Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Evren Devrim ZELYUT

Evren Devrim ZELYUT

Lira'nın kâbusu 2021'de de bitmeyecek!

Berat bey gitti dertler bitti mi? Hayır, zihniyet hala aynı. Geçici çözümlerle ekonomiyi döndürme çalışmaları var. Faizleri artırarak getirilen 15 milyar dolarlık tefeci sermaye, Türkiye'nin dışa bağlı ekonomisi nedeni ile oluşan açıkları ne kadar kapatacak?

Kanayan yaramız yani rezervlerden uçan dolarlar ve avroların bir numaralı sebebi, üretim yapmak için, başta Çin ve Almanya olmak üzere dışarıdan aldığımız yarı mamullerdir. Bu ithalat sürdükçe açık vermeye devam edeceğiz. Bu açık ise kuru kontrol etmeyi zorlaştıracak, politik-ekonomik şoklarda ise kontrolden çıkartacaktır.

Bakınız dediklerimizin ispatını Türkiye İstatistik Kurumu ile Ticaret Bakanlığı işbirliğiyle oluşturulan, Kasım 2020 tarihine ilişkin dış ticaret istatistiklerinde görebiliriz. Rapora göre, "ihracat 2020 yılı Kasım ayında, bir önceki yılın aynı ayına göre %0,9 azalarak 16 milyar 94 milyon dolar, ithalat %15,9 artarak 21 milyar 127 milyon dolar olarak gerçekleşti."

İthalat, üretim aktiviteleri arttıkça yukarı gidiyor, bu da kurda yukarı çıkışın garantörü oluyor. Bu mekanizma gereği "Kasım ayında dış ticaret açığı bir önceki yılın aynı ayına göre %153,5 artarak 1 milyar 986 milyon dolardan, 5 milyar 33 milyon dolara yükseldi. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2019 Kasım ayında %89,1 iken, 2020 Kasım ayında %76,2'ye geriledi."

Rakamlara Ocak-Kasım olarak bakarsak verilen açığın ne kadar büyük boyutlara ulaştığını görebiliriz. "Ocak-Kasım döneminde dış ticaret açığı %82,5 artarak 24 milyar 844 milyon dolardan, 45 milyar 344 milyon dolara yükseldi. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2019 Ocak-Kasım döneminde %86,9 iken, 2020 yılının aynı döneminde %77,0'a geriledi."

Yazının girişinde de belirttiğimiz gibi bu açığın nedeni dışa olan bağımlılık. Raporda adeta bir ibret vesikası olan bir oran var. O da şu, toplam ithalatın içindeki ara malların oranı %72,3'dür.İşte bu oran Lira'nın neden 2021 yılında da kâbus göreceğinin bilimsel ispatıdır. Yapılan ithalatın çoğu üretmek için kullandığımız ara mallar…

İşin en acı tarafı ise yüksek teknolojili ürünlerin ihracatımızın içindeki payının %3,4 olmasıdır. Türkiye yükte hafif pahada ağır bu malları üretemiyor. Bu nedenle kasa yani rezervler dövizle dolmuyor. Üstüne kasada olanlar da yurt dışına kaçıyor. Peki bu durumda, Allah aşkına söyleyin, Türkiye, faiz vererek borç aldığı para ile doları, avroyu kontrol altında tutabilir mi?

Yazarın Diğer Yazıları