Mahmut Hoca'nın Müslümanlık anlayışına Diyanet ne der?

Mahmut Hoca'nın Müslümanlık anlayışına Diyanet ne der?

İsmail Ağa şeyhi Mahmut Ustaosmanoğlu''nun vefatının ardından çok kişi yazdı, konuştu. İslâmın yaşayan en büyük temsilcisi, Hz. Peygamber''in manevî mirasçısı gibi anıldı. Ben de yazdım. Rahmet de diledim. Aynı sokaktaydım. Bizzat şahit olduklarımı yazdım.

Mahmut Ustaosmanoğlu, kendince sınırları keskin hatlarla çizilmiş bir İslâm dairesi içindeydi. Onun dünyasına dâhil olanlar mutluysa bizim bir sözümüz olamaz.

Mahmut Ustaosmanoğlu''nun yetiştiği dönem mühim. Kabul etmek gerekir ki, bir baskı dönemiydi. Asıl doğum yılı, yazdıklarına göre, 1927''ymiş. "Baskı dönemi" deyince irkilenler olur. Hafız dedem, anneciğime Kur''ân öğretirken, üstelik akraba olan köyün öğretmeninin nasıl baskınına uğradığını, nasıl tehdit edildiğini, kaç defa dinledim.

Yeni Türkiye''de köklü değişiklikler, tarafları keskinleştirmiştir. Mahmut Ustaosmanoğlu''na, cenazesinde belli kesimlerin ihtimamının, bir hesaplaşma olmadığını kimse söyleyemez.

Diyanet İşleri Başkanlığı''nın "Din İşleri Yüksek Kurulu" vardır. "Doğru İslâm"ın sınırlarını belirler, diyebiliriz.

"Laikçilik" derdinde değilim. Tarikatlar, cemaatlerin faaliyetleri kanunen yasak. Cemaatler ve tarikatlar darbe yapmaya teşebbüs edecek kadar nasıl yaygınlaşabiliyorlar, diye de sormayacağım. Hatta "Yüce Atatürk" gibi kalıp ifadeleri laf arasına sokup, bu tarikatların, cemaatlerin, tekkelerin, zaviyelerin niçin kapatıldığının esbabı üzerinde de durmayacağım.

Netice itibarıyla ne kadar yasak koyarsan koy, cemaat de var, tarikat da... Üstelik, hesap görmek için hedef de belirlemişler.

Mahmut Ustaosmanoğlu''nun sözlerinden hareketle sorularım olacak.

Mahmut Hoca, bizzat işittim, bir vaazında kravattan "yular" diye bahsetmişti. Yular hayvanlara takılır. Bu durumda "Müslüman yular takmamalı." demeye getiriyor. 

Mahmut Hoca''nın ve muhiplerinin giyimleri malum. İslâmın çıkış merkezi Hicaz. Oradaki giyim şekilleri belli. Evvel zamandan beri değişmemiş. İsmail Ağacılar, kendi giyimlerini "İslâmın şartı" gösteriyorlar neredeyse... Şart aranacaksa, Hz. Peygamber''in giyimi esas alınmalı. İsmail Ağacıların giyimi Hz. Peygamber''e de uymuyor. Kendilerine göre bir şekil belirlemişler. Kadınlar kara bürük (çarşaf), erkekler, sarık, cübbe, şalvar giyecekler. Ayak giyiminde şartları var mıydı, bilemedim!

Şekilde ısrar İslâmla bağdaşır mı? Kravat takmak günahtır, diyebilir miyiz?

Levent Gültekin, "İslâmcı" kanattan gelme. Mahmut Hoca''nın ardında o da namız kılmış. Vaazını dinleyebilmek için geceyi camide geçirmiş. Kulaklarıyla duyduklarını yazıyor:

"''Mahmut Hoca'' kürsüye çıktı ve vaazına başladı. Vaazda, müritlerinden birinin gördüğü bir rüyayı anlattı...

Söz konusu mürit rüyasında öldüğünü görüyor. Ahirete gittiğinde cehennem kapısında zebaniler, kolundan tuttuğu herkesi cehenneme atıyor. Mürit, sıra kendisine gelince, ''Ben Nakşibendi tarikatının Halidi kolundanım'' diyor. Bunun üzerine cehennem zebanileri büyük bir hürmet gösteriyor ve ''Öyle mi, o zaman sen cennete geç'' diyor.

Bir anda büyük bir şaşkınlık yaşamıştım. / Çünkü belli ki kendi tarikatından olmayan hiçbir Müslümanı cennete layık görmüyordu ''Mahmut Hoca''. / Üstelik cennete, mensubu olduğu Nakşibendi tarikatının tamamını da değil, sadece liderliğini yaptığı Halidi kolunu layık görüyordu. / Ona göre ben dahil onun tarikatına dahil olmayan herkes cehennemlikti."

Levent Gültekin, aynı yazısında "Gözümde büyüttüğüm insanın bu kadar sığ ve yüzeysel olabileceğine inanamamış, ''Herhalde yanlış duydum'' ya da ''Bir yanlışlık var'' diyerek kendimden şüphe etmiştim."

Sonra aynı rüya üzerinde yorumu tekrar dinlemiş. Şöyle diyor: "Anlayacağımı anlamıştım. / Hastalıklı bir din yorumu ve açık bir din tüccarlığı vardı. Bunu da öyle gizli saklı yapmıyorlardı. / Cemaatine taraftar toplamak için insanları cehennemle tehdit ediyor, kendinden olmayanları Müslüman bile kabul etmiyorlardı." (Levent Gültekin, "Tarikat lideri ve ikiyüzlü siyaset", Diken, 25 Haziran 2022)

Çok ağır bir itham. Birileri çıkıp: "Bu zat yanlış biliyor. Hocamız böyle bir şey söylemedi." diyebilecek mi?

Ve asıl Diyanet, Mahmut Hoca''nın İslâmın en büyük temsilcisi gösterilmesine bir yorum getirecek mi?

Sorularımız bitmedi. Devam edeceğiz.

Yazarın Diğer Yazıları