Lord Mounbatten'dan Butto'ya

1947 yılında İngilizler, Büyük Britanya İmparatorluğu’nun “İmparatorluk” adını hakeden Asya’da son büyük sömürgesi Hindistan’a bağımsızlık verdiler. İngiltere Kraliçesi Elizabeth’in amcası Lord Mounbatten, son Hindistan valisiydi ve Pakistan, Keşmir, Bangladeş Hindistan’ın kuzey eyaletlerini oluşturuyorlardı. Hint Müslümanları’nın lideri Mehmet Ali Cinnah’la Hindular’ın lideri Mahatma Gandhi kurulacak yeni yönetimde görev almaya hazırlanırken Lord Maunbatten ,Hindu Müslüman çatışmasını önlemek gerekçesiyle Hindistan haritası üzerinde cetvelle çalışarak ülkeyi Pakistan ve Hindistan olarak ikiye böldü. Kuzeydeki yapay devlet Pakistan Müslüman azınlığın bağımsız cumhuriyeti olurken, Hindistan’da kalıp Pakistan’a göç etmeyen önemli sayıda Müslüman da alt kıtada yaşamayı sürdürdüler. Böylece Pakistan milli ya da etnik değil ama dini yani Müslüman bir devlet olarak kuruldu. İslamcı siyasal ideolojinin üç büyük teorisyen ve siyasal adamından Mevlana ebulala Mevdudi ve onun yetiştiği Deobandi uleması geleneği ile etnik gruplar kabilelerin gelenekleriyle karışmış bir kabileler İslam’ı Pakistan’ın altmış yıllık tarihine damgasını vuracaktı.
Hint alt kıtasını ikiye bölerek görevini yapan Lord Mounbatten ise 1978’de yatıyla dolaşırken İRA teröristlerince bir sabotaj sonucu öldürülecekti. Mounbatten’in bıraktığı mirasın acısını çeken Pakistan’ın en renkli bir siyasetçisi Benazir Butto ise iki gün önce yine bombayla babasının asıldığı kentte öldürüldü.
Çarpıcı bir gerçekse Butto’nun katili El Kaide’nin, 11 Eylül saldırısına ilham veren kişinin, Benazir Butto’nun Marxist ağabeyi Murtaza Butto olması. Murtaza Butto ünlü terörist ve Fransa’da ömür boyu hapse mahkûm edilen Çakal Carlos’un yakın arkadaşıydı. Carlos, hapishanede yazdığı kitabında, 1990’ların başında Murtaza Butto’nun kendisine, “ABD emperyalizmine klasik halk savaşlarıyla darbe indirme devri geçti. Başka eylem biçimleri geliştirmek gerekiyor. Örneğin yolcu uçaklarıyla New York gökdelenlerine saldırmak gibi.” dediğini anlatıyor.
Murtaza da 90’lı yılların ortalarında gizemli bir suikastle öldürülecekti...
Kaderin cilvesi kız kardeşi eski Pakistan Başbakanı Benazir de El Kaide tarafından öldürüldü.
Pakistan, İran benzeri belki de ondan daha kanlı bir İslami Devrim’e doğru gidiyor. El Kaide, Usame Bin Ladin ve Taliban’ın ortak stratejisi, hem Afganistan hem de Pakistan’da bir İslam Devrimiyle küresel, ama sınırları olmayan terörist devletlerini gerçek bir devlete dönüştürmek.
Belki de nükleer bir Yugoslavya örneği yaşayacağız Asya’da.

Yazarın Diğer Yazıları