Meclis'in yasama inisiyatifi kırıldı!

Meclis'in yasama inisiyatifi kırıldı!
Meclis'te konuşan CHP'li Kaboğlu, Cumhurbaşkanlığı rejiminin tek kişinin güdümünde erklerin birleşmesi olarak tanımlayarak, Meclis'in yasama inisiyatifinin kırıldığını söyledi.

TBMM Genel Kurulu'nda konuşan CHP İstanbul Milletvekili İbrahim Özden Kaboğlu, Meclis'in yasama inisiyatifini kullanamadığını söyledi.

Cumhurbaşkanlığı rejiminin "Tek kişi güdümünde erklerin birleşmesi" olduğunu söyleyen Kaboğlu, "Komisyonlar ve Genel Kurul çalışması olarak yasama inisiyatifi kırıldı. Öte yandan, Cumhurbaşkanlığı kararnameleri, ciddi bir biçimde yasama alanını kemirici ve değersizleştirici bir eşiğe getirdi bizi" dedi.

Kaboğlu'nun Meclis'teki konuşmasından satır başları şu şekilde:

"Demokratik hukuk devleti için yasama işlevi, esasen 27'nci Dönem yasama organının ilk altı ayı üzerinde yasama açısından değerlendirmelere, daha çok ön gözlemlere ilişkin bulunmaktadır. Bu döneme damgasını vuran kavram "torba yasa" olmuştur. 27'nci Dönemde 16 öneri yasalaştı, bunların yarısına yakını torba yasa şeklinde. Bu açıdan, görüşülen 292 maddenin 195'i torba yani yüzde 67'si torba şeklinde. Şu anda komisyonlarda görüşülmekte olan ve Genel Kurula gelecek olan öneriler de torba şeklinde. Bu itibarla, bu dönemde Meclis, 600 milletvekiliyle toplam olarak 417 maddeyi görüşmüş bulunuyor, torba yasa yoluyla fakat tek başına Cumhurbaşkanı, 1.640 maddeyi düzenlemiş bulunuyor -bugünkünü hesaba katmazsak- 25 Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle."

Genel görünüm şudur: Paralel mevzuat ortaya çıkmıştır; bir Anayasa var, Anayasa'ya aykırı yasalar var, hem Anayasa'ya hem yasalara aykırı Cumhurbaşkanlığı kararnameleri var.

"Peki, o zaman şunu hatırlayalım: 16 Nisan 2017'de Anayasa ayrışma eksenleri nelerdi? Anayasa değişikliğini savunanların başlıca tezleri şunlardı: Çift başlılık sona erecek, vesayet bitecek, erkler ayrılığı sağlanacak, yasama özerk olacak, koalisyonlar dönemi sona erecek, cumhurbaşkanı sorumlu olacak. Karşı çıkanların görüşleri şunlardı: Anayasal denge ve denetim kalkacak. Hesap verebilir bir yönetim olmayacak. Bürokratlar yani atanmışlar hâkimiyeti öne çıkacak. Parti başkanı Cumhurbaşkanlığı, devlet tüzel kişiliğini temsil eden tarafsız makamı ortadan kaldıracak. Kişi projesi Anayasa, kişi parti devleti sürecine ivme kazandıracak. Anayasa değişikliğinde toplumsal ihtiyaçlar yerine, OHAL fırsata çevrilerek istismarcı Anayasa değişikliği meşruluk sorununu da beraberinde getirecek. Evet, kaldırılan parlamenter rejim olacak ama yerine gelecek olan bir başkanlık rejimi olmayacak."

"Peki, acaba hangisi teyit edildi bunlar arasında? Şu var: Meclisin asli ve genel yasama yetkisi devam ediyor. Gözlemler olarak şu üç gerekçeden birincisi: Koalisyon yoktu zaten, bitecek denildi ama ittifak geldi. İkincisi: Yasama inisiyatifi Meclis tekeline verildi ama Meclis yasama inisiyatifini kullanamıyor. Üçüncüsü: "Erkler ayrılığı sağlanacak." denilirken tek kişi güdümünde erklerin birleşmesi tehlikesi doğdu. Dolayısıyla, komisyonlar ve Genel Kurul çalışması olarak yasama inisiyatifi kırıldı. Öte yandan, Cumhurbaşkanlığı kararnameleri, ciddi bir biçimde yasama alanını kemirici ve değersizleştirici bir eşiğe getirdi bizi. Çıkarılan yasalar şu iki bakımdan sorunlu bulunuyor, birincisi: Nitelik bakımından. Kabul edilen yasaların ve maddelerinin, kişilik dışı, nesnel, eşit ve soyut metin olma özelliklerinden yoksun olduğu için nitelikli yasa özelliği bulunmuyor. İkincisi: Torba yasa, öngörülebilirlik, ulaşılabilirlik ve saydamlık ilkelerinden uzak olduğundan yasamanın iç tutarlılığı, mevzuatın iç tutarlılığı ortadan kalkmış oluyor."

"Sonuç olarak "Anayasa'ya saygılı, Anayasa'ya uygun yasa" kavramı yerine Anayasa'ya aykırılık süreci genelleşmiş bulunuyor. Bu süreçte, ittifak yani AK PARTİ, MHP ikilisi ve muhalefet üçlüsü veya altılısı arasında şöyle bir buluşma ortaya çıkmış bulunuyor. Muhalefet meşruiyeti sorguluyor, ittifak ise Anayasa'nın meriyetini sorguluyor. Bu ikisinin buluşması esasen 6771 Anayasa değişikliğinin sürdürülemezliğini sorguluyor -her ikisi de sorguluyor, bütün Parlamento- ve onun sürdürülemezliği konusunda buluşuyor."