanbul Milletvekili seçildi. 5 Ağustos 1946’da milletvekili seçilerek 22 sene sonra tekrar Meclise katılan Fevzi Paşa, Demokrat Parti genel başkanı Celal Bayar’ın dönemin Cumhurbaşkanı’nın demokratik seçimlere izin vermesi için söylediği “Devr-i Sabık yaratmayacağız” (yani iktidara geldikten sonra yapılan yanlışların ve yolsuzlukların hesabını sormayacağız) demesinden sonra partisinden istifa ederek, 19 Temmuz 1948’de Osman Bölükbaşı ile birlikte Millet Partisi’nin kurucu üyeleri arasında yer aldı.

10 Nisan 1950 tarihinde vefat etti. Cenazesi 12 Nisan 1950’de Eyüp Sultan Camiinden kaldırılırken, cenaze namazında yüzbinlerce vatandaş bulundu. Cenazesi İstanbul’daki Eyüp Sultan Mezarlığında Küçük Hüseyin Efendi dergahı türbesine defnedildi ve ailesinin isteğiyle Ankara’daki Devlet Mezarlığı’na nakledilmedi. Mareşal Çakmak, Fitnat Çakmak (1892-1969) ile evli ve Nigar (1909-21 Ocak 1982) ile Muazzez adlarında iki kız çocuk babasıydı.

               

 

İlgili Haberler