Kurumlar güçtür
İsrail’in İran’la arasındaki çatışmayı başlatan saldırılarında hedef aldığı noktalar, sadece askeri üsler ya da komutanlar değil; aynı zamanda bir stratejinin parçası gibi görünüyor. Konunun uzmanlarının da belirttiği gibi, İsrail bu yolla İran’ın Ortadoğu’daki gücünü dengelemek, hatta kalıcı olarak kırmak istiyor gibi. Özellikle Devrim Muhafızları’na yönelik operasyonlar, İran’ın bölgedeki etkinliğini sağlayan ana yapının zayıflatılmasına yönelik bir amaç olduğunu gösteriyor.
Çünkü biliyor ki bir yapıyı çökertmenin en etkili yolu, o yapıyı ayakta tutan organizasyonları dağıtmaktır. Devrim Muhafızları, gelişmiş demokrasilerdeki gibi kurumsal bir yapı olmasa da İran rejiminin temel taşlarından biri.
Bu açıdan tam olarak bu çatışma üzerinden olmasa da buradan hareketle kurumsal yapıların önemine değinmek istiyorum.
Devletin Omurgası
Kurumların stratejik hedef haline gelmesi tesadüf değildir. Modern devlet yapısının temelinde güçlü, işleyen ve bağımsız kurumlar yatar. Devletlerin uzun vadeli istikrarı, güvenliği ve etkinliği; sadece siyasi liderlere değil, onların arkasında sistematik biçimde işleyen kurumsal yapılara bağlıdır.
Bugün Ortadoğu’daki birçok çatışmanın temelinde kurumların zayıf olması yatarken, güçlü kurumlara sahip ülkeler bu tür krizleri görece daha az sarsıntıyla atlatabilmektedir.
Kurumlar, bir devletin hafızasını, reflekslerini ve direncini temsil eder. Bu nedenle güçlü bir devlet, bireylerden daha çok kurumlarına yaslanır.
Kurumlar yoksa veya zayıfsa, devlet gücünü sürdüremez. Liderler değişebilir, siyasetçiler görevden ayrılabilir; ancak kurumsal yapı güçlü ise, devlet yoluna devam eder.
Güçlü kurumlar sadece savaş ya da kriz dönemlerinde değil, ekonomik kalkınma ve toplumsal huzurun sağlanmasında da başroldedir. Yolsuzlukla mücadelede, sosyal adaletin tesisinde ve hukukun üstünlüğünün uygulanmasında kurumların bağımsızlığı hayati rol oynar. Güçlü kurumların olmadığı yerde keyfilik, belirsizlik ve çöküş başlar.
Kurumlar, devletin sürekliliğini sağlayan sigortalardır.
Gücün kalıcılığı
Bu açıdan savaşlar da sadece cephede değil, aynı zamanda devletin beyin ve sinir sistemini oluşturan kurumları hedef alarak yürütülüyor. Bugün sahadaki saldırılar kadar, kurumlara yönelik darbeler de devletlerin gücünü şekillendiriyor.
Güçlü kurumlara sahip bir devlet, krizleri yönetebiliyor; zayıf kurumlara sahip bir yapı ise krizlerde savruluyor.
Devletin kalıcı gücü, askeri gücün yanısıra; o silahları etkin, stratejik ve sürdürülebilir şekilde kullandıran kurumlarındaki liyakatle, koordinasyonla ve süreklilikle sağlanıyor.
Adalet varmış gibi denetim varmış gibi
Yeni İttifak: Siyasi etik ve toplum
Yangınlar, sorumlular ve eleştirilemezlik!..
Hani sandık meşruiyeti önemliydi?
Erken Seçim Çağrısı: Sandık Yalnızca Tepki Değil, Umut Olmalı
CHP Kurultayının iptali!..
Demokratik Tartışmanın Bastırılması
Savun(ma) hakkı
Değişiklik Talepleri ve Siyasi Mühendislik
Kurumlar güçtür









