Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Hüseyin Macit <br>YUSUF

Hüseyin Macit
YUSUF

Makarios, Papadopulos'u yalanlıyor...

Eli kanlı faşist Papadopulos ve diğer Rum yetkililer son dönemde birbiri ardına yaptıkları açıklamalarda, Türk Silahlı Kuvvetlerinin adadaki varlığının işgal ve istila olduğunu; hiçbir anlaşmaya dayanmadığını,Türkiye’nin Garantörlük hakkının böyle bir müdahaleyi öngörmediği saçmalığını yaymaktadırlar. Dünya kamuoyu 33 yıldır bu Rum saçmalığını dinlemektedir. Zaman zaman bu saçmalığa inanıp Anavatan Türkiye’yi zor durumda bırakmak isteyen sözde dost ve müteffik ülkelerin olumsuz tavırları belleklerimizdedir. Dost ve müttefik ABD’nin silah ambargosunu unutmadık. BM ve AB’nin tek taraflı, önyargılı zehir gibi kararlarını unutmadık. Rumun bu sözde işgal ve istila suçlamalarının ne denli temelsiz olduğu ve gerçeklere dayanmadığı; 15 Temmuz 1974’te Yunan Cuntası destekli kanlı bir darbe ile canını zor kurtararak adadan kaçan Makarios’un 19 Temmuz 1974’te Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde yaptığı konuşmada tüm açıklığı ile ortaya konmuştur.
Makarios’un BM Güvenlik Konseyinde yaptığı 19 Temmuz 1974 tarihli konuşmasına kulak verelim:
 “Kıbrıs’ta geçen Pazartesi sabahından (15 Temmuz 1974) bu yana süregelen olaylar gerçek bir trajedidir. Yunanistan’daki askeri cunta, Kıbrıs’ın bağımsızlığını acımasızca ihlal etmiştir. Yunan Cuntası, Kıbrıs halkının demokratik haklarına, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin bağımsızlık ve egemenliğine en ufak bir saygı göstermeden, diktatörlüğünü Kıbrıs’a da uzatmıştır... Bu darbe, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin bağımsızlığını ve hükümranlığını açıkça ihlal eden dış kaynaklı bir işgaldir. Sözde darbe, Milli Muhafız Ordusu’nu yöneten Yunanlı subayların işidir... Atina’nın düzenlediği darbe ile yaratılan bu olağandışı durumu sona erdirmek için Genel Kurul üyelerine ellerinden geleni yapma çağrısında bulunuyorum. Kıbrıs’taki anayasal durumun ve Kıbrıs halkının demokratik haklarının yeniden teşhir edilebilmesi için; Güvenlik Konseyi’ne elindeki tüm imkanları gecikmeden kullanması çağrısında bulunuyorum. Daha önce de ifade ettiğim gibi, Kıbrıs’taki olaylar Kıbrıs Rumlarının bir iç meselesini teşkil etmemektedir. Kıbrıs Türkleri de etkilenmektedir. Yunan cuntasının düzenlediği darbe bir istiladır ve sonuçlarından tüm Kıbrıs halkı, Türkler ve Rumlar acı çekmektedir...”
İşte Makarios’un bu tarihi konuşmasının ardından 20 Temmuz günü Anavatan Türkiye Londra-Zürih Anlaşmalarına dayanan Garantörlük hakkını kullanarak Kıbrıs’a müdahale etmiş ve biz Kıbrıs Türklerini mutlak bir soykırımdan kurtararak özgürlüğümüze kavuşturmuştur.
Kıbrıs Cumhuriyeti, Yunanistan, Türkiye, Birleşik Krallık tarafından imzalanan Garanti Anlaşması’nın 4. maddesi şöyle demektedir:
 “Bu anlaşma hükümlerine bir riayetsizlik halinde Yunanistan, Türkiye ve Birleşik Krallık bu hükümlere riayeti sağlamak için gereken teşebbüsler veya tedbirler hakkında birbirleri ile istişare etmeyi taahhüt ederler. Müşterek veya anlaşarak hareket mümkün olmadığı takdirde garanti veren üç devletten her biri bu anlaşma ile ihdas edilen nizamı tekrar kurmak münhasır maksadı ile harekete geçmek hakkını muhafaza eder”.
Anavatan Türkiye işte Garanti Anlaşması’nın bu 4. maddesi uyarınca adaya müdahale etmiştir.
Papadopulos  “Türk Ordusu’nun Kıbrıs’a müdahalesi Londra-Zürih Anlaşmalarına göre yasaldır, suç Yunan subaylarına aittir” şeklindeki Yunan Temyiz Mahkemesi’nin, 21 Mart 1979 tarih ve 2658/79 sayılı kararını; Avrupa Konseyi’nin 29 Temmuz 1974 tarihli 573 sayılı, Türk müdahalesinin  “işgal”  olmadığını belirten kararını da görmezden gelerek dünyayı kandırmaya devam etmektedir. Söz konusu, Makarios’un Papadopulos’u yalanlayan ve eli kanlı faşist Papadopulos’un iddialarının palavradan ibaret olduğunu ortaya koyan konuşmasını fasılalarla Yeniçağ Televizyonu’ndan ve KKTC’de Akdeniz Televizyonu’ndan, Makarios’un kendi sesinden yayınlamakta ve tüm dünyayı gerçekleri görmeye davet etmekteyiz.

Yazarın Diğer Yazıları