Lokmacı’da anlaştılar
KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ve Rum yönetimi lideri Dimitris Hristofyas, günlerdir beklenen görüşme için dün BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Temsilcisi ve BM Barış Gücü (UNFICYP) Misyon Şefi Michael Möller’in ara bölgedeki ikametgahında bir araya geldi. Möller’in Lefkoşa ara bölgede bulunan ikametgahına, görüşme için önce Hristofyas, yaklaşık 3 dakika sonra da Talat geldi. Liderleri Möller karşıladı. İki lider daha sonra dışarı çıkarak, basına birlikte görüntü verdikten sonra görüşmeye geçtiler. Liderler görüşmeye başlamadan önce bir Türk gazetecinin, “İçeride 8 Temmuz Annan planı karışımı bir kahve mi, yoksa Brezilya kahvesi mi içeceksiniz” diye sorması üzerine Hristofyas, “içeride Kıbrıs kahvesi içeceklerini” söyledi. Görüşmede, KKTC Cumhurbaşkanı Talat’a BM ve AB ile Müzakerelerden Sorumlu Özel Temsilcisi Özdil Nami, Hristofyas’a başkanlık komiseri Yorgos Yakovu da eşlik etti

8 Temmuz anlaşmasına vurgu

Kıbrıs sorununa çözüm arayışları çerçevesinde yeni bir buluşma sürecinin başlangıcı olarak değerlendirilen görüşme, Rum tarafında yapılan liderlik seçimlerinin ardından başa gelen Hristofyas ile Talat’ın ilk kez iki lider olarak bir araya gelecek olması açısından da önem taşıyordu. Talat, görüşmede, Hristofyas’a Türk tarafının tutumunu izah ederek, kapsamlı çözüm müzakerelerinin en kısa zamanda başlaması gerektiğini aktardı. Görüşme sonrası açıklama yapan Möller, Lokmacı kapısının kısa sürede açılması konusunda anlaşmaya varıldığını bildirerek şunları söyledi: “ Talat ile Hristofyas’ın ara bölgedeki görüşmeleri neticesinde böyle bir karara vardı. 8 Temmuz anlaşmasında öngörüldüğü gibi teknik komiteler ve çalışma grupları oluşturulacaktır. Liderler gerekirse yeniden bir araya geleceklerini vurguladılar.”

BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Temsilcisi Michael Möller, ara bölgedeki görüşme sonrası Talat ve Hristofyas ile birlikte basın açıklamasında bulundu.

Karşılığında asker çekin denecek

AB uzmanı Aktar, Türk tarafından yeni süreçte Rum’a jestler(!) beklenebileceğine dikkat çekti

Bahçeşehir Üniversitesi öğretim üyesi ve AB uzmanı Dr. Cengiz Aktar, Hristoflas ile Talat’ın Lokmacı Kapısı’nda vardıkları anlaşmayı şöyle değerlendirdi: “ Lokmacı’nın açılmasını Türk tarafı istiyordu. Çünkü orası çok stratejik bir kapı....Sonra gündemden düşüverdi. Bunun da nedeni, açıkça söylemek gerekirse, oradaki Türk Barış Gücü’nün, yani TSK’nın bu konudaki olumsuz görüşüdür. O yüzden açılamadı. Satır aralarından bu anlaşılıyor. Ada’da karşılıklı jestler bekleniyor. ” 1947’den beri süregelen o kadar çok sorun var ki. Ve bu sorunlarla ilgili küçük jestler yapmak mümkün. Mesela bu küçük jestlerden birisi, oradaki Barış Gücü’nün veya TSK’nın oradaki (Hiçbir zaman resmi rakam açıklanmamıştı ama Orgeneral Büyükanıt 40 bin demişti) 40 bin askerinden 500 tanesini geri çekiverir, günün birinde mesela...