Mahalle kavgası

Yine gazetecilerin birbirlerine düştükleri zamanlar yaşanıyor herkesin gözü önünde. Herkes bir meslek etiği ölçer almış eline ve diğerinin boyunu ölçüyor. Oysa sadece şimdilik kaydı ile yaşanan ve aslında kayıkçılara haksızlık edilen bir deyim ile tanımlanan bir süreç, bu sefer de yaşadığımız.

İçlerinde öyle isimler var ki, “Burada her şey olabilirsiniz, rezil asla” sözünün vücut bulmuş halleri gibiler.

Bazıları aynı yerde bazıları karşı karşıya olsa da bulundukları yerin ahlaki bir değer ölçüsü yok. Belki de medyanın sosyalleşmesi ile çok daha görünür ve etkili oldular, ama öncesinde birçok abileri vardı. Onlardan el aldılar sanırım.

Söylediklerine ve yazdıklarına gerçekten inanlar da var muhakkak aralarında ama genel durum öyle değil ne yazık ki, vazifeli gibiler, o sebeple çok çabuk değişim geçirebiliyorlar. Nedense mesleğin ederinden fazla kazanıyorlar.

Ancak şu an en önemli ve göze batan isimlerden birisi, kendi mahallesinden dahi dışarıya doğru itiliyor. Son derece entelektüel ve keskin bir zekası olduğu biliniyor. Ya da hakkında böyle tanıklıklar var diyelim. O tanıklığın sahibi kendisinin bu coşkun zekası nedeni ile bazen aşırı davranışları olduğundan da bahsetmişti zamanında. Şimdilerde araları bozuk sanırım.

Yaşananlara rağmen burada isimlerini açık açık yazamıyorum farkındaysanız. Çünkü korkuyorum belki de onlara işlemeyen kurallar bana işleyebilir diye. Çünkü onlar ne yaparlarsa yapsınlar, pardon diyebiliyorlar, pardon deyince de yaptıkları hemen her şey örtülüyor. İsimler zaten ben yazmasam da herkes tarafından biliniyor.

O sebeple daha fazla ünlü olamaya ihtiyaçları da yok hiç birinin. Son günlerin en önemli ünlüsü aslında daha önce ekranlardan naklen itibar intiharı da gerçekleştirmişti ama bir süre sonra unutuldu. Hem de çok çabuk unutuldu ve kısa sürede önce yazılarına sonra da ekranına geri kavuşmuştu.

O itibar intiharının ardından geri kavuştuğu köşesinde bu gün ayrı düştükleri eşi ile birlikte yıllar önce yaptıkları bir operasyonu kaleme almıştı kendisi, bir gazetecinin yani bir insanın iş hayatı ile nasıl oynayabildiklerini. Olay tarihi olarak 2010’u verdiği yazısının tarihi de Temmuz 2020 idi.

O zaman kimse ses bile çıkarmamıştı o yazıya merak edenler, kendileri bulsun ama itiraz edenler olursa ben itiraza cevap olarak gönderebilirim.

Zaten yeterince ünlü olan bu isimlerin adlarını hem daha fazla ünlü olmalarına gerek olmadığı için anmıyorum, hem de itiraf ediyorum onlardan korkuyorum. Nasıl korkmam ki onlar bir şekilde her zaman, her şeyden kendilerini kurtarmayı başaran, son derece entelektüel ve zeki insanlar, eskiden o kadar çok değillerdi ama artık çok daha fazlalar. Bir kısmı sosyal medya fenomeni kıvamında olsalar da kendilerini haklı olarak çok büyük görüyorlar. Haklılar aslında ne söyleseler ne yapsalar itibarlarına zarar gelmiyor, bir yerde olmazsa başka bir yerde itibar görüyorlar.

Karşı karşıya gelip birbirleri ile çeliştiklerinde bile bir biçimde kazanım sağlıyorlar. İşledikleri fiillerin suç kapsamında değerlendirilebilmesi için aynı fikirde olanların icazetine ihtiyaç duyuluyor.

Yani aslında bazıları, biraz fütursuz, oluyor. Daha erken konuşuyor belki de, toplum buna hazır olmadığından infial oluşuyor belki. O zaman diğerleri araya girip halkı yatıştırmak zorunda kalıyor.

Eğer bu yaşananlar bir tiyatro değilse yani bunlar bu ülkenin kanaat önderleri olarak bunları gerçekten gaf olarak yapıyorlar ise, o zaman bizim zan ettiğimiz ya da bize söylenen kadar zeki değiller demektir.

Ama bunlar bilerek yapılıyorsa, bu bir tiyatro ise bazı hazırlıklar için bu isimler kendi aralarında böyle bir rol dağılımı yapmışlarsa, ya da onlara bu roller dağıtılmışsa işte o zaman bu yazının konusu olan tarafın yakın zamanda haklı çıkma riski var demektir.

Nedense tesadüflere itibar etmekten vazgeçecek kadar uzun süredir bu ülkede yaşadığım hissine kapılıyorum. Son olarak burada kimsenin adından bahsetmediğimi tekrar edeyim, Allah korusun birileri ‘ansızın’ üzerine alınıp bana ‘büyükçe taşlar’ atmaya başlarlar diye bu son notu düşme gereği duydum.

Yazarın Diğer Yazıları