La havle...

AK Parti iktidarının, -MHP Genel Başkanı'nın o günkü ifadesiyle "(biri kadındı gerçi ama)12 kötü adam"la birlikte- "açılım"ı ilan ettiği yıl 135 şehit verdik.

Ertesi sene 141 şehit.

Daha sonra "çözüm süreci" diye anılacak olan "açılım"ın ilk iki buçuk yılında toprağa verdiğimiz asker-polis sayısı 258.

Sadece 2015-2016 arası, terör örgütünün çözüm sürecinde şehirlere yığdığı cephanelikleri kullandığı saldırı, çatışmalarda 532 şehit verdik.

AK Parti'nin "analar ağlamayacak" vaadiyle başlattığı sürecin sonuna geldiğimizde memlekette ağlamayan ana kalmamıştı; şehitlerimizin sayısı 800'ü geçti.

Artı, misliyle gazi.

***

Tam da o günlerde...

***

Bir AK Partili Başbakan Yardımcısı'nın, "Ben bir BDP'li kadın milletvekiline çok kızıyordum, çok beddua ediyordum. Halen milletvekili bu insan ama onunla ilgili bir hatırayı dinledim, şimdi artık kızmıyorum. Çünkü 17 yaşındaki bir genç kızken Diyarbakır Cezaevi'nde o kadar ahlaksızca işkenceye maruz kalmış ki o kadar kendisini zorlamışlar ki ben de aklıma gelse dağa çıkardım. Çünkü Diyarbakır'dan cezaevinden çıkanların yarısından fazlası dağa gitti, yarısından fazlası da dağdakilere övgüler düzüyor..." demesi, o dağa çıkanların katlettiği şehitlerimizin kemiklerini hiç sızlatmadı.

Bir AK Partili milletvekilinin, Avrupalılara, "Türk hükümetine kalsa, Zana çok uzun zaman önce tahliye edilmiş olurdu" demesi şehitlerimizin kemiklerini hiç sızlatmadı.

Bir AK Partili Dışişleri Bakanı'nın, Amerikalılara, "Devlet Güvenlik Mahkemesi'nin kararını tersine çevirmesi için ne kadar çok çalıştığımıza inanamazsınız ama mümkün olmadı... Onlara ve avukatlarına gittik ve dedik ki Allah rızası için, lütfen hâkimlere hakaret etmeyi bırakın da sizi dışarı çıkarabilelim" diye hesap vermesi, şehitlerimizin kemiklerini hiç sızlatmadı.

Bir AK Partili Başbakan'ın, "PKK ile görüşen arkadaşı ben gönderdim" demesi, "İmralı, kendi üstüne düşeni yaptı" diye Öcalan'la iş birliğini itiraf edip bir de üzerine caniyi takdir etmesi, şehitlerimizin kemiklerini hiç sızlatmadı.

Bir AK Partili İçişleri Bakanı'nın "Abdullah Öcalan'ın mesajları bizim de düşüncelerimiz" demesi, şehitlerimizin kemiklerini hiç sızlatmadı.

Bir AK Partili milletvekilinin "Öcalan, Türkiye'nin demokratikleşme sürecine katkı sağlayan bir yerde duruyor" demesi, şehitlerimizin kemiklerini hiç sızlatmadı.

Bir AK Partili Başbakan Yardımcısı'nın "PKK bağımsız Kürdistan için silah kullanabilir" demesi, şehitlerimizin kemiklerini hiç sızlatmadı.

Muhtelif AK Partili bakanların, milletvekillerinin, başbakan yardımcılarının, meclis başkanlarının "Abdullah Öcalan, Orta doğu'da Türkiye'nin önünü açıyor", "Dağa çıkışlar eskiye oranla daha nitelikli hâl aldı. PKK'ya yeni katılımlarım geçmişte olduğu gibi silahlı eylem yapacak, ölecek veya öldürecek nitelikte değil başka amaçlarla olduğunu düşünüyoruz" demeleri, şehitlerimizin kemiklerini sızlatmadı.

Hele, bir AK Partili yöneticinin, örgütün siyasi uzantılarına "Öcalan'ı da zor duruma düşürdüğünüzü bilmiyorsunuz. Siz kimin sözcülüğünü yapıyorsunuz da Öcalan'ı itibarsız hale getirmek istiyorsunuz?" diye akıl vermesi, terör örgütünün başına "itibar" atfetmesi şehitlerimizin kemiklerini hiç sızlatmadı.

Hele hele bir AK Partili Bakan'ın "Sayın Öcalan demeyi ve PKK bayrağı açmayı suç olmaktan çıkardık" diye övünmesi, şehitlerimizin kemiklerini hiç ama hiç sızlatmadı.

Ve fakat...

Ne yaparlarsa yapsınlar, şehit ailelerinin kapılarında yatıp, her gün ellerini ayaklarını öpseler vebalinden kurtulamayacakları o ihanet sürecine karşı çıkmış, iktidarı "yapmayın" diye uyarmış (hatta bunu MHP'yle omuz omuza yapmış) CHP ile, İYİ Parti'nin ittifakı şehitlerin kemiklerini sızlattı.

Niye?

HDP geleneksel rolünü oynamak üzere sahneye çıktı diye.

***

Öffffff...

Biz de şimdi işi gücü bırakıp aptal, ahmak, budala olmadığımızı ispatlamaya çalışıyoruz size!

Siz mi söylüyorsunuz bunu!

İktidara yakın Yeni Şafak, "CHP-İYİ Parti-HDP Ortaklığı Şehitlerin Kemiklerini Sızlatıyor", Star da "CHP Maskeli HDP'li Adaylar" manşetiyle çıktı dün. İkisi de niyet okuması. İkisi de çarpıtma; gerçeği eğip, büküp başka bir formda sunma.

Sizi bilemem ama benim bu manşetleri görünce verdiğim refleks:

Siz mi söylüyorsunuz bunları!

Çünkü bakın daha önce o HDP'lileri nasıl göklere çıkarmış, nasıl PKK'yla barışılabileceğini savunmuş, buna karşı çıkanları bakın "Barış rahatsız etti" diye nasıl suçlamışlardı:selcan-019.jpg

Yazarın Diğer Yazıları