Mamut SHOTS, kısa hikayeler ile sanatseverlere ilham oldu

Mamut SHOTS, kısa hikayeler ile sanatseverlere ilham oldu
Güncel sanatta umut vadeden sanatçılar için benzersiz bir keşif alanı sunan ve 2015 yılından bu yana Akkök Holding ana sponsorluğunda düzenlenen Mamut Art Project, on binlerce sanatseverle buluştu.

Mamut Art Project'ten yapılan açıklamaya göre, 50 sanatçının 600’den fazla eserinin sergilendiği Mamut'un 7. edisyonunda; motivasyon, kolektif güç, farkındalık, cesaret, ilk adım ve üretken olma gibi kavramları, Mamut SHOTS adı altında heyecan verici bir konuşma serisine dönüştürüldü.

Sanat kariyerinin başında olan bağımsız yeteneklerin çalışmalarını destekleyen ve bu yeteneklerin sanatseverlerle buluşmasını sağlayan Mamut Art Project; yeni programı Mamut SHOTS ile Burçak Bingöl, Erdil Yaşaroğlu, Kürşat Başar, Mirgün Cabas, Memed Erdener, Tuğçe Tuna ve Tuğrul Tülek’i konuk olarak ağırladı. Mamut’ta, binlerce kültür sanat takipçisi alanında uzman isimlerden ilham veren hikayeler dinledi.

Unlimited Publications Genel Yayın Yönetmeni Merve Akar Akgün iş birliğinde gerçekleşen programda konuk olarak ağırlanan Kürşat Başar, "Gerçek motivasyon insanın içinden gelir. Bir reklam metni ile sanat eserini kıyaslayacak olursak reklam metni; bir ürünü daha çok parlatma, hatta göz boyama olabilir. Halbuki sanat eseri, bir sonuç düşünülerek yapılan bir şey değil ya da öyle olmamalı. Benim de genç sanatçı ve sanatçı adaylarına tavsiyem; her zaman yüreğinin sesini dinlemeleri... Daha fazla tanınmak için sevmediğiniz bir şeyi yapmayın. Çünkü bu, belki başkalarına keyif verebilir ama sizi mutlu etmeyecektir." ifadelerini kullandı. 

 "MUTLU OLACAĞINIZ İŞİ YAPIN"

Burçak Bingöl, kendi sanat kariyerini oluşturan mihenk taşlarına değinirken, Topkapı Sarayı’nda yer alan seramik panoyu anlattı. Bingöl, Ankara-New York arasında geçen yıllarını, ardından İstanbul’a gelişiyle evrilen üretimini ve Christian Dior için ürettiği çantayı da dinleyicilerle paylaştı. 

Erdil Yaşaroğlu, "Hayatımı değiştiren iki kitaptan biri özetle şunu anlatıyordu; çoklu kariyerler göreceğiz. Ben de karikatürü çok seviyorum ama 'Heykeli kariyer olarak yapabilir miyim' diye düşündüm. Okulda öğrendiğim her şeyi yeniden öğrendim. Mutlu olacağınız işi yapın gençler... Ben çok genç yaşta sevdiğim işi yaptım." ifadelerini kullandı.  

Mirgün Cabas, iddiasız bir sanatsever olduğunu belirterek, "Gözlemledim ki sahip olma duygusu sanatseverliğin önüne geçiyor. Mesela bizim 100 tane koleksiyonerimiz olacağına keşke 10 bin tane sanatsever olsa... Çünkü sanat eserleri görülsün diye var, karanlık bir yerde beklesin diye değil. Olabildiğince paylaşmak, belki ödünç vermek, belki eseri başka bir esere dönüştürmek… Sanat böylece daha fazla demokratikleşebilir." değerlendirmesinde bulundu.

Tuğrul Tülek, zaman kavramını kendi algısında yaşadığı gibi aktarmaya çalışarak kimilerine göre geç olarak algılanabilecek bir zamanda kariyer yolculuğunun basamaklarını nasıl çıkmaya başladığını anlatırken, Tuğçe Tuna da Türkiye'de ilk çağdaş dans alanında akademisyen olma, beden odaklı dans ve terapiye değindi.