Meclis binasını şehir kulübü yapıp tavla oynasınlar

Meclis binasını şehir kulübü yapıp tavla oynasınlar
İktidar yetkilileri koro halinde "Meclis'in gücünü artırıyoruz!" diyor.

Gerçekten öyle mi? Hayır! Tam tersine, yapılan anayasa değişikliğiyle Meclis'teki milletvekili sayısı artırılıp 600'e çıkarılıyor ama Meclis'in

yetkisi azaltılıyor!

16 Nisan'da sandıktan "Evet" oyu çıkarsa milletvekilleri ne iş yapacak?

Hemen hemen hiçbir şey!

Tüm yetkiler, aynı zamanda Parti Genel Başkanı olacak Cumhurbaşkanı'na devrediliyor!

Ülkede her şeyi o yapacak!

- Partisinin milletvekili adaylarını tek başına o belirleyecek.

- Hükümetin, yasamanın, yüksek yargının, Silahlı Kuvvetler'in, emniyet güçlerinin, başı hep o olacak.

- Meclis'i sollayıp Kanun Hükmünde Kararname çıkarma yetkisi bile Tek Adam'a verilecek!

CHP İzmir Milletvekili Aytun Çıray, "Bu durumda Meclis ne yapacak?" sorusuna şöyle cevap veriyor:

"16 Nisan'daki referandumda "Evet" oyu çıkarsa parlamentonun önemli bir işi kalmayacak! O zaman Meclis binasını 'Şehir Kulübü' yapsınlar, milletvekilleri de orada briç-bezik, ya da tavla oynasın!"

Bu kadar yetki bir kişiye verilirse, olacağı budur

Rahmi Turan Sözcü

 

 

***

 

 Rüzgar ekiyorlar

 -----------

İktidar yanlısı ağızlar hemen her gün silahlanma ve iç savaş tahriki yapıyor. Ankara Belediye Başkanı Melih Gökçek de sinyali çaktı... Dedi ki ekranda:

"Türkiye'de inanılmaz bir silahlanma oldu. Çoluk çocuk pompalı tüfek aldı. Kontrollü olursa bunun kullanımı Türkiye'yi cinayete götürmez. Eğer bir kalkışma olursa elinde silahı olan millet sokağa dökülür."

Gökçek bu sözlerle sivil silahlanmayı meşrulaştırıyor. Teşvik ediyor:

"Vatandaş sen de pompalı al, soran olursa darbeye karşı önlem alıyorum, dersin" anlamında bir şeyler geveliyor.

Ortada bir darbe tehlikesi yokken bunları söylemek belli ki halka korku salmak amacı taşıyor. Toplumu iç savaşla tehdit ediyorlar.

Rüzgâr ekiyorlar...

Melih Aşık Milliyet

 

***

 

Bahçeli "Erdoğan'ın tek adamlığını" bu kadar çok güveniyorsa

neden cumhurbaşkanı seçiminde Erdoğan'ı değil de Ekmeleddin İhsanoğlu'nu destekledi?

Akif Kökçe Milliyet (Açık Pencere)

 

***

 

O yandaş 'evet' oyunun ne anlama geldiğini anlamış mı

Hükümete yakın bir gazete büyük keyifle başlığı atmış:

"Şilili reklamcıdan CHP'ye şok..."

Ben de bu haberi anlamadım.

- BİR: Bir şey öneren taraf CHP değil, Anayasa değişikliğini hazırlayan AKP-MHP bloku.

- İKİ: CHP'nin bir şey önermesi gerekmiyor. Var olan rejimin değişikliğine yol açacak bir başkanlık sistemine hayır diyor.

- ÜÇ: Bu başlığı atan gazete Şilili reklamcıya bir sorsun. Bakalım referanduma sunulan Anayasa değişikliğinden kendisi ne anlamış...

- DÖRT: Anladıysa AKP'ye de anlatsın. Çünkü, parti adına kampanya yaptığını sananlar da pek anlamış görünmüyor.

Ertuğrul Özkök Hürriyet

 

***

 

 Bu bir "4 yıldızlı general" yazısıdır

Hürriyet Gazetesi dün "7 eleştiriye 7 yanıt" manşetiyle çıktı. Ama asıl aynı haberin iç sayfasındaki başlığı daha önemli.

Hürriyet haberin ayrıntısını "Karargâh rahatsız" başlığı ile duyuruyordu.

Haberin başında nal gibi fotoğraflı "Hande Fırat" imzasını görünce "Bravo, herkesi atlatmış yine, Genelkurmay Başkanı ile konuşmuş" diye düşündüm.

Ancak haberi okumaya başlayınca yanıldığımı gördüm. Çünkü "karargâhın rahatsızlığı" bir kişi ile yapılmış konuşma değil,

karargâhtan dedikodu niteliği taşıyan bir kulis yazısıydı bu.

(Konuşmanın muhtemelen Hulusi Akar'la yapılmış olduğunu sanıyorum.)

Tıpkı 28 Şubat dönemindeki gibi "4 yıldızlı general" haberi gibiydi.

(...) Bana Hürriyet yine Ankara temsilcisi aracılığı ile bu yöntemi hortlatıyor gibi geldi. Bu ne demek? Şu; Hürriyet, AKP tabanında ciddi bir alerji yaratan 28 Şubat dönemini hatırlatarak, bu kitle, ama özellikle kararsız kesimler üzerinde ciddi bir algı operasyonuna soyunuyor. Kısacası üstü kapalı bir "aman evet oyu kullanın" çağrısı yapıyor.

(...)

Habere göre türban kararı bakanlık tarafından alınmış, askere hiç sorulmamış.

Konuyla ilgili paragrafta "türban kararından rahatsızlık duyulduğu" belirtilmiyor ama "Bunda Genelkurmay Başkanlığı'nın dahli olmadığı" açıklanıyor.

(...)

Bir eleştiri de Hulusi Akar'ın Erdoğan'la çok sık görüşmesi. Dedikodu-kulis haberinde Akar'ın Erdoğan'ın sadece iki dış gezisine katıldığı belirtiliyor. Aslında eleştiri geziye gitmesine değil, siyasi tavır koymasına, namazda saf tutarken fotoğraf servis etmesine ama bunlara cevap yok.

Bir diğer eleştiri Amerikan Genelkurmay Başkanı ile İncirlik'te görüşmesi. 5 görüşme yapılmış, üçü Ankara'da ikisi İncirlik'te olmuş. Amerika'daki görüşme ise Türkiye Büyükelçiliği'nde olmuş.

Çuvalcı Amerikan generalinin Akar'a madalya takmasının ise "Başka komutanlara da takıldığı için normal" olduğu ileri sürülüyor.

Akar'a yöneltilen "Kardak'ta hatıra fotoğrafı şovu yaptılar" eleştirisine cevap olarak da "kararlılık mesajı verildiği"

vurgulanıyor ve bazılarının "Yunanistan'ın ekmeğine yağ sürme çabalarının" düşündürücü olduğu belirtiliyor. Yersek tabii.

Son eleştiri ise Akar'ın darbeci general Mehmet Dişli ile ortak arsa alması konusunda. Bu haber de yalanlanıyor.

Hürriyet Ankara temsilcisi üzerinden Genelkurmay bir mesaj göndermiş hepimize ama asıl sorulan "darbe gecesi ne oldu, bilinmeyen 6 saatte neler yaşandı" sorularına tek satır cevap verilmiyor...

Can Ataklı Korkusuz

 

---

ercan-akyol.jpeg

Ercan Akyol Milliyet