Laiklik yorum kaldırmaz
Diyanet İşleri Başkanı'nın Ayasofya konuşması, bir mahkemenin şeriatı kaynak göstererek karar vermesi ve benzer eylemler, laiklik karşıtı eylemler olarak yorumlanıyor. Türkiye de laik devlet kuşatma altında mı sorusunu akla getiriyor.
Laik devlet düzeni, demokrasinin altyapısıdır. Şeriata dayanan bir cumhuriyet olmayacağına göre, laiklik aynı zamanda demokrasinin olduğu gibi cumhuriyetin de omurgasıdır. Tarihi bir gerçektir ki, laik devlet anlayışını benimsemeden demokrasiye geçmiş bir ülke yoktur.
Dünyada laik olmayan ülkelerde demokrasi ya yoktur veya zayıftır
Maldivler gibi küçük bazı devletler hariç, laik olmayan 18 devlet var. Freedom House endeksine göre, bu ülkelerin hiç birisi siyasi özgürlükler ve insan haklarında özgür ülke statüsünde değildir. Altısı kısmen özgür, on ikisi özgür olmayan ülke statüsündedir.(AşağıdakiTablo)
Laiklik din karşıtlığı değildir. Tersine laik devlette din baskısı yoktur ve bu nedenle din daha bağımsızlaşmış ve özgürdür. Başka bir ifade ile laikliğin dine karşı bir duruş olarak algılanması doğru değildir. Tersine dini tahakküme ve istibdada ve inanç istismarına karşı bir duruş olarak algılanması gerekir.
Muhammed İkbal, 1934'te yayınlanan, "The Reconstruction of religious Thought in Islam" kitabında‚ ''Türkiye, Müslüman ülkeler arasında doğmatik kalıplardan kurtulma becerisini gösteren ilk ve tek ülkedir." diyor.
Davutoğlu'na başbakanlığı döneminde; Avrupa Parlamentosu'nda Türkiye'deki yeni anayasa çalışmaları hatırlatılarak, "Türkiye'nin yeni anayasasının Avrupa Konseyi standartlarına uygun olacağını taahhüt eder misiniz?" sorusu soruldu. Başbakan Davutoğlu, 12 Eylül 1980 askeri darbesinin ardından Avrupa Konseyi'nde Türkiye'nin üyeliği askıya alındığında, o dönemde daimi temsilcinin yaptığı hüzünlü konuşmayı hala hatırladığını söyledi ve ilave etti: "Daimi temsilci Avrupa Konseyi'ne dönüp 'Bizi yalnız bırakmayın, bizi otoriterizme terk etmeyin.' diye çağrıda bulunmuştur. Şimdi ben bugün yaklaşık 36 yıl sonra burada bu makamda her şeyiyle özgür, Avrupa standartlarında, demokratik bir hukuk devletinin Başbakanı olmaktan onur duyuyorum." demişti.
İsveç Dışişleri Eski Bakanı Carl Bilt, Gülen cemaatinin darbe teşebbüsü konusunda bir gazeteye verdiği röportajda "Türkiye'de devlet idaresinde laikliğin sürdürülmesi önemlidir." diyor ve ekliyor: "Atatürk'ün bugüne kadar güçlü olan mirası yaklaşık bir asırdır Türkiye'nin ilerlemesinin lehine oldu, bunu unutmayın."
Türkiye halkıyla, kurumları ile bir bütün olarak laikliği gözümüz gibi korumak zorundayız.
Değerli okurlarımın Kurban Bayramını kutluyor esenlikler diliyorum.
Rasyonel zemin slogan düzeyinde kaldı
İstikrar istiyorsak kurumsal devlete dönmeliyiz
Biz bu utandıran tabloya layık değiliz
Türkiye nasıl düze çıkar?
818 milyar TL zarar nedir, ne değildir?
Konutta fiyat ve kira anarşisi
TL nasıl pul oldu?
Dünya Bankası IMF’ye alternatif değildir
İktidar olmak ateşten gömlek giymek demektir
Enflasyonu iç ve dış güçler yarattı
YUSUF