Kuzey Irak'ın sınır kapıları

Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nin (IKBY) Kuzey Irak'ın İran ve Türkiye ile olan sınır kapılarının durumu,  25 Eylül'de yapılan Barzani'nin bağımsızlık referandumu öncesi ve sonrası Bağdat ile Erbil arasında devam etmekte olan öncelikli siyasi ve idari sorunların başında yer almaktadır.

Ankara ve Tahran'ın referandum sürecinde sınır kapılarını kapatacaklarına dair açıklamalardan cesaret alan Bağdat Yönetimi, Irak Meclisi'nin almış olduğu kararlara istinaden 16 Ekim'de başlattığı askeri müdahale sonucunda Kerkük başta olmak üzere Neynova, Diyale ve Selahaddin vilayetlerini kapsayan tüm ihtilaflı bölgeleri ve bölgedeki petrol kuyularının büyük bir bölümünü kontrolü altına almıştır.

Ayrıca Bağdat Yönetimi IKBY'nin kaybettiği tüm ihtilaflı bölgelerin yanı sıra Kuzey Irak'taki havaalanları ve sınır kapılarının ülkenin vazgeçilmez egemenlik alanları olması hasebiyle kendi denetimleri altına almalarının zorunlu olduğunu ilan etmiştir. Bu bağlamda Bağdat Yönetimi sınır kapılarının merkezi hükümete teslim edilmemesi durumunda askeri güç kullanacağını da duyurmuştur.

harita-(17.03),-cuneyt-mengu-18-mart-2018-pazar-yazisina.jpg

Haritada görüldüğü gibi Kuzey Irak'ın Türkiye - İran ve Suriye ile 5 resmi sınır kapılarının yanı sıra 10'dan fazla gayri resmi, daha doğru bir ifadeyle kaçak kapılar da bulunmaktadır.

Haritada görülen yasal sınır noktaları, İran ile Hacı Umran, Başma ve Pervizhan, Türkiye ile Habur (İbrahim Halil) ve Suriye ile de Fişhabur sınır kapılarıdır. Kırmız nokta olarak gösterilen yasal olmayan gayri resmi kapılarak gelince, Duhok'ta Serzir, Erbil yakınlarında Bermiza, Süleymaniye'de Kili, Sirvan, Tavila ve Serteli kapıları yer almaktadır. Her ne kadar gayri resmi sınır kapılarının Iraklılar tarafından kapatıldığı iddia edilse de gerçek denetimin yapılıp yapılmadığı tartışılabilir. Bu kapılara ilave olarak Kuzey Irak'ın hemen hemen ortasında bulunan, hem Irak ve hem de İran topraklarında yer alan Türkiye'nin güvenliği için tehlike arz eden Kandil Dağına giriş çıkışların hangi kategoride yer aldığı sorgulanmalı, bu konuda Bağdat ve Tahran harekete geçmelidirler.

Bilindiği gibi Türkiye ve İran Barzani referandumuna karşı çıktılar ve sınır kapılarının kapatılması konusunda alınan ortak karara istinaden İran 45 gün süreyle üç kapıyı kapatabildi, Türkiye ise erteleme politikası izlemektedir.

Irak meclis kararlarını tanımayan ve görevinden istifa eden Barzani'nin ardından göreve gelen yeni IKBY yönetimi, Bağdat ile sınır kapıları başta olmak üzere tüm sorunların çözümü için çağrıda bulunurken, ABD, İngiltere ve Fransa'ya da diyalog ortamının hazırlanması için destek mesajları göndermiştir.

Aslına bakarsanız başta ABD olmak üzere emperyalist güçler Kürtlerden oluşan terör örgütlerini gerek Kuzey Irak'ta gerekse Kuzey Suriye'de bölgeyi şekillendirmek amacıyla araç olarak kullanmaktadırlar.

Yukarıda sözü edilen gelişmelerden anlaşılacağı üzere IKBY sınır kapılarını Bağdat Hükümeti'ne tesliminde direnmektedir. Hâlihazırda gerek resmi gerek kaçak kapılardan elde edilen gelirler IKBY'nin hazinesine aktarılmaktadır.  Buna rağmen IKBY Bağdat hükümeti ile yapılan görüşmelerde kendi kontrollerinde olan kapıların ortaklaşa idare edilmesini talep etmektedirler. 

Sınır kapıları IKBY için hayati önem taşımaktadır. IKBY'nin geçen yıl Türkiye ile olan ticaret hacminin yaklaşık 10 Milyar Dolar ve İran ile 5 Milyar Doların üzerinde gerçekleştiği ileri sürülmektedir. Türkiye Kuzey Irak'ta bu kadar kapı olmasına rağmen tek kapı ile yetinmemelidir. Habur sınır kapısıyla birlikte açılması ön görülen Ovaköy sınır kapısı ülkemiz ile Irak'ı doğrudan birbirine bağlayacaktır. Ovaköy sınır kapısının açılması yeni değil yıllardır gündemdedir ve maalesef zaman zaman Irak, IKBY, ABD ve hatta bazen de Türkiye tarafından açılmasına karşı çıkılmıştır.

Zeytin Dalı Harekâtı'nın  bir ucu olan Menbiç konusunun ABD Dışişleri Bakanının değişmesi ile sil baştan konumuna gireceği, Türkiye'nin Kuzey Irak'ta Kandil başta olmak üzere bazı noktaları kapsayan bir harekatı Afrin de olduğu gibi uluslar arası hukuk çerçevesinde gerek Irak ile ortaklaşa, gerekse izniyle düzenleyebileceği kanaatindeyim.

Yazarın Diğer Yazıları