Lozan 'hezimet' dedirtmek için kanun teklifi verecekler!

Lozan 'hezimet' dedirtmek için kanun teklifi verecekler!

Lozan Barış Antlaşması''nın 99. yılında, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, imza günü olan 24 Temmuz''un bayram ilan edilmesi için TBMM''ye teklif vereceklerini söyledi. Tabiî bu teklif, Lozan için "hezimet" diyen, Türkiye''de hiç eksilmeyen ve bu hükümetle giderek artan kitleyi çıldırtacaktır.

CHP, reddedileceğini bile bile teklifi verecektir. Maksat, iktidarın asıl fikri Lozan''ı "zafer" görmek değil, "hezimet" görmektir, diyecektir.

Yokluk, imkânsızlık içinde bir millî mücadele verilmiştir.

(Türkçe notu: "Millî mücadele"yi neden özel görüp baş harflerini büyük yazmadım? Burada asıl rol baştaki "bir"dedir. "Bir" millî mücadele sözünü vasıflandıran sıfattır. Şu an için bahsedilen herhangi bir millî mücadeledir. Bu ayrıntıyı özellikle yazdım. Gramerde pek dikkat edilmeyen bir husustur.)

Millî Mücadele''ye karşı çıkanlar bile yokluğu, imkânsızlığı kabul ederler. Padişah''ın, İngilizlerin, diğerlerinin kışkırttığı 30''dan fazla isyanı da zorluklara eklemeliyiz. Asıl mücadele dışa değil, içe verilmiştir. Çerkez Ethem meselâ... Millî Mücadele''de büyük rol oynamıştır. Rolün karşılığını görmek ve belki de Mustafa Kemal''den sonraki isim olmak, ulaşabilirse yerini almak için harekete geçmiş ve sonunda Yunanistan''a kaçmıştır. Yunanistan''a kaçan başka isyancılar, liderler de var.

Çerkez Ethem ve kardeşleriyle mücadele Nutuk''ta çok geniş yer tutar. Elbette Çerkez Ethem ve kardeşlerinin de söyleyecekleri vardır ve söylemişlerdir de. Bu meseleye girmeyeceğim. Sadece şu bilinsin: Millî Mücadele''de çeteler, öbek öbek silahlananlar yol açmış, düzenli ordu neticeye varmıştır.

R. T. Erdoğan, bildiğiniz gibi zaman zaman Lozan Antlaşması''na tavır koymuştur. "Lozan hezimettir!" diyen Kadir Mısıroğlu''nun onun nezdinde ayrı yeri varsa, Lozan''a tavrı da ister istemez olacaktır.

"Cumhurbaşkanı" makamında oturduğunun idrakiyle, 99. yılda Lozan Antlaşması için çok yerinde bir açıklama yapmıştır. Acaba diyorum, onun Lozan mesajını yazanlar dönem dönem değişiyor, her danışman meşrebine göre, R. T. Erdoğan''ın önüne farklı metin mi koyuyor? Son mesajında şunları söylüyor:

"Bugün Türkiye Cumhuriyeti''nin kurucu belgelerinden olan Lozan Barış Antlaşması''nın imzalanmasının 99''uncu yıl dönümünü idrak ediyoruz. / Lozan Barış Antlaşması''yla kara sınırlarımız çizilmiş, kapitülasyonlar kaldırılmış, Yunanistan''da kalan Türk azınlığının hakları güvenceye alınmış, kıyılarımıza yakın Yunan adalarının gayrîaskeri statüsü teyit edilmiştir. Türkiye, imzalanmasından bu yana geçen 99 yılık zaman zarfında Lozan Barış Antlaşması''nın uygulanmasını titizlikle takip etmiştir."

R. T. Erdoğan bu sözlerinin ardından aramızın yine limonîleştiği Yunanistan''a Lozan''da çizilen hatları hatırlatıyor:

"Ancak son dönemde özellikle Yunanistan tarafından Türk azınlığın hakları başta olmak üzere Antlaşma''da kayıtlı şartlar yok sayılmakta veya bilinçli bir şekilde aşındırılmaktadır. İyi komşuluk ilişkileri ve Antlaşmaya sadakat ilkesiyle bağdaşmayan bu durumu, ülkemizin kabul etmesi mümkün değildir."

Rumlarla ve Ermenilerle biz iç içeydik. Müslüman Araplardan daha fazla iç içeydik. "Dış güçler" bariz şekilde Ermenileri, Rumları kışkırttılar. Lozan''da her ikisine de ayrı sayfa açılmış, ayrı statü verilmiştir.

Diyarbakırlı Süleyman Nazif, 1919''da, "Kara Bir Gün"ü nasıl yazdı biliyor musunuz? İstanbul''un işgalinde, Rumların, Ermenilerin işgalcilerin komutanı Fransız generali Franchet d''Espérey''i alkışladığını gördüğünde, kanayan yüreğinin kanıyla yazdı. (Bazı kayıtlarda alkışlayanlar sıralaması Rumlar, Ermeniler, Yahudiler... diye sıralanır. Alkışlayanlar arasında Yahudilerin olacağını düşünmek istemiyorum. Lozan''da kendilerinin azınlık statüsünde görülmelerinden bile rahatsız olmuşlardı.)

Yunanlılar, Ermeniler düşmanlıkla kazanamayacaklarını bilmeliler. Türk tarafı da Ermeni ve Rum tarafı da itidalli hareket etmeli. 

Lozan''ı aydınlatmalıyız ve içimizdeki düşmanlığı da bitirmeliyiz.

Yazarın Diğer Yazıları